Sevginin Neresindeyiz?

Sevgiye saygıya ve muhabbete giden o kadar yol var ki tarifinden aciziz.Fakat ne faydaki insan kendini okumadığından veya üstünde kudret-i ilahi tarafından yerleştirilen muhteşem cihazatları derk etmediğinden,pusulasını kaybeden gemi gibi dünya denizinde kendi sahasında dönüyor.İnsanlık aleminde eğitimciler siyasetçiler müderrisler üniversiteliler gönüllü kuruluşlar vesaireler sevginin üzerinde durmaları bir zaruret haline gelmiştir.Beşer olarak girdabına girdiğimiz ve engellere takıldığımız ve kargaşalara sebep olduğumuz ,daha ötesi savaşlara iteklendiğimiz hadiselerin dibinde sevgisizlik saygısızlık vardır.
İnsan kendini okuyamadığından veya can kulağı ile vicdan mahkemesini dinlemediğinden isyanda ve itirazda edebilir.Melek iken zalimde olabilir.Direksonu kırılan arabadaki kaptan gibi uçurumlara muhataptır.Çağımızın gönül kahramanı Hz.Bediüzzaman  der ki “Ey nefisperest nefsim, ey dünya perest arkadaşım! Muhabbet şu kâinatın bir sebeb-i vücududur. Hem şu kâinatın rabıtasıdır, hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır. İnsan kâinatın en câmi bir meyvesi olduğu için, kâinatı istilâ edecek bir muhabbet, o meyvenin çekirdeği olan kalbine derc edilmiştir.” [1]demektedir.
Saatlerce üzerinde yorumlar yapılacak ,konuşulacak ve durulacak bir tesbit.İfade edildiği gibi muhabbet yani sevgi “Kainatın sebeb-i vucudu “ise biz bunun neresindeyiz.Acaba hem kendimizi ve hem de alemi kandırıyormuyuz.? Başta Peygamber efendimiz “asm” olmak üzere bütün İslam velileri ve gönül ikliminde ma’kes bulmuş şahsiyetlerde hakim olan sevgidir,muhabbettir ve saygıdır.Büyük dünya ailesinde Eşref insanlar ,vasıflı şahsiyetler,münevver fikir erbabları  kendilerine rehber Hz.Muhammed “asm” efendimizi almışlardır.
Efendimizi 1444 yıl önce dünyaya teşrifleriyle dünyaya kainatı aydınlattığı gibi gönülleri de kalbleride aydınlatmıştır.Gönül ve kalblerini aydınlatamayanların vay haline.Bir misalle bunu açmak isterim. Köre kör demiyoruz onlara “ağma” diyoruz.İşte böyle bir insanın kafasına bin voltluk bir lamba yerleştirsek ,o her yeri aydınlatır.Fakat o kişinin gözleri görmediğinden kendisi karanlık içindedir.Hz.Peygambere iman etmiş,fakat onu yaşantısına intikal ettiremeyen kişiler bunların ta kendisidir.
Hz.Peygamber “asm” “kişi sevdiği ile beraberdir” [2] buyuruyor efendimiz.Hz.Peygamberinin sünnetine uymayan sevgi ile mahşerde  ve mahkeme-i kübrada yerleri nasıl olacak? kabirde berzahta nasıl olacak? Batı dünyası bu hadisle Hz.Peygambere efendimize  var gücü ile salavatlarla koşarken,İslam dünyasının belalı ve karışık kardeşleri “Irak Suriye mısır Afganistan”birbirlerine ve halklarına silahla ve hurharca katliamlar yaparken bu hadisin neresinde bulunacaklar ve nasıl şefaat talep edecekler?
UNESCO  Hz.Mevlanayı Hz.Yunus Ermeyi vefat ve doğum yıllarında  “dünya sevgi günü” ilan etti.Şimdi Hz.Peygambere doğru gidiliyor.Böyle bir günde 2 milyarlık İslam dünyası gerçek sevgiyi ve muhabbeti bulursa ve içtimai ve sosyal hayatta hayata göçerirse,dünyanın şekl-i hazırı değişecektir.Aslında kendini okuyamayanlar Hz.Yusuf aleyhisselamın ve Hz.Vahşi “r.a”hayatınıda okuyamıyorlar.Onları okusalar sevgiyi iltifat-ı Rabbaniyi şefkat-ı Peygamberiyi görecekler ami iken alim olacaklar, zalim iken melek olacaklar.21.yüz yılın meşru zeminleri sevgiye,muhabbete açıktır ve her şeye yeter.. Hayvanat alemini sevenler insan alemini nasıl sevmezler?                  
 
[1] Büyük sözler 24.söz 5.dal B.S.N
[2] Hadis-i Şerif .Müslim 165.Buhari 96


Yazarın Diğer Yazıları