DUNNING-KRUGER ETKİSİ

Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

 

Hayatım boyunca aptal yerine koyulduğumu hissettim. Hatta yakınlarım, dünyanın en "aptal” insanı olduğumu itiraf ettiğimi defalarca kez duymuşlardır. Pozitif bilim de bunu destekliyor. Pek çok insan da sosyal medyada kendilerini "çılgın” olarak etiketlemekten enteresan bir haz alıyor. Bugün sizlere son dönemin moda sözlerinden olan "aptallık mutluluktur” ifadesini açıklayacağım. Lütfen kelimeler kaba gelmesin, gerçek acıdır…

 

Bilim adamları, insanların kişisel yetersizliklerinin ne kadar farkında olduklarını sorguluyor.

 

Dunning-Kruger etkisi, yeterli bilgi ve becerilere sahip olmayan bireylerin kendi yeteneklerini olduğundan fazla görme eğilimi olarak tanımlanıyor. 1999 yılında Cornell Üniversitesi'nde yapılan çalışmalarda katılımcılara 4 ayrı test uygulanıyor. Ardından da test sonuçları hakkında fikirleri alınıyor. Çıkan sonuç: Testte düşük sonuç alanlar, kendilerini değerlendirirken yüksek puanlar öngörüyorlar. Tam aksine yüksek başarı sahipleri de gerçekte olandan daha az puan aldıklarını sanıyorlar. Bazılarımız buna hiç şaşırmadı değil mi?

 

Kendimi ait olmadığım yerlerde hayal ettiğimde bana da böyle olur. Oysa makam koltuklarını işgal eden orada ne yaptıklarını genelde düşünmezler. Burada çok tekrar ettiğim bir kavram çıkıyor karşımıza: Liyakat! (İşinin ehli olup orayı hak etmek yani)

 

Benzeri bir çalışma 2020 senesinde EEG kullanılarak yapılıyor. Sonuçta test verilerine göre en alt segmentte olan %25 oranında insan kendilerini çok başarılı buluyorlar. Kalan %75 ise yeterli yapamadıklarını düşünüyorlar. Yani aptal dağına tırmananlar zirvede mutlular. Sürekli daha iyi, daha başarılı, daha faydalı olmaya çalışanlar ise bu duruma kayıtsızlar. Bu durumda sunulan ilk züğürt tesellisi de şu: "Aman canım daha iyisi mi var, elimden gelen bu kadar…” Büyük evrenin (makrokosmos-sistemullah) işleyişi gayet net aslında.

 

Mesela beni bir düğün salonuna veya diskoya götürseniz elim ayağım şaşar. Beynim aşırı yük altında su kaynatır. İnsanlar gevşemiş ve rahat tavırlarla dans ederler. Bense kalakalırım orta yerde. Kollarımla bacaklarım uyumlu mu, ritmi tutturabiliyor muyum, bir tanıdık görse şu an acaba ne derdi? Aslında yapabilirim fakat "hakkını vererek” başarmak kaygısı beni engeller. Günün sonunda o dans pistine asla çıkmam, millet kurtlarını döker!

 

Yetersizliğinin farkında olmamak ilahi bir lütuftur. Nerede duracağını bilmemek güzeldir. Kim olduğunu anlamamak hatta merak etmemek harikadır. Karşındaki haddini aşmak endişesi ve korkusuyla kilitlenmişken ukalalık etmek muhteşemdir. Dunning-Kruger'e göre "aptal” olan kişiler bunun farkında değiller. Bence gereksiz yere uğraşmışlar!

 

Kendi yeterliliklerini küçümseme (görememe) eğiliminde olanların hali ortada. Onlar minicik su birikintilerini aşmaya (anlamaya) uğraşırlarken millet okyanusa açılmış bile… Okuduğum eserlerde hep şu vardı: "Fazla mütevazı davranma, gerçek sanırlar!”

 

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları