EMPATİ GRAFİĞİ

Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

 

Annelerin "insan” ve babaların da "insanoğlu” olmasına dair merhum Neşet Ertaç saptamasının üzerinden seneler geçti. Kelime anlamıyla hepimiz insanız tabi… Ancak bizi insan yapan acaba insan bir anne ve babadan dünyaya teşrif etmemiz mi? İşimize gelmeyince; ebeveynlerimiz kader, yaşadığımız coğrafya kader, ömür aşındırdığımız zaman dilimi yine kader!

 

Ne meşakkatli iştir oysa bir yavruyu büyütmek. Bizim abdalların bebeleri gibi "yap, sokağa sal” felsefesiyle yetiştiriyorsanız o başka… ki hakir görülen, azınlık olarak mücadele vermeye zorunda kalan gruplardan da nice değerli insan evladı çıktığı bir gerçektir. Asalet kanda mıdır, malda mıdır, canda mıdır? Yaptığımız her eylem zihnimizin kabulleri ve kurgularına bağlıdır.

 

İnsanların birbirleriyle sınandığı gerçeği tartışmasızdır. Toplumsal varlığımızı sürdürmek ve birey olarak kendimizi doğru ifade edebilmek çok önemlidir. Bunu sağlamanın en temel ve en önemli yollarından birisi de empati kurmaktır. Hepimizin bildiği özet tanımıyla empati ifadesi: kendini karşısındakinin yerine koyabilmektir. Hepimiz buna dikkat ediyor muyuz peki? Hiç sanmıyorum! Empatinin zerresi mevcut olsa eğer, dünyada şiddet ve zorbalık kalmazdı…

 

Özellikle erkek egemen toplumlardaki güç savaşı ve empati yoksunluğu, günümüze kanlı bir tarih kalmasının da en temel sebebidir. Postu için, dişi için, yağı için hayvanları katleden zihniyet insana neler yapmaz! Bu bağlamda anlıyoruz ki empati sadece kendini muhatabının yerine koymak değil. Devamında da onunla düşünsel, duygusal ve davranışsal bir bağ kurmaktır.

 

Antik Yunanca köküyle, "en-” iç, içine, içinde anlamlarında bir önektir. Kendisine eklenen ikinci kelime "-patheia” ise acı, hissetme, algılama" olarak dilimize çevrilebilir. Yani karşısındakinin durumuna dair bilinçteki istekleri, davranışlardaki motivasyonu anlamaktır.

 

Empati toplumda var olmanın denge noktasıdır. Nitekim derinden, samimi bir içselleştirme çabası olmadan bağ kurulması çok zordur. Şu yazıyı okuyacak dört dakikası olmayan kişilerin böylesi zor bir işe girişmesi beklenemez. Peki o zaman ne olur? Karşımıza yeni bir terim çıkar: Apati, yani hiç anlayış olmaması ve duyarsızlık hali. Zamanla gelişen apati durumu ise evrilerek psikopati haline dönüşür. Bu ifadeleri teknik (psikiyatrik) anlamıyla değil sosyal kavramlar olarak kullandığımızı belirtmekte fayda var. Çünkü yanlış anlaşılmak, hiç anlaşılmamaktan kötüdür.

 

Hayvana şiddet, karşıt görüşe şiddet, kadına şiddet! Çaresizce konuşur dururuz!

 

Şiddet hepimiz doğasında vardır. Ancak zamanla neye dönüşür, orası bize kalmış. Kişizade henüz çocukken bunlara şahit olur. Önce kendi içinde sorgular ve bunu anlamlandıramadığı için panikler. Babam neden anneme bağırdı, köpeğe niçin tekme attı, maçta niye küfretti? Liste uzayıp giderken evladımız büyür ve yaşananlar normal gelmeye başlar (apati). Sonrasında kendi yuvasını kurup her ne deneyimlediyse onu yaşatarak devam eder. Eğer toplumdan onay alıyor ve destekleniyorsa işte o zaman dozu artırır. Bıçkın delikanlı bir bakmışsınız maganda (psikopat) olmuş…

 

Empati grafiğiniz yükselirse sempatiye dönüşür. Yani "bir” olanda yok olur egolarınız!

 

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları