MÜTEAHHİT MENAJER

Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

 

Bu hafta üniversitede okuyan oğlum eve teşrif etti. Kendisiyle bireysel ve küresel gelecekle ilgili sohbet etme imkânı bulduk. İleri yaştakiler ne kadar negatif eleştirirlerse eleştirsinler ben hep yeni kuşaklarının tarafını tercih ederim. Bu nedenle empatik ve etkin bir paylaşım yapabiliyorum. Genç insanları anlayamasam da gayret ediyorum. Belki klişe ama onlar geleceğimiz.

 

Bana dedi ki yazmak ve anlatmak için bu kadar çırpınmam pek karşılık bulmuyormuş. Biliyordum. Ne demişler, "dost acı söyler” değil mi? Günümüz insanı öncelikle "okur” değil. Nedense bundan pek gocunmuyorum, çaresiz bir kabulleniş içerisindeyim. Sosyal medya okurluğu, dijital mesaj okurluğu ve e-posta okurluğu yeterince meşgul ediyor insanları. Eğer klasikleri merak ediyorsanız türlü şekilli özetler, anekdotlar ve alıntılar elinizin altında. Dostoyevski ya da Kafka kitaplarına ne gerek var, illa entel görünecekseniz "Kürk Mantolu Madonna” size yeter!

 

Gençler diyor ki pek çok üniversitenin önemli bölümleri anlamlarını yitiriyorlarmış. Çok fazla fakülte olduğu için yaşanan veteriner hekimi, avukat, mimar enflasyonu malum…

 

Mezunların çilesi, KPSS, atama, özel sektör derken nereye varılıyor? Gönüllü veya gönülsüz bir sistem kölesi olmaya tabi! Kapağı bir yerlere atanlar şanslı ve sabit gelirli, geri kalanlar başlarının çaresine baksınlar bi' zahmet… Merak etmeyin politik bir metin değil okuduğunuz. Yazdıklarımsa herkesin bildiği gerçekler. İsimlerini yazamadığım yüzlerce ölen meslek de dahil!

 

Gençlerle konuşunca dikkatimi çeken iki meslek oldu: Müteahhit ve menajerlik… Bu insanlar ne tür bir eğitim alıyorlar, bu branşların hangi üniversitelerde bölümleri var? Elbette buraya kadar okuyanlar yanıtları biliyorlar. Kısa bir internet motoru aramasıyla hepsi meydana çıkıyor. Basitçe ifade etmek gerekirse ilgili kamu (devlet) kuruluşlarının onayı ve kâğıt kürek işleriyle alınıyor.

 

Sen mimar olacağım diye debelen, spor bölümünde takla at, hayat devam ediyor. Bu insanlar, çoğu yerde mimarlardan daha kolay bina inşa edip yıkabiliyorlar. Bu insanlar, sizin ancak hayallerinizde karşılaşabileceğiniz kişilerle sanat veya spor ticareti yapabiliyorlar.

 

Kulakları çınlasın bir Ahmet San'ımız vardı. 1990'lı yıllarda Tarkan, Sezen Aksu, Kenan Doğulu gibi isimlerin menajeriydi. Popstar Türkiye yarışmasında iki sezon jüri üyesi olmuştu. Michael Jackson, Madonna ve Metallica gibi büyük yıldızların da Türkiye'deki ilk konserlerini organize etmişti. O en azından Galatasaray Lisesin'den sonra Sorbonne'da işletme okumuştu. Müzik eğitimi olmasa da büyük işler yaptı. Neyse ki bilinen müteahhitlik deneyimi yok.

 

Oğluma ve yakın arkadaşlarına (özellikle Umut) dedim ki, "Gençler, bizde anadan atadan kalma bir sermaye, devam eden bir iş yok; tarla, bahçe, atölye hak getire… Aylık kazancımız da belli! Paranın parayı kazandığı ve insana dair her şeyi satın almaya çalıştığı bu sistem yeni değil. Kolay kolay değişecek gibi de değil. Anadolu insanı mert, dürüst, cömert olduğu sürece ve bizler aynı saflıkla yaşadığımız sürece mutlu olacağız. Mutlu ama fakir olacağız…

 

Çemberi kırmak mı istiyorsun? Hedefini belirleyip inanacaksın, çok çalışacaksın!

 

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları