DHKP-C, Ankara'daki ABD büyükelçiliğine yapılan saldırıyı üstlendi. Saldırının gerekçesi olarak ise ABD'nin Irak, Suriye, Mısır ve Libya politikası gösterildi. DHKP-C terör örgütü olmasa ve de bu eylemi terör eylemi olmasa bu örgüt yerden göğe kadar haklı. Esas terörist sionist güdümündeki ABD ama bunu anlatmak ve kitleler tarafından ferasetle algılanması çok zor görünmekte ayrıca halklar fakir bırakıldığından geçim kaygısı sıhhatli düşünmenin önüne geçmektedir.
ABD terörist olmasına rağmen nedense genellikle sol gruplar tarafından protesto edilmektedir. Tarihe bakacak olursanız 60 lı yılladan beri hep ABD emperyalizmi solcular tarafından etkili protesto edilirken, sağ ve muhafazakar iktidarlar hep Amerikan yanlısı olmuşlardır.
İster istemez tarihin tozlu raflarına uzanarak 1946 daki Misuri zırhlısının Türkiye’yi ziyareti ve 1969 daki 6. Filo protestoları aklıma geldi, 1946 yoktum ama 1969 daki olaylarda çcuktum ve hayal meyal hatırlıyorum. Misuri, Kızkulesi önünde “Welcome” pankartıyla selamlandı. Misuri’nin gelişinin anısına PTT, “Missouri” adlı 3 pulluk bir seri yayınladı. Misuri’nin şerefine TEKEL de 50 sigaralık özel sigara üretti. Misuri’nin gelişi anısına, Hereke halı fabrikasında 18 küçük halı üretildi. Sizin neyinize bu emperyalist ABD ‘ye hoş görünürsünüz, ama iktidarda olabilmek için mecburdular.
Diğer bana göre acı olan hadise 1969 da emperyalist ABD solcu ve komünist kesim tarafından protesto edilirken, sağ ve muhafazakar gençler maalesef ABD bekçisi haline getirildiler bu oyunu o zamanın iktidarı Adalet Partisi oynadı ve idealist ve müslüman gençler kullanıldı. 6. Filo İstanbul’a girmeye hazırlanırken saflar da belirginleşmişti:
Bir tarafta antiemperyalist, bağımsızlıkçı, ABD karşıtı “solcu” gençlik; diğer tarafta ise dinci, ABD yandaşı “sağcı” gençlik… Solcu gençlik, “Yankee go home” diye bağırmaya hazırlanırken,Sağcı gençlik, “Komünistler Moskova’ya” diye bağırmaya hazırlanıyordu.Yani, bir tarafta ABD emperyalizmine baş kaldıranlar, diğer tarafta ise ABD emperyalizmine başkaldıranları “Komünist” diye adlandırıp onlara başkaldıranlar vardı. İşin en tuhaf yanı, ABD emperyalizmine başkaldıranlara saldıranlar, “bayrağa saygı” toplantıları yapan ve kendilerini “milliyetçi” olarak gören gençlerdi. Ama bu “milliyetçi gençler”, ne hikmetse “Türk bayrağını yırtan” ABD emperyalizmini “tekbirlerle”, “dualarla” hatta “namazlarla” karşılayacaklardı.
Sanki şimdi durum farklı mı? Hadi cesareti olan çıksın ve Irak ve Suriye başta olmak üzere Büyük Orta Doğu Projesine karşı çıksın ve gerçek teröristi ilan etsin.
