Antalya'da Mescit

Yıl 1985  Antalya Tıp Fakültesine mecburi hizmetli Kadın Doğum uzmanı olarak atandım ve göreve başladım. Tıp Fakültesinin kuruluş yılları idi ve binası Kepez’de orman içerisindeydi. Tabii güzellik olarak denecek yoktu ama gerek teçhizat açısından ve gerekse kadro olarak oldukça açığı olmasına rağmen dikkat çeken husus ise o yıllarda bile böbrek nakli ameliyatlarına başlamış olması idi. Ancak namaz kılacak mescidinin olmaması gerek hastalar ve gerekse personel açısından büyük eksiklik idi ve benimde gider gitmez dikkatimi çekmişti.

Cuma namazları için yaklaşık 4 km uzaklıkta bir köye gitmek zorunda kalıyorduk. Benden eski arkadaşlara mescidin neden olmadığını sorduğumda tabiri caizse kırk dereden kırk su geliyordu. Binanın küçük oluşundan tutunda, karayollarına ve orman idaresine kadar işin ucu uzuyordu, izin istenmiş, izin bekleniyormuş, fizibilite yapılacakmış vs vs.  Arkadaşlarla istişare ettiğimizde bu şekilde bir yere varamayacağımızı anladık ve pratik çözüm üretmeye karar verdik. Birinci madde hiçbir yerden izin alınmayacak ve oldu bittiye getirilecekti, gidişat bizi bu yola sürüklemişti.

Orman arazisi çok genişti ve küçük bir kısmına rahatlıkla mescit yapılabilirdi. Derhal bir planlama yaptık ve harekete geçtik. Hem kendi aramızda ve hem de esnaftan para toplamaya başladık ve kamyoncusundan tuğlacısına kadar organize ettik ki Allah hepsinden razı olsun hepsi bize çok yardımcı oldu hatta bazıları Tıp Fakültesine mescit lafını duyunca  iş karşılığı hiç para almadı. Bir Cumartesi Pazar operasyonu ile ki,  bunu yapmaya mecburduk dekanlık, rektörlük, karayolları, orman vs  hiçbir yerden izin alınmamıştı, 2 günde mescidin ana gövdesi bitti ve üstü açık kalmasına rağmen tuğlalar örüldü. Hatta Pazartesi olduğunda orman bekçileri gelip, mescidin görünen lideri ben olduğum için , tutuklamaya bile kalkdılar.Lafı uzatmayalım mescit kavramı karşısında tabiri caizse herkes saygı duydu veya duymak zorunda kaldı, hepsinin yetkisi olamsına rağmen hiçbiri ruhsatsız diye yıkamaya kalkmadı. Hatta o zamanlar Anavatan Partisi İl Başkanına gidip izinsiz mescit yaptığımızı ve bize yardım etmesini söylediğimizde çok iyi yaptığımızı ifade edip bizi tebrik etmişdi.


Geçenlerde Antalya Tıp Fakültesinde , yeni binadan bahsediyorum, mescit açılmasına öğretim üyelerinin karşı çıkmasına hayret ettim ama bazı yorumlar yaptım. O yıllarda sessiz sedasız mescit açmıştık ve hiç kimsenin sesi çıkmamıştı da şimdi neden reaksion gösteriliyor. O yıllarda 12 Eylül gölgesi ve  İslami yaşayış adeta ateşden gömlekti. Şimdi ise tam tersi herşey serbest olduğu gibi o zamanlar bunlara karşı çıkıp yasaklayanlardan bazılarıda hapisde. Demekki bu öğretim üyeleri bu yapılanlara yani hapis ve baskılara reaksioner olarak mescide karşı çıktılar diye yorumluyorum.
Neticede benim bütün bunları nasıl karşıladığımı sorarsanız hiç yorum yapmamayı tercih ediyorum.


Yazarın Diğer Yazıları