Nihayet

Avrupa Birliği'ne yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan AB'nin 1959'dan bu yana Türkiye'yi oyaladığını söyledi. ''AB sürecini hız kesmeksizin devam ettiriyoruz. 12 Eylül 1963'te başlayan resmi süreçten bugüne geliniyor. Bugüne kadar sabretmişiz. Alınan mesafe var mı? Baktığınızda Gümrük Birliği'ni, Helsinki'yi, bir de bizim müzakere sürecinin başlatılmasını görüyorsunuz. Üç önemli çıkış diyebiliriz. Bunun dışında bizi hep oyaladılar. Bir başka ülkeye bunu uyguladılar mı? Hayır. Bu aslında Türkiye'ye bir saygısızlıktır. Bunu dillendirmemizden daha doğal ne olabilir? Peki AB bizim olmazsa olmazımız mıdır? Değildir. AB'ye almazlarsa kıyamet kopacak değil. Zaten kıyamet de kopmuyor. Biz yine yolumuza yine istikrarlı şekilde devam ediyoruz.”


Sayın Başbakan bakın bugün bunları söylüyor. Halbuki 40 yıl önce rahmetli Erbakan hoca onlar ortak biz Pazar diyerek tenkit etmişti, fakat popülizmin çok yüksek olduğu ülkemizde 50 yıldır bütün politikacılar hep oy kazanma uğruna  AB yi savunmuşlardı ne zamanki bıçak kemiğe dayanma değil kemiği kırdığında gerçekler yavaş yavaş dillendirilmeye başlandı.


Bende acizane 2008 ve 2011 yıllarında yine bu sütunlarda yazdıklarımı hatırlatmak istedim.
Nisan 2008 '' İran Avrupa Birliği  Gümrük Birliği anlaşması imzalamamıştır dolayısıyla çok rahat ticaret yapabilmekte ve aynı ilacın muadillerini Hindistan ve Çin den daha ucuz temin edebilmekte biz ise kendimizi bağladığımızdan dolayı aynı işlemi yapamamaktayız. Sağlık giderlerini azaltmak hükümetin için bu günlerde var gücüyle Doktorların ve özel sağlık kuruluşlarının üstüne gittiği şu günlerde  bu uluslararası firmalar adeta acımasız bir şekilde halkımızı  soymaktalar. Şimdi diyeceksiniz ki ne yapalım AB den vaz mı geçelim, ya vazgeçeceğiz veya  zaten 50 yıldır bir hayal haline gelen AB tam üyeliği uğruna daha bakalım ne kazıklar yiyeceğiz.''


Ocak 2011 '' Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, ne kadar doğru bir tespit. Ama biz bir türlü inanmak ve kabullenmemekte israr ediyoruz. Elli yıldır Avrupa kapısında bizi oyalamışlar, halen oyalamakta devam ediyorlar, aralarından Merkel gibi doğruyu söyleyen bir kişi çıkıyor hala inanamıyoruz ve kabullenemiyoruz. Maalesef yalancılık içimize işlemiş, yalan söyleyip Avrupa kapılarında süründüren politikacılara hala prim veriyoruz, ama doğru söyleyip, sizi Avrupa'da görmek istemiyoruz ve içimize de almayacağız diyene kızıyoruz. Sayın Merkel, daha önce verdiği birçok demeçte ve Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Sarkozy ile birlikte verdikleri ortak demeçlerde, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu açık açık ifade etmiştir ”Türkiye'nin AB'de imtiyazlı ortak olmasına evet, AB üyesi olmasına hayır!” söylemini sıklıkla kullanıyor.


Durum bütün çıplaklığıyla ortada iken hala Merkel'den ikiyüzlü olmasını isteyen ve nalına ve mıhına vurmasını isteyen politikacılarımız var. Biz Avrupa kapısında dileneceğimize 1000 yıllık medeniyetimizi tekrar diriltip hakiki değerlerimize sahip çıkarak lider ülke yolunda adımlar atmamız daha doğru olmaz mı?''
Allah bizi islah etsin, tembellik, zavallılık zilletinden ve de popülist politikacı şerrinden korusun.
 


Yazarın Diğer Yazıları