Anadolu’da Seçim Heyecanı

12 ili kapsayan “Anadolu Soruyor” programı turnesi bana çok şey öğretti. Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki programlardan önce gün boyu bulunduğumuz ilin nabzını tutmaya çalıştık. İki hafta önce başladığımız programlar dizisinin ilk haftasında, aday listelerinin açıklanmasının oluşturduğu olumsuz havayı net bir şekilde yaşadık. Ancak ikinci hafta itibariyle hava değişti ve Ak Parti yeniden gündemi ve liderliği ele aldı.
Birinci hafta üç dönemlik milletvekillerinin gönlünde oluşan hüzün, aday aday olduğu halde aday yapılmayan binlerce aday adayının üzüntüden kaynaklanan olumsuz tavırları yerel kamuoyu üzerinde etkili olurken, mitinglerle başlayan hareketlilik alternatifi bulunmayan Ak Partinin yıldızını yeniden parlattı. Bu arada hemen eklemeliyim ki, Cumhurbaşkanı’nın toplantı ve mitingleri de buna büyük katkı sağladı.
Bu seçimde stüdyolarda siyasi programlar yapmak yerine Anadolu’ya çıkmayı yeğledik. Ve gördük ki, tüm Türkiye’de stüdyo dışı Anadolu’da yayın yapan tek kanal Kontv. Ordu, Trabzon, Malatya, Elazığ, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Mardin-Midyat, Tunceli, Siirt, Şanlıurfa programları Çarşamba günü Diyarbakır ile devam edecek. Ardından Erzurum ve çevre iller var.
Hayatım boyunca Anadolu’yu bu kadar güzel ve yeşil görmemiştim. Aslında masa başı yazan veya sürekli stüdyo programı yapan bir gazeteci değilim. Ancak özelikle doğu ve güneydoğuya yaklaşık 20 yıl aradan sonra ilk gidiyorum. İtiraf etmeliyim ki, 20 yıl ara vermem benden çok şey götürmüş yine gurur duymalıyım ki bu 20 yılda doğu da tıpkı Anadolu’nun diğer bölgeleri gibi çağ atlamış. Zaten il, ilçe,köy mezra uğradığımız her yerde hiç kimse bunu inkar etmiyor. Ve Ak Partiye oy versin vermesin yiğidin hakkını herkes veriyor. Ancak daha fazlası isteniyor. Daha fazlasını istiyor olmak bile Ak Partinin bu millete kazandırdığı bir lüks. Güzel bir lüks
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da oyunu ister Ak Partiye versin ister HDP’ye, herkesin üzerinde oy birliği ile ittifak ettiği tek şey var. “Çözüm süreci çok başarılı ve devam etsin.”. Bunu duymak, bunu görmek, bu toprakların 78 milyon bireyinden biri olarak beni bu zorlu yolculukta ziyadesiyle mutlu etti. Evet çözüm süreci, barış ortamı devam etsin. Devam ettikçe doğudaki ve güneydeki vatandaşlarımız güven içerisinde, birlik ve beraberliğin kendilerine ve vatana ne kattığını daha iyi anlayacaklar.  Batıdaki vatandaşlarımız ise bu bölgelerde çekilen sıkıntıları salim kafayla daha iyi değerlendirme şansına sahip olacaklar.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da iki parti var. Ak Parti ve HDP. Diğer partilerin esamesi okunmuyor. Yüzde 10 ‘luk baraj HDP’yi ve taraftarlarını çok iyi motive etmiş durumda. Her iki bölgede HDP’nin oylarını bir miktar artırabileceği konuşuluyor. Ancak bunun barajın aşılmasına ne kadar katkı sağlayacağı tahmin edilemiyor. HDP’nin barajı aşamaması durumunda ise bu iki bölgede meydan büyük oranda Ak Partiye kalıyor.
Her iki bölgede vatandaşa sorduk. “Barajın aşılmaması sorun oluşturur mu?” diye. “Yok” dediler.  “Bu partinin tercihi ve demokrasiye saygı göstermek zorundayız. Evet baraj olmamalı ancak bu Ak Partinin suçu değil”
Her iki bölgedeki en temel sorun işsizlik. Terörün sona ermesiyle bölgelerine iş ve aşın geleceğini biliyorlar. Ancak yine de temkinliler. Temkinliler çünkü, dağlarda hala eli silahlı terör unsurlarını bulunduğunu biliyorlar. “Biz bölge insanı olarak hem HDP’nin, hem Abdullah Öcalan’ın hem de Kandil’in artık terörün devamı noktasında ısrar etmeyeceğini biliyoruz, ancak uluslar arası büyük güçler ve üst aklın oyunlarından korkuyoruz” diyorlar.
Malatya hariç 20 yıl aradan sonra gördüğüm bu iller içerisinde Gaziantep’in bölgeyi aşan  uluslar arası bir ün ve büyüklüğe ulaştığı , Şanlıurfa’nın da kendini aşan bir ilerleme kaydettiğidir. Malatya ve Kahramanmaraş ise onlardan geri durmamış. Şanlıurfa’nın nüfusları 200 bine yaklaşan ilçeleri Siverek ve Viranşehir’de neredeyse il büyüklüğünde.
Bir de doğayı yazmak gerekir. Kendi hayatımın hatırlayabildiğim en yağışlı kış ve ilkbahar mevsimlerinde çıktığım bu seyahatte belki de dünyanın manzarası en güzel doğasını gördüm. Herkese bu mevsimde Tunceli’yi görmelerini, Munzur çayı manzaralı çay bahçelerinde çay içmelerini, Keban’da balık yemelerini, Malatya Darende’de Tohma çayının tüm güzelliklerini bağrında bulunduran Somuncu Baba’da bir ziyaret, dua ve gezinti molası vermelerini, Siirt’te Veysel Karani ve Tillo’yu, Adıyaman’da Menzil’i ziyaret etmelerini, Gaziantep’de kuşleme kebap ve baklava, Şanlıurfa’da Patlıcanlı Kebap, Kahraman Maraş’da Yaşar Pastanesinde (Madonun doğduğu yer) dondurma, Siirtte Büryan kebap, Malatya’da kağıt kebap, analı-kızlı köfte, Adıyaman’da çiğ köfte’nin tadına bakmalarını özellikle ve hassaten tavsiye ederim.
Gördüm ki, Türkiye’deki büyük gelişmeyi kuzeyiyle, güneyiyle doğusuyla tüm Anadolu biliyor ve takdir ediyor. Şahit oldum ki, özellikle doğu ve güneydoğu’da vatandaş barış ve huzur istiyor, çözüm sürecini destekliyor:  Hissettim ki halkın büyük kesiminin gönlünde Ak Parti var. Bildim ki, Anadolu insanı lider olarak Erdoğan’ı, umut olarak Davutoğlunu görüyor. Anladım ki, bu ülkede yaşayan her birey, Anadolu kadar masum, Anadolu kadar güzel, Anadolu kadar başı dik ve onurlu. Bu ülkede yaşamaktan, bu ülkeli olmaktan bir kez daha gurur duydum.  Nazar değemez inşallah.


Yazarın Diğer Yazıları