Başbakanla İki Gün

30 yıllık meslek tecrübemle açık-seçik söylemeliyim ki, ‘ben memleketini bu kadar seven bir başbakan görmedim’. Gazeteci olarak çok sayıda başbakan ile program yaptık, programlara katıldık, özel ortamlarda bulunduk. Meslek hayatımı kapsayan süre içerisinde Rahmetli Özal’dan Demirel’e, Tansu Çiller’den Mesut Yılmaz’a, rahmetli Erbakan’dan Ecevit’e kadar bu ülkede başbakanlık yapmış liderlerin tamamını yakından tanıma fırsatı buldum. Bir kısmıyla memleketlerinde dahi programlar yaptım. Ama gayet tarafsız ve oldukça objektif bir biçimde söylemeliyim ki, “ben memleketine bu kadar aşık” bir başbakan tanımadım.

Nereden mi çıkarıyorum.? Fazlasını yazmaya gerek yok. Sadece dün gece geç saatlerde başbakanın STK temsilcileriyle yaptığı görüşmedeki birkaç cümlesini buradan ifade etmem yeterli olur.

Gece yarısına sadece dakikalar var. Başbakan öğlen saatlerinde geldiği Konya’da bir programdan diğerine koşturuyor. Amacı gelmişken hem vatandaşlarla kucaklaşmak hem de yapılacak ve yapılmakta olan yatırımları gözden geçirmek. Beraberinde bir başbakan yardımcısı (Hemşehrimiz Lütfi Elvan) , bir bakan ve olabildiğince bürokratları da Konya’ya getirmiş. Açılışlar, ödül törenleri, şehit ailelerini ziyaretler, kentin yöneticileri ile görüşmeler ve arada ülkenin ve dünyanın işleriyle uğraşmak gibi yorucu bir temponun ardından halkın büyük kesimini temsil eden STK’larla da bir araya gelmek istemiş başbakan.

Söze seçim başarısı için Konya’ya teşekkür etmekle başlayan Davutoğlu, “bir ara sonraki seçimlerde beni Konya’dan koparmak istediler” dedi. Bu cümle tüm dikkatleri ona çevirmeye yetti bile… Sonra açıklama getirdi, “ben son seçimde hangi Büyükşehir Ak Partiye daha fazla oy verirse, sonraki seçimlerde o ilden aday olacağım diye söz verdim. Kahramanmaraş ile Malatya, Konya’yı geçmek için büyük uğraş verdi. Ancak Konya beni mahcup etmedi ve yine en büyük desteği verdi.”.

Şimdi diyeceksiniz ki, “ne var bunda, bu cümlelerle Konya sevgisinin ne ilgisi var?” Haklısınız cümleler sadece kuru birer söz olarak ifade edildiğinde veya yazıya döküldüğünde bazen fazla şey anlatmazlar. Sözü; konuşanın tonu ve mimikleri ile birlikte ve hele hele bakışlarıyla birlikte dinlemek gerekir.Ben o bakışlarda derin bin minnetle“iyi ki beni memleketimden koparmadınız” anlamı çıkardım.

Başbakandan yana sorun yok. O her gün hem ülkesine hem memleketine daha fazla nasıl hizmet ederimin çabası içerisinde… Sorun bizde… Konya’ya yapılacak yatırımlar konusunda ayağı yere basar hayal projeler üretmemiz gerekir. Doğrusu STK toplantısında sayın başbakanımızı tüm yorgunluğuna rağmen arzulu ve üretken buldum. STK’lar için ise aynı şeyi söyleyemem. Biraz daha dersimize çalışmamız gerekiyor.

Hayal projeler dedim. Peki neler olmalı?

Bakınız Orman ve Su İşleri bakanımız; KOP’u 31 Aralık 2019’da bitirmeye söz verdi. Hangi KOP’u? Bölge kaynaklarından istifade edilebilecek tüm su kaynaklarından yararlanılacak olan KOP’u. Peki sonrası? Sonrası yok. Neden biz artık KOP’a bölge dışı kaynaklardan da su temini konusunu dahil etmiyoruz?

Otomobil fabrikası hayalimize ne oldu? Birkaç cılız sesle otomobil fabrikasının Marmara bölgesine düşünüldüğü yazılıp çizilince hemen pes ettik.

Çok merak ediyorum. Başbakan iki gün boyunca Konya’da kaldı. Kentin ilgilileri ve yetkilileri acaba otomobil fabrikasının Konya’ya yapılması konusunu hiç gündeme getirdi mi? Getirdilerse sorun yok. Ama getirmediler ise bu kentte hala çok büyük bir sorun var demektir.

Ne sorunu?

“Ağlamayana mama yok” mantığından ağlamayı öğrenememe sorununu… Hem bu konuda ağlamamıza bile gerek yok. Biz tüm altyapımızla ve potansiyelimizle zaten bunu hak ediyoruz.

Sizce de öyle değil mi?

 

 


Yazarın Diğer Yazıları