Sizi Konya Düşmanları

“Cafeler’de Neler Yapılır” başlıklı yazımızdan sonra “Konya Meyhaneleri” başlıklı yazımıza da bir hayli tepki geldi. Çoğunluğunu olumlu tepkilerin oluşturduğu yorumlardan bir kısmını kabul etmek, hatta sindirmek mümkün değil.
Evet Cafeler de büyük sorun, Meyhaneler de…
Ancak Meyhaneler konusu ile ilgili yazımızda bizimle birlikte Konya’yı da hedef alan yorumlarla karşılaştık. Akıl, mantık, vicdan ve ahlak ölçüsünde kabul edilemeyecek bu yorumların büyük kısmı tabii ki yayımlanmadı.(konhaber.com’da)  Bir kısmı da zaten hakaret ve küfür içeriyordu.
Hakaret ve küfürleri bir kenara koyuyor değerlendirmeye, cevap vermeye hatta iade etmeye bile tenezzül etmiyorum. Çünkü bu insanlar beyinlerini ekmek-peynirle yemişler. Düşünce üretmekten, fikir serdetmekten yoksun kişiler…
Ancak bir konu var ki, şahsiyetimizle, ismimizle, çalıştığımız kurumla ilgili değil. Konya ile ilgili.  Bu konuda kendimize laf ettiririz ancak Konya’ya asla.
Kim söylemiş, ne zaman söylemiş, niçin söylemiş bilmeyiz. Fakat “bir deli kuyuya taş atar, 40 akıllı çıkaramaz” hesabı Konya’nın üzerine atılmış bir iftira bir yalan var. Yıllarca konuşuluyor. Maalesef Konya bu konuda hep savunmada kaldı.
Hâlbuki 2010 yılında şahsım Kontv’deki programımda bu aslı astarı olmayan ancak milyonlarca hemşehrimizi karalayan iddiayı resmi evraklarla çürütmüş, yalan ve iftira olduğunu ortaya çıkarmıştım.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da çamur atılmış bir kere, 40 yıl uğraşsan izini silemiyorsun.
“Yeter artık gir konuya” dediğinizi duyar gibiyim. Evet konu şu “Türkiye’nin en çok içki tüketen ili Konya” yalanı.
Meyhaneler, Gazinolar, İçkili yerler konusuna girince, yazımızı hedef alanlardan bir kısmı “buraları kaldırın diyorsun ancak senin toz kondurmadığın şehrin Türkiye’nin en çok içki tüketen ili” diye, kendi suçlarına hemşehrilerimizi de ortak etmeye çalıştılar. Kusura bakmayın, bu konuda sesiz kalamayız ve gereğini söylemek zorundayız.
Hep savunmada kalan Konyalılar yıllar boyu bu çamur lekesinin altında ezildi. Hatta “bu ilde çok kolonyağı üretiliyor, kolonyağının da hammadesi alkol. Konya’da çok alkol kullanımının sebebi bu” veya “Konya şehir merkezinde değil ancak bazı ilçelerde çok içiliyor” gibi savunmalar yapıldı. Ancak hiç kimsenin aklına Tekel’e gidip resmi rakamları getirip bu iftiracıların yüzüne çarpmak gelmedi.
Zaman içerisinde Tekel satıldı, özelleşti. Tekel’i Mey İçki aldı.(Alkollü İçecekler kısmını)  Taa 2010 yılında ortaya çıkardığım ve ispatladığım bu sözün yalan olduğu meselesini bu yazı vesilesiyle bir kez daha gündeme getirmek mecburiyetinde kaldım.
Ey Konyalılar, Ey Türkiyeliler duyun artık. Konya Türkiye’nin en çok Alkol tüketen ili değil. İkincisi de değil, üçüncüsü de değil, otuzüçüncüsü de değil. Eskiden de değildi zaten. Konya Türkiye’nin en az alkol tüketen illerinden birisi. Hem de Türkiye’deki tüm alkol ürünlerinin tek satıcısı olan Mey İçki’nin resmi açıklamalarıyla. Mey İçkileri CEO’su bu açıklamayı yaptı. Dedi ki, Konya’nın en çok alkol tüketen il olduğu iddiası yalan. Sonra oranlarla, rakamlarla gerçekleri ortaya koydu.
İşte rakamlar bildiğiniz, tahmin ettiğiniz gibi. Ben burada başka illeri de bu yönleriyle açıklamak istemediğimden bölge vereceğim. Marmara Bölgesi (özellikle Trakya), Ege’nin bazı illeri ve Akdeniz. Bölge olarak ilk üçte bu bölgeler var. İl olarak da ilk onda bu bölgelerin illeri var.
Konya’nın da içerisinde bulunduğu İçanadolu Bölgesi ise sonda ikinci. En az içki tüketilen bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesi. İçanadolu’da da ortalamayı hangi illerin yükselttiğini tahmin edersiniz herhalde. Konya şehir olarak ise en son sıralarda. Üzülmemize, rencide olmamıza, gocunmamıza gerek yok. Bu konuda alnımız ak elhamdülillah. Ama gönül isterdi ki Konya’da da Türkiye’de de hiç kimse bu mereti içmesin.
Gelelim, Meyhaneler bölgesine. Yazım halk nezdinde büyük yankı buldu ancak her zamanki gibi ilgililer-yetkililer hala sessiz. Evet göz önünde, gözbebeği bir caddede giderek sayıları artan bu yerler büyük sorun. Sayıları daha da artmadan, birer sanayi dükkânı oldukları halde büyük yatırımlarla fiziki görüntüleri daha da cazip hale gelmeden, insanlarımızın sabrı daha da taşmadan gelin buraya bir çözüm bulalım.


Yazarın Diğer Yazıları