Çimlere Basmayın-Çiçekleri Koparmayın

Kanımızın kaynamaya başladığı dönemlerdi, her şeyden heyecan duyuyor ama iyi ile kötüyü ayıramadığımız veya bilerek ayırmadığımız bir dönemde her yerde bu yazıyı okuyorduk ama kaynıyoruz ya bu uyarıyı bilmemize rağmen bırakın çimlere basmayıp çiçekleri koparmamayı girdiğimiz bir lahana tarlasını mahvetmiştik.

Çimlere basmayın, çiçekleri koparmayın uyarısı devam etti, hatta hala devam ediyor ve biz çimlere basmıyor çiçekleri koparmamaya çalışıyoruz. Ama daha sonraları öğrendik ki çiçekler koparılmak, çimler üzerinde gezinmek ve oturmak içindir, ne zaman bu çimlere oturulsa veya uzanıp (hoyratça değil) adam gibi bir çiçek koparılacak olsa hemen uyarı gelir hemşerim çiçekleri koparma ve çimlerden de çık bakalım yassak.

Çimler ve çiçekler konusunda o kadar hassasız ki o tabiat harikasını korumak, kollamak ezelden beri birilerine adeta görev olarak verilmiş bu görevi başarıyla sürdürüyor. Yeşili çiçeği, böceği sadece o severmiş gibi sahte bir hassasiyetin varlığını hissedersiniz onlarda aslında çiçeği, böceği, yeşili sevmenin doruğunda olanlar bir minik gülü kopardıklarında işitmedikleri laf kalmaz sevgiyle yaptıkları bu eylem için bin pişman olurlar.

Tarihi, doğası, kültürüyle bir açık hava müzesi olan Konya’da, çevre ilçelerinde ülkelerin genelinde olduğu gibi yeşile karşı bir hassasiyet vardır ve bu hassasiyet de devam ediyor ama bizdeki gibi değil, öyle bir kültür ve eğitim ki yeşile de basılıyor, oturuluyor, çiçekler usulü gereği koparılıyor. Koparanlarda, bunlara bakmakla görevli olanlarda yapılanlardan davranışlardan mutlular.

Ne güzel şu yeşili sevmek, ne güzel çiçeği, böceği sevmek, ne kadar güzel bu güzellikleri içinde barındıran parkları, bahçeleri yapmak ve halkımızın hizmetine açmak ancak sadece bu parkları, bahçeleri yapmak ve halkı yeşillikle buluşturmak, kültürel faaliyetler için çok modern binalar yapmak, seyir tepeleri açmak. Doğa harikalarıyla insanları buluşturmaya çalışmak yetmiyor bu güzellikleri sunmaya çalışırken küçük gibi gördüğünüz ama çok da büyük olan teferruatlardan uzaklaşılıyor.

Tabi ki Mevlana diyarı, modern çağın modern şehri, dünyanın en güzel kenti Konya da yaşayan bizler verilen hizmetler için teşekkür borçluyuz. Ve minnettarız ancak bizi teknik ve teknolojinin dünya harikalarıyla buluştururken teferruat gibi görülen, çok basit görülen ve başkalarını görevlendirdiğiniz için göremediğiniz pisliklerden geçilmeyen caddeleri ve sokakları göz ardı etmeyin.

Sadece çöpleri alınmayan sokaklar, şehrin önemli caddelerimi, devamlı trafiği suçlamakla olmuyor, kaldırımlardaki felaketin bazı ilgili ve yetkililerle hiç mi alakası yok, daha neler, neler ama yazdıklarımın boşuna olduğunu biliyorum. Çünkü yetkili birimlere telefonla ve yazılarımızla ulaşarak yıllardır budanmayan ağaçların böcekli pis dalları pencereden içeri giriyor diye feryat etmemize rağmen kimsenin kılı kıpırdamadı ayıptır, günahtır, yazıktır bu kadar ilgisizlik olmaz sağlıklı ve hoşça kalın.

 


Yazarın Diğer Yazıları