Seçildikten Sonra Ne Yaptılar

Bana kalırsa şimdilik hiç bir şey yapmadılar, yok yaptılar diyorsanız doğrudur yaptılar, yaklaşık yedi aydır çok değerli seçmenler veya (seçmeyenler) yolları aşındırdılar el sıktılar hayırlı olsun uğurlu olsun dediler, onlarda bu dilekleri kabul ettiler, bazıları doğrudan, bazıları dolaylı yani sağ kulağını sol eliyle göstererek biz ailece sana verdik, valla sen seçilince kendim ve özellikle senin için çok çalışan oğlum seçilmiş gibi sevindim, evin içinde çoluk, çocuk bir hafta seçimin yorgunluğunu atamadık dediler.
 Allah sizden razı olsun benim için geceyi gündüze kattığınızı, bana destek verdiğinizi biliyorum ve sizi taktir ediyorum benim için yoruldunuz, Allah kısmet ederse bu şehrimizi bu (ilçemizi) sizlerle beraber çalışarak dünya standartlarına kavuşturacağız, her kararımızda sizler olacaksınız, sorunları zamanında yerinde sizlerle beraber çözeceğiz, sizler bizim her şeyimizsiniz, halkımıza yani sizlere hizmet hakka hizmettir, ne alırdınız, ne içerdiniz sözleri ve çay, kahve faslından sonra uğurlamalar.
 Bu fasıl zaman, zaman hala devam ededursun makamın bulunduğu yeri ve içeri, dışarıda çalışanları tanıma faslı başlar, bu fasıl öyle bir fasıl ki Türkiye’nin Avrupa birliğine yıllardır katılım şartlarındaki fasıllardan daha kritik çünkü kendisine nasıl hangi gözle bakılıyor, kim nasıl hareket ediyor, içeriye girdiğinde kim ayağa kalkıyor, kim kalkmıyor, tokalaşırken eline kim daha sıkı sarılıyor, kim gerçekten adam gibi adam, kim bu işin yalakası tespit etmesi ve geleceğini ona göre düzenlemesi,  tedbir alması gerekmektedir.  
Özellikle de ne kendi hesabında, nede vatandaşın hesabında olmadığı halde affedersiniz  tombaladan çıkanlar vardır ki ne yapacağını, ne söyleyeceğini şaşırmış, kendini akıntıya vermiş giderken birilerinin yani kraldan çok kralcıların önerisiyle sormadan, soruşturmadan görevden almalar başlar, aslında aldığı kişinin adını bile bilmemektedir, o kişinin kuruma ne kadar faydalı biri olduğunu düşünmemekte etrafın dolduruşuna gelmekte, kısacası acemi bilinciyle davranmakta iken gündem değişir,  politikalar gereği çevreye geziler başlar.
Kurumda işler tıkırındamı, vatandaşın işi görülüyor mu, kim ne yapıyor, kim neye imza atıyor hatta kim kime hava atıyor belli değildir, bu arada birileri makam şoförlüğüne, birileri  korumalığa, birileri basın danışmanlığına, birileri de yeni moda telefon taşımacılığına soyunmuşlardır, makamın sahibi ise çevre köy mahalle gezilerindedir, akşam üzerileri şehire veya makama uğradıkça arada sırada bir şeyler yapması veya söylemesi gerektiğini hatırlatırlar oda başlar açıklamalar yapmaya ilk icraatımız hiç ele alınmamış bir sorunu halletmek olacak kısmet olursa ilk fırsatta (çöp konteynırlarını yeraltına alacağız vs) ve basın hemen yazar  -X- ilçede çöp konteynırları yer altına alınıyor, Ancaaaaak bırakın vesaireleri o büyük hizmet çöp meselesi -7- aydır hala yerinde sayıyor.
Derken mübarek ramazan ayı gelir, bütün makam sahipleri hatta koltuk sahipleri diye genişletelim bu ayın tüm nimetlerinden faydalanırlar, nedir bunlar aslında fakir,fukara doyurmak amaçlı iftar sofraları lüks lokantalarda, entel beyler dahil kalbur üstü beyler çağrılır, bu fakir fukara doyurmadan dolayı çok büyük sevap alınır Allah kabul etsin. Bu hizmet böyle devam ederken gerçek fakir, ihtiyaç sahibi B....m isimli gariban da bana gelir Abi sen yemek vermiyormusun karnımızı doyursak der.
Netice itibariyle her türlü makam ve koltuk sahipleri ülkenin her köşesinde dünyayı doyururken aynı zamanda kalan dönemde henüz bu güne kadar vakit bulamadıkları hizmetleri anlatmaya başlarlarken yemeği hazmetmeye çalışan seçmenlerin veya seçmemişlerin mide genirtileriyle birlikte alkış sesleri yemeğin finalini getirir. İnşallah bayramı da tüm seçmenlerle haşmetli bir şekilde geçirdikden sonra Allah nasip ederse lafı bırakıp hizmete başlayacaklar ve bir tarafta süper projelere imzalar atarlarken diğer taraftan her anlamda kokular gelmeye başlayan mahallelerle ilgili talimatlar verecekler sağlıklı ve hoşça kalın.


Yazarın Diğer Yazıları