Reklam
DOLAR
42,37
EURO
49,08
STERLİN
55,95
GRAM
5.762,36
ÇEYREK
9.468,88
YARIM ALTIN
18.843,14
CUMHURİYET ALTINI
37.624,66

Deprem bölgesi Murat Kurum diyor, daha da başka bir şey söylemiyor

Deprem bölgesine dair ne zaman bir söz açılsa, Murat Kurum'un ismi ister istemez gündeme geliyor. Aslen Malatyalı olmanın getirdiği o derin duyarlılıkla, felaketin ilk gününden bugüne bölgedeki gelişmeleri dikkatle takip eden biri olarak söylemeliyim ki, bu mesele benim için kuru bir köşe yazısından ibaret değil. Bu toprakların acısıyla büyümüş biri olarak, her çatlaktan sızan o sızı bana da dokunuyor.

Genç bir muhabirken Marmara Depremi'nin yıkımını adım adım takip etmiştim. O gün Türkiye çökmüştü, millet perişandı, umutlar küllenmişti. Kimse elinden bir şey gelmediğini söylüyor, yıkılan binalar yıkıldığıyla kalıyordu. Vatandaş kendi imkânı ölçüsünde kaderine razı oluyor, devletin elinin uzanması için uzun yıllar beklemek normal kabul ediliyordu.

Bugün geldiğimiz noktada manzara bambaşka. Artık yıkılanın yerine, yerle bir olanın üstüne, çok kısa süre içinde daha sağlam, daha güvenli, depreme dayanıklı konutlar yükseliyor. Hem de yıllara yayılan bir süreçle değil; planlı, kararlı ve güçlü bir devlet iradesiyle.

Hatırlayalım: 11 ili etkileyen, 50 binden fazla canımızı alan o büyük felaketin ardından yapılan tespitlerde, 450 bin kişinin TOKİ konutlarından yararlanma hakkı kazandığı açıklandı. Hükümet, "Bu konutların tamamını kısa bir süre içinde teslim edeceğiz” dediğinde birçok kişi bunun gerçekleşebileceğine ihtimal bile vermedi. Haklıydılar da… Yarım milyon konutu bir-iki yıl gibi kısa bir sürede tamamlamak kolay bir iş değildi. Bunu hangi ülke yapabilirdi? Amerika mı? Rusya mı? Çin mi? Hayır, hiçbiri.

Ama Türkiye yaptı.

Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı'nın katıldığı programda 350 bininci konutun teslim edildiği duyuruldu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise yıl sonuna kadar 450 bin konutun tamamının hak sahiplerine ulaştırılacağını açıkladı. Şu anda saatte ortalama 23 konutun tamamlanıp teslim edilmesi bile tek başına dünya ölçeğinde örneği olmayan bir performans.

Deprem bölgesindeki insanların Murat Kurum'a duyduğu sevgi de bundan ibaret değil. Kimisi onu abisi, kimisi kardeşi, kimisi ise evladı gibi görüyor. Bölgeden her gün binlerce dua yükseliyor; çünkü acılarını omuzlayan, umutlarını diri tutan bir yönetim var. 

Türkiye, en büyük şehirlerinin ağır şekilde etkilendiği bir felaketin içinden 2–2,5 yıl gibi bir sürede toparlanmayı başardı. Böyle bir devlet gücüne, böyle bir millet iradesine sahip olduğumuz için ne kadar şükretsek azdır.

Elbette meselenin bitmediğini de biliyoruz. Bundan sonra yapılması gereken, depreme dayanıksız tüm yapıların hızla yenilenmesi ve ülkenin uzun vadeli bir kentsel dönüşüm seferberliğine yönelmesidir.

Deprem bir dünya gerçeği. Ama depremden nasıl etkileneceğimiz, nasıl hazırlanacağımız tamamen bizim elimizde. Eğer doğru adımları atarsak, geleceğin felaketlerini bugünden yenebiliriz.

Bu arada CHP'ye de bir çift sözüm var.”Hani siz de deprem bölgesine konutlar yapacaktınız? Hükümetin vaad ettiklerini yetersiz buluyordunuz hatta zinhar yapamayacağını savunuyordunuz. Ha hu, koca partisiniz, konuşunca mangalda kül bırakmıyordunuz. İnsan 1 tane bile olsa bir ev yapmaz mı? Koca koca şehirlerin belediyesi sizde. Ankara, İstanbul, İzmir;  1000'er hadi olmadı 500'er konut yapamaz mıydı? Her bir deprem ilinde CHP imzası taşıyan birer mahalleniz olurdu be… Ne milletin iyi gününde varsınız, ne kötü gününde… Bu millet niye size oy versin ki… Kimse aklını peynir ekmekle yemedi. Anca miting miting dolaşıp konuşuyorsunuz. Konuşun, bağırın, çağırın, deşarj olun. İş üretmeyin, icraatta bulunmayın, halkın yarasına merhem olmayın… Sonra halktan oy bekleyin. Çok beklersiniz çoooook!”

Yazarın Diğer Yazıları