DOLAR
41,08
EURO
47,61
STERLİN
55,29
GRAM
4.468,47
ÇEYREK
7.336,31
YARIM ALTIN
14.680,37
CUMHURİYET ALTINI
29.217,47

Mesele doktor değil hala anlamadın mı?

Dün sosyal medyada yayılan bir görüntü, Konya'nın çok saygın bir doktorunu hedef aldı. Tek taraflı, sadece bir bölümünden kesilerek servis edilen bir video üzerinden linç kampanyası başlatıldı. Aslında tanıdık bir senaryo…Bir ‘vur abalıya' film serisinin yeni versiyonu. Günümüzde araştırmadan, soruşturmadan, gerçeğin bütününü bilmeden birini "vezir” de yapabiliyor, "rezil” de edebiliyorsunuz. Kiminin sosyal medya dediği ama benim ısrarla sanal medya dediğim yeni dünyanın gerçeği maalesef bu…

Söz konusu isim, Göz Doktoru Hasan Hüseyin Uysal. Konya'da neredeyse herkesin tanıdığı, yıllarını tıp mesleğine vermiş, her gün onlarca hastayı büyük bir özveriyle muayene eden bir hekim. Hem karakteri hem de meslek ahlakıyla saygı gören bir isim. Aynı zamanda bir STK çatısı altında bütün dünyada hayırlı hizmetlerde koşuşturan  bir aktivist. Mesleğini yaparken kimsenin dinine, diline, ırkına bakmadığını herkes bilir. Bugün böylesi bir ismin kurgulu videolarla karalanması büyük haksızlık. Ancak meselenin bize gösterilenden farklı olduğu ortada. Mesele muayene olup olmamak değil, mesele değerler üzerinden yeni bir savaş başlatmak. Mesele inançlı kesimi rencide etmek. Mesele kültürel güzelliğimizi erozyona uğratmak. Bu saldırının,  Diyanetin önceki hafta hutbede okuttuğu giyim meselesi ile ilgili bir rövanşa dönüştürülme hevesi  olabileceği de gözden ırak edilmemelidir. 

Unutmayalım: mevzuat, doktorlara gerektiğinde hastayı muayene etmeme hakkı tanıyor. Nasıl ki hasta doktorunu seçebiliyorsa, doktor da hastasını seçme hakkına sahip. Bunu ben söylemiyorum. Mevzuat açık, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesinin  18. Maddesi şöyle: 

Madde 18 - Tabip ve diş tabibi, âcil yardım, resmî veya insani vazifenin ifası halleri hariç olmak üzere, mesleki veya şahsi sebeplerle hastaya bakmayı reddedebilir. şahsi sebeplerle, tedaviyi bitirmeden hastasını bırakabilir.

Ayrıca görüntüyü çekenin niyetinin masum olduğunu kimse söyleyemez. Hemen saldırıya geçip görüntü çekmeye başlamasını neyle  yorumlamak gerekir? Bu arada izinsiz çekim yapmanın yasak olduğu da bilinmelidir. Çekenin saldırganlığı karşısında doktor gayet soğukkanlı…Görüntüde de açıkça görülüyor ki Dr. Uysal son derece saygılı üslupla, "siz çıkmazsanız ben çıkarım” diyerek ortamı terk ediyor. Bir kavga, bir hakaret yok; tam aksine beyefendiliğini koruyor. Bana ulaşan bilgiye göre doktor önce hastaya nazikçe "ben sizi muayene edemeyeceğim, bir başka doktora muayene olabilirsiniz” diyor. Ancak hasta ısrar edip, olay çıkarıyor ve aynı zamanda görüntülemeye başlıyor. 

O halde soralım: Asıl amaç ne? Bir hekimin şahsında Konya'yı mı karalamak? Yoksa toplumsal değerlerimizi yıpratmak mı?

Bugün sadece dindarların değil, toplumun her kesiminin şikâyetçi olduğu bir "aşırı giyim” tarzı gerçekliğiyle  karşı karşıyayız. Elbette burası demokratik bir ülke, kimse kimsenin kıyafetine karışamaz. Ama kamu binalarında, devlet hizmetinin verildiği mekânlarda bir saygı çerçevesi olmalıdır. Kimse sabah yatakta uyandığı pijamasıyla veya deniz kıyafetiyle kamusal alanlara girememelidir. Mevlana'nın kapısının üzerinde ‘edep ya hu!” yazar. Eskiler ‘ar damarı' diye bir şeyden bahsederlerdi. Evet, maalesef bazılarının ar damarı çatlamış. Giyim konusu sadece ülkemizde konuşulmuyor. Avrupa dahil ülkelerin bire kısmında  giyimde aşırıya kaçanlar uçak dahil bazı mekanlara alınmıyor.

Biz yüzde 98'i Müslüman olan bir ülkenin fertleriyiz. İnancımız, kültürümüz ve değerlerimiz bize ölçülü giyinmeyi, başkasını rahatsız etmeyecek şekilde yaşamayı öğütler. Bu değerler, sadece dini bir hassasiyet değil, aynı zamanda toplumsal huzurun da teminatıdır.

Bugün mesele sadece bir doktor meselesi değildir. Mesele, değerlerimize sahip çıkma meselesidir. Biz, doktorumuzun yanında durarak aslında kendi inançlarımıza, kültürümüze ve ahlaki duruşumuza sahip çıkıyoruz.

Linç kültürüne teslim olmayacağız. Yaşanan bir meselenin sadece bir bölümünü izleyerek kanaat sahibi olup yorum yapmak, insanları suçlamak doğru değildir. 

Şunu iyice biliniz ki mesele doktor meselesi değildir. Mesele başkadır. Birileri yeniden Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışmaktadır.  Tıpkı LGBT'de olduğu gibi yeni bir sapıklık modası başlatılmak istenmektedir. Müslümanlar olarak duyarlı olmamız gerekmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları