AZERBAYCAN BÜYÜKELÇİLİĞİ

 

İran'ın Başkenti Tahran'da Azerbaycan'ın Büyükelçiliğine 27 Ocak sabahı silahlı saldırı düzenlendi. Kimliği gizlenen bir kişi Azerbaycan'ın Tahran Büyükelçiliğine girerek büyükelçilik çalışanlarını öldürmek üzere etrafa ateş açtı. Saldırıda koruma müdürü hayatını kaybetti, 2 güvenlik görevlisi yaralandı. İlk saniyesinde bile bu saldırının planlı bir terör saldırısı olduğu gözlenmesine rağmen İran yönetimi saldırının nedeninin ailevi olduğunu ileri sürdü. İran olayı her ne kadar örtbas etmeye çalışsa da bu saldırı uzun süre üzerinde çalışılmış kanlı bir terör saldırısıdır. Terörist büyükelçilik çalışma saatini ve personelinin geliş saatini bilmektedir. Katil aracı ile ilerde bekleyip, büyükelçilik çalışanlarının arabalarını park edip binaya girdikleri anda büyük bir hızla park halinde bulunan büyükelçilik arabasına çarpıyor… Kazanın gürültüsünü duyan elçilik görevlileri dışarıya doğru çıkarken terörist kalaşnikof marka silahının tetiğine dokunuyor… Oysa kapıda İran'ın resmi güvenlik görevlisi var iken silahlı teröristin elini-kolunu sallayarak kapıya yönelmesi, görevli İran polisinin önünden geçerken selam verip içeri girmesi düşündürücü olduğu kadar olayın bir plan dahilinde işlendiğinin de kanıtıdır. Terörist kendisinden ve ona talimat verenlerden o kadar emin ki, tekrar arabasına gidip mühimmat alması, balyoz ile kapıyı kırmaya çalışması, kıramayınca kapının kilidine doğru birçok kez atış yapması gibi. Ayrıca bu süre zarfında birçok olay cereyan etmesine rağmen İran polisinin hiçbirine müdahale etmemesi ve saldırgan yakalandıktan sonra İran kanallarına röportaj vermesi ise ayrı bir muamma. Saldırgan normal bir şahıs olmuş olsaydı bu saldırıyı gerçekleştirme fikrini dahi zihninde geçirirken İran muhaberatı kendisine müdahale ederdi. Tahran'da Jina Mahsa Amini adlı genç kızın başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle tutuklanması ve sonrasında polis gözetiminde olduğu zaman diliminde ölmesi ile halk sokaklara dökülerek protestolar yapmış, şimdiye kadar 10 binlerce eylemci tutuklanmış, 1000'e yakın kişi ise ya ölüm cezasına çarptırılmış veya çatışmalarda yaşamını yitirmiştir. İran'ın güvenlik açısında hassas olduğu bir dönemde bu kanlı saldırıdan bi haber olması mümkün değildir. İran'ın tüm bu çelişkili söylemlerin arka planında birçok hadise bulunmaktadır. Çok uzağa gitmeden komşu coğrafyada son kaç yıldır cereyan eden faaliyetler silsilesine bakıldığında bile bu saldırının bir terör saldırısı olduğu doğrular niteliktedir. 2020 yılının sonunda İkinci Karabağ Savaşı ile Azerbaycan 28 yıl boyunca Ermenistan'ın işgalinde kalmış olan topraklarını işgalden kurtararak önemli bir kazanım elde etmiştir. Rusya arabuluculuğunda iki ülke mutabakat imzalanmış, Türkiye ise bu mutabakat metninde belirtilmese de barış misyonunun gözetimi maksadıyla Karabağ'a asker gönderme imkânı elde etmiştir. Bölgenin önemli aktörlerinden kabul edilen İran, bu savaş süresince izlediği siyaset ve Ermenistan'a bazen alenen bazen gizli verdiği desteklerden dolayı, hem Azerbaycan kamuoyunun güçlü tepkisi ile karşılaşmış, hem kendi içindeki Türk nüfusun tepkisine maruz kalmış, hem de sonuca etki eden bir aktör olma imkânını yitirmiştir. İran; ayrıca Türkiye'nin bölgede elde ettiği konumdan, Zengezur koridorunun hayata geçmesi için başlatılan projeler ile Azerbaycan –Nahçıvan- Türkiye kara bağlantısının tesis edilmesi öngörüsü, Türkiye'nin, Azerbaycan ve Pakistan'la birleşmesi, Türk Devletleri Teşkilatı'nı kurarak Türk coğrafyası ile kaynaşmasından oldukça rahatsız. Son zamanlarda Irak yönetiminin değişmesi ile İran'ın etkisini kaybetmesi, Türkiye'nin Suriye yönetimi ile barış görüşmeleri yapması İran'ı iyice köşe sıkıştırmış durumdadır. Yani çevresinden ve içeriden korkunç derecede baskı altında İran öfkesini almak için Ermenistan ile bu kirli planın içinde olma ihtimali hayli yüksek orandadır.

Dr.İmbat MUĞLU


Yazarın Diğer Yazıları