Recmen Bi’l-gayb

Karanlığa taş atar gibi tahminlerde bulunmak anlamına gelen Recmen Bi'l-gayb Kehf Suresinin 22. Ayetin de geçmektedir…

Ayetin meali ise şöyledir; "bilmedikleri konuda karanlığa taş atar gibi tahminler yürüterek, "Onlar üç kişidir; dördüncüleri de köpekleridir" diyecekler; "Beş kişidir, altıncıları köpekleridir" diyecekler. "Onlar yedi kişidir, sekizincisi köpekleridir" diyecekler. De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. Artık onlar hakkında gerçeği açıklama dışında tartışmaya girme ve kimseden de onlarla ilgili bilgi isteme!”

Karanlığa taş atmak nasıl ki; beyhude bir iş ise bir olayın özüne değil de dışına takılmakta beyhude bir çaba olacaktır…

Bir konuda işin özünü bırakarak işin özünden sapmamıza neden olacak gereksiz şeylere takılmamamız gerektiğini en güzel şekilde ifade etmektedir şüphesiz bu Ayet-i Kerime…

Çoğu zaman bizlerde böyle yapmıyor muyuz zaten?

Yaşadığımız bir olayda işin özüne inmek yerine gereksiz şeylere kafa yorarak boşa zaman kaybetmiyor muyuz?

Tıpkı Surede anlatılan kıssada gençlerin sayısı hakkında konuşarak; anlatılan kıssanın özünden sapan, verilen mesajı anlamayanlar gibi bizlerde çoğu zaman olayların özünden sapıyoruz…

Mesela bu kıssada verilmek istenen, bizlerin de üzerinde tefekkür etmesi gereken mesajlar var…

Bu kıssa ile öldükten sonra dirilmenin mümkün olduğunu göstermek ve iman-küfür mücadelesinde Allah'a ve âhiret gününe inananların mutlaka zafere kavuşacaklarını vurgulamak amaçlanmıştır…

İşte bu kıssanın içinde geçen gençlerin sayısına takılanlar; kıssanın verdiği ve olayın özü olan mesajları alamamışlardır…

Şüphesiz gaybı yalnızca Allah-ü Teala bilir…

Biz kulların yapması geren olayları sadece tefekkür etmektir. Aksi takdirde hem bilmediği konulara girerek boşa vakit kaybeder, hem de sadece Allah'ın bildiği bir şey yani gayb hakkında yorumlar yaparak yanlış bir sözle büyük bir günaha girebilir insan maazallah…

Hal böyle olunca yapmamız gereken önemsiz şeylere takılmadan yaşadığımız olaylardan, duyduğumuz şeylerden ibret almamız ve kıssadan hisse çıkarmamızdır…

Ayrıca yaşadığımız olaylar bizlerin imtihanıdır. İmtihanlar ya büyük sıkıntılardan korunmamıza vesiledir. Ya sabır sebatla ebedi kurtuluşumuza vesiledir. Ya da mükafatlanmamıza vesiledir…

Lakin bizler çoğu zaman yaşadıklarımıza ah vah ederek; yok şöyle oldu, yok böyle oldu diyoruz. Yani olayın dış yüzüne takılıp kalıyor iç yüzünü tefekkür edip de rahmete ulaşmaktan mahrum kalıyoruz maalesef…

Dünyaya geliş sebebimiz var. Bir sebebi olmasaydı Allah bütün kullarını tekdüze yaratır bütün kullarını Kendisine itaat ettirirdi. Günahsız bir şekilde bu dünyadan göçmelerini sağlardı…

Ne demiş Bedüzzaman Said Nursi; "Zaman gösterdi ki; cennet ucuz değil cehennem dahi lüzumsuz değil…”

Yani her şey bizlerin düşünmesi içindir…

Dünyaya geliş sebebimizin olduğu gibi yaşadığımız her olayında bir sebebi ve bir özü vardır…

Esas mesele bunların farkına varıp işin özüne inebilmektir…


Yazarın Diğer Yazıları