DOLAR
41,67
EURO
48,87
STERLİN
56,15
GRAM
5.338,31
ÇEYREK
8.779,32
YARIM ALTIN
17.468,22
CUMHURİYET ALTINI
34.820,60
Cengiz ACAR
Cengiz ACAR
cacar@yenikonya.com.tr
03 Ekim 2025 Cuma günü yayınlandı

İNSAN BEYNİNİN İŞGAL EDİLMESİ

 

 

Organize Yalan ne zaman icat edildi hiç düşündünüz mü? Bir an için durup bu zamana kadar bize anlatılan her şeyin koca bir yalan olduğunu düşünün. Dünya nasıl bir yer olur sizce? Organize yalan çok uzak değil I. Dünya Savaşı sırasında keşfedildi. Kahramanımız Edward Louis Bernays Amerikalı bir Yahudi Sigmund Freud'un yeğeni. Kitleleri dönüştürme yeteneğiyle biliniyor. CIA ile birçok ülkede birçok darbeye karıştı ama en önemli zararlarından biri tüketim toplumunun mimarlarından olması. Yani zihinlere darbe yapması...     

Edward Louis Bernays dünya Savaşı öncesinde Amerika'da gazetecilik yapıyordu. Savaş başladıktan sonra ABD hükümetinin kurduğu kamuoyu bilgilendirme komitesinde görev almıştı. Komitenin asıl amacı Amerikan halkını savaşa ikna etmekti. Komite Avrupa'ya barışı ve demokrasiyi getireceği propagandasını yapıyor, Başkan Wilson'u bir kahraman olarak göstermeye çalışıyordu. Bernays ve ekibi gazete ve radyolarda Wilson'ın bir barış elçisi olduğunu sürekli vurguladı. Amerika'nın barışı ve demokrasiyi tüm dünyaya taşıyabilecek güçte olduğu fikrini hem ülke içinde hem de ülke dışında başarıyla pazarladı. Başkan Wilson'ı yeni bir dünyanın kurucusu olarak görüyordu. Bernays'ın çalışmalarıyla Başkan Wilson artık bir halk kahramanıydı. Bu başarı Bernays'ın aklına şeytani bir fikir getirmişti. Propaganda sadece savaş zamanında değil barış zamanında da kitleleri manipüle etmek için kullanılamaz mıydı?

Bernays bu bilinç dışı arzulara hitap ederek kitleleri manipüle edebileceğini düşündü. Çalışmalara yeni bir isim koydu. Böylelikle "HALKLA İLİŞKİLER” kavramı doğdu. O dönemlerde Amerika'da kadınların sigara içmesi ayıplanıyordu. Bernays'tan yardım isteyen bir tütün şirketi ondan bu tabunun yıkılmasını istedi. Araştırmanın sonunda sigaranın erkek iktidarını simgelediğini, kadınların sigarayı bir özgürlük sembolü olarak görebileceğini düşünüyordu. Bernays bu fikri "ÖZGÜRLÜK MEŞALESİ” adını verdiği bir kampanyaya dönüştürdü. Sigara içen kadınların daha güçlü ve bağımsız göründüğü algısı oluşturulacaktı.  

Bernays o senenin Paskalya törenleri için bir takım planlar yaptı. Birkaç sosyete kadınla törenin en kalabalık anlarında sigara içmeleri için anlaştı. Plana göre kendilerine işaret verildiğinde kadınlar sigaralarını yani özgürlük meşalelerini yakacaktı. Bu arada Bernays basını hazırlamıştı. Onlara bazı kadınların herkesin içinde sigara içeceklerini söyledi. Bernays'tan aldıkları işaretten sonra kadınlar sigaralarını yakmaya başladı. Bu durum Amerikan halkı için beklenilmedik bir hareketti. Olay ertesi gün tüm gazetelerde manşetteydi. Sigara ve özgürlük kelimeleri arasında bağ kuran Bernays kadınlara böylece sözde bir özgürlük kazandırmıştı. Şimdi kadınlar sırf özgür olduklarını gösterebilmek için sigara içeceklerdi. Bu çalışmadan sonra sigara satışlarında büyük bir artış oldu. Sonuçta sigara içmenin kadınlara özgürlük getirdiği fikri tamamen irrasyonel yani akıl dışıydı. Ama yine de birçok kadın sigara içtiklerinde kendilerini gerçekten daha özgür hissettiğini ifade ediyordu. Bu da gösteriyordu ki herhangi bir nesne ya da ürün eğer insanların kendilerini nasıl görmek istedikleriyle ilişkilendirilirse sıradan bir eşya olmaktan çıkıp derin bir manaya dönüşebiliyordu.

Bernays, Amerikalıların kahvaltı alışkanlıklarından yaşam biçimlerine kadar birçok alanda çalışmalar yaptı. Bu çalışmaların çoğu hedefine ulaştı. Bernays koskoca bir toplumun DNA'sını değiştirmeyi başarmıştı. Ancak bu icat sadece Amerika'yı değil tüm dünyayı şekillendirecekti. Nihayetinde kitlelerin ne kadar akıl dışı dürtülerle kararlar verdiği kanıtlanmıştı. Psikanalistler insanın içindeki bu akıl dışı ve tehlikeli güçleri manipüle ederek daha çok para kazanacaklarını da keşfetmişlerdi.

O günlerden bu güne yeryüzünün şeytani güç odaklarının en büyük amacı insan algılarına ve duygularına hâkim olmak oldu. Aradan geçen bunca zamanla birlikte çok daha uzmanlaştılar. Ve nihayetinde küresel sermayenin inşa ettiği haz, hız ve konfor bağımlısı, marka tutkunu, tüketim manyağı ruhsuz cesetlerden oluşan tüm ahlaki ve manevi değerlerinden arındırılmış ilkel insan modelini inşa etmeyi başardılar.


Yazarın Diğer Yazıları