3 “İ”

Kimilerine göre hayat; "yeme, içme, gezme, uyuma ve ölme…” bir başkasına göre; "dünyadan kâm alma”.

Ağzına piposunu alıyor, diğer elinde viskisini yudumluyor. Villasının balkonunda içkisini içerek; "işte hayat bu” diyebiliyor. Son model arabayla, yanında kız arkadaşı ile birlikte sahilde hız yarışı yapan, arkadaşlarıyla partiler düzenleyen gençlere göre de hayat budur!

Hayvanlara merhamet ettiği kadar insana merhamet etmeyen, evinde hayvanları barındırdığı halde, anne ve babasını barındırmayan, onlara huzurlu bir evi çok görene göre de hayat, "karı, koca ve çocuktan ibaret bir üçgen!”

Nerede boğaz, nerede mideyi dolduran aktivite varsa, oraya koşarak gidene göre hayat; "yemekten, mideyi şişirmekten ve enseyi kalınlaştırmaktan ibaret bir eğlence…”

Zengin olmak, fabrikasında, işyerinde, atölyesinde, müesseselerinde, mağazalarında…sayısız işçi çalıştırmak. "Çalıştırdığı bu insanlara alnının teri kurumadan hakkını vermemek. Ortaklarına kazık atmak, hile yapmak. Daha çok kazanmalıyım, her şey benim olmalı, herkes bana muhtaç hale gelmeli, herkesi inim inim inletmeliyim…yanımda çalıştırdığım insanlar benim kölem olmalı. Nasıl olsa param var ya, eşimden başka kadınlarla nikahsız yaşamalıyım. Benden başkasının yaşamaya hakkı olmamalı…!” böyle düşünenler ve uygulayanlar da yok değil toplumumuzda.

"Ramazan geliyor, bu yıl da orucu Kutsal beldede tutacağım Allah kabul etsin. Bu sene 5. Umremi yapıyorum. Ömrüm oldukça yapmaya devam edeceğim. Ramazan boyunca da birkaç hatim yaparım…” diyor hacı amcamız! Umrede oteldekilerle kavgalı, tavafta diğer umrecilerle ağız dalaşı yapıyor. Umre yolculuğunda herkesle çekişiyor! Umreden dönüyor, işinin başına gidiyor. İşyerine aldığı işçileri sigortasız, öldüm parasına, köle gibi çalıştırıyor. Yediğinden yedirmiyor, giydiğinden giydirmiyor, insanca bir hayatı çok görüyor. Namaz vakti gelince camiye koşa koşa gidip, ön safta namazını kılıyor. Ön safı da kimseye bırakmıyor! Bu hacı amcaya soruyoruz; "amca hayat ne sizce?” cevap veriyor; "hayat, her sene umreye gitmek, ön safta namaz kılmak, yemek, çok para kazanmak, evler, villalar, arabalar, katlar, yatlar almak. Varsa yoksa oğlana vermek parayı, malları…” "peki hacı amca, zekatını veriyor musun mallarının ve kazancının?” sorumuza; "tabii veriyorum, % 2.5 değil mi zekatın ölçüsü? O miktarı ayırıyor ve veriyorum. Yılda bir kere verilmeyecek mi? Ben de öyle yapıyorum.” Diye cevaplıyor.

Bu fakire; "Hayatı tarif et” deseler. "Sence hayat nedir?” diye sorsalar. Diyeceğim çok şey yok. Sadece "hayat 3 "İ”den ibaret” derim.

Evet hayat "3 "İ” den ibarettir; 1.İman, 2.İslam, 3. İhsan.

İman; içimize yerleşmiş, pörsümeyen, eskimeyen, devamlı ateşlenmeye hazır bir barut. İnsanlığın anahtarı. İman; bize bizliğimizi anlatan cevher. İmanı anlamak için, Hz. Hacer'in, Hz. İbrahim'in, Hz. İsmail'in, Hz. Âsiye'nin, Hz. Meryem'in, Hz. Ebubekir'in, Hz. Ömer'in, Hz. Osman'ın, Hz. Ali'nin, Hz. Peygamberimizin ve onların yoluna kurban olanların imanlarına bakmak lazım.

İslam; imanı sağlam olanın, islamı da sağlam ve mükemmel olur. Allah'a teslim olan, Mala, paraya, makama, kadına, servete, çıkara gönül bağlamaz. Kalbi ve gönlü hep Allah için çarpar.

İhsan; Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etmek. Her ne kadar Allah'ı göremese de, Allah onu görmektedir. Yani bu duygu ve his; Rabbimizin her yerde, her zaman, her halü kârda bizi denetlediğini, o'nun bilgisi dışında hiçbir şey yapamayacağımızın şuuru içinde olmaktır. İhsan anlayışı; irfan anlayışını, infak anlayışını, iz'an anlayışını, imsak anlayışını, iftar anlayışını ve istikamet anlayışını getirir. İhsan şuuruna sahip insanlar; toplumun aradığı Müslüman tipidir. Kur'an, böyle Müslümanlara; "Muhsin” der. Muhsinlerin de bitmek, tükenmek bilmeyen mutluluk içindedir. Muhsinlerin dünyaları da, ahiretleri de huzurludur.

İnsan, Allah'a ibadet etmek için yaratılmıştır. Hayat, ibadetle geçirilen hayattır. İbadet; ihsani şuura sahip olanların hayatıdır.


Yazarın Diğer Yazıları