AHVALİMİZ

Hayat sadece; yemeden, içmeden, gezmeden, zevkten, eğlenceden…ibaret değil. Hayatın tadını; internette, cep telefonlarında, sosyal medyada bulamazsınız.

"Ben sonsuza kadar kalacağım, bana kimse bir şey yapamaz, hayat sadece bu dünyadan ibaret…” sözünü kimse söyleyemez. Söyleyemez, çünkü bu sözü edebilmek için ölümlerin olmaması, hastalıkların bizi rahatsız etmemesi, mezarların bulunmaması lazım. Halbuki her gün minarelerden; "sala” sesleri duyuyoruz. En yakınımızı kendi ellerimizle mezarlara gömüyoruz. Her mezar taşında bizi titreten sözler okuyoruz. Mezarlar bize bir şey söyler.

Dünya kurulduğundan beri bu sistem böyle gelmiş, böyle gidecek. İlahi sistemi kimse değiştiremez. Her birimiz, ilahi kanunlar içindeyiz. "ben ilahi kanun falan tanımam, ilah tanımam, ilahi olan her şeye karşıyım…” demek, en büyük şaşkınlık, en onulmaz bir akılsızlıktır.

Allah'a inanan da ölüyor, inanmayan da. Müslüman da mezara giriyor, Yahudi, Hıristiyan, Mecusi, Ateist, Deist de…demek ki bu dünya fani, yani gelip geçici. Her doğan belli bir süre dünya nimetlerinden yararlanacak, sonunda ölüm köprüsünden geçecek. Ölümsüz köy yoktur. Ölümün uğramadığı, kapısını çalmadığı hiçbir mekan, ev, insan, toplum… bulunmamaktadır.

İbrahim Ethem'e bir genç sorar;

-"Hocam ben günah işlemek istiyorum”

İbrahim Ethem:

-"ama günah işlemenin üç şartı var” deyince genç;

-" nedir o üç şart” sorusunu iletir.

İbrahim Ethem:

-"Birinci şart: Günah işleyeceğin varlığın nimetlerini yemeyeceksin” der.

Genç;

-"İyi de nimet yemeden yapamam ki” deyince,

-"öyleyse günah işleyemezsin” karşılığını verir İbrahim Ethem.

 

"İkinci şart: Günah işleyeceğin varlığın olmadığı yerde günah işle” deyince,

Genç;

-"O'nun olmadığı yer yok ki” karşılığını verir. İbrahim Ethem:

-"Madem öyle günah işleyemezsin” der.

"-Üçüncü şart: Günah işleyeceğin varlığın görmediği yerde günah işle” deyince,

-"Hocam bu da mümkün değil” diye cevap verir. O zaman İbrahim Ethem;

"-Öyleyse günah işleme şansın yok” karşılığını verir.

 

Hayatta mutluluğun yolu; Allah'ın yolunda gitmek, O'nun yolundan hiç ayrılmamaktan geçer. Dünyada: "tanınmış adam”, "Meşhur kişi”, "iyi bir yazar”, "Sevilen bir akademisyen”… demek kolay. Önemli olan Allah'ımız: "Kulum” diyor mu? Allah'a kul olabiliyor muyuz? O'nun rızasını almak için çabamız var mı? Yoksa nerede akşam, orada sabah, lay lay lomlarla mı vakit geçiriyoruz?

Sevgili peygamberimiz;

-"Allah'a ve ahiret gününe inanan, ya hayır söylesin, yahut sussun” buyurur. Rabbimiz de-"Niçin yapmadığınızı söylersiniz?” diyerek bizleri uyarır.

 

"Allah” Der

Şu Kâinat nakış nakış süslenmiş,

Her motifi her dokusu "Allah" der,

Dağlar taşlar ovalara yaslanmış,

Ziynetiyle her takısı "Allah" der!

 

Gökyüzüne bir bakıver istersen,

Yıldız gibi bir akıver istersen,

Gülistandan gül takıver istersen,

Bitkilerin her kokusu "Allah” der!

 

Baka baka gün gelir yorulursun,

Sözün biter tek bir Allah bulursun,

Akıl susar tümden âciz kalırsın,

Tüm gözlerin her bakışı "Allah” der!

Parmak izi tüm kullarda farklıdır,

Hücrelerde ne tür sırlar saklıdır,

Sinirlerde Rahman adı eklidir,

Çizgi çizgi her nakışı "Allah” der!

 

Bulamayabilirsin!

Ey vefasız sevgili Üzme canı bu darda,

Hasbi olan kulları bulamayabilirsin,

Gözyaşları içinde bir gün gelir arar da,

Gideceğin yolları bulamayabilirsin!

 

Dillerini har edip kalbe batırma sakın,

Ağyarları yar edip dostu bitirme sakın,

Nurlarını nar edip kana yatırma sakın,

Muhabbetli dilleri bulamayabilirsin!

 

İnsan insana muhtaç tek başına olamaz,

Eller ellerden üstün bir kenarda kalamaz,

Hak sevgisi ebedi hiçbir fani alamaz,

Cennet gibi illeri bulamayabilirsin!

 

Güllerini güzel tut dikeni batmasın hiç,

Gülistana sevgi kat kokusu gitmesin hiç,

Gönül dostlarımızla meşkimiz bitmesin hiç,

Eşkle dolu halleri bulamayabilirsin!

 

Yedi bölge dört iklim bir bedendir tek bir baş,

Aynı yolun yolcusu her birisi arkadaş,

Davaya baş koymuşlar vatan için tüm sırdaş,

O samimi elleri bulamayabilirsin!

Yazarın Diğer Yazıları