TOP YEKÛN TASARRUF
Hardal Tanesi
DİL KÜLTÜR İLİŞKİSİ
ULU CAMİİ
TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE KONYA KİTABI
Psikolojik Manipülasyon Nedir?
SEN YOLA ÇIK YOL SANA GÖRÜNÜR-2
Milletimiz adil ve güçlü devleti sever II
KUL HAKKI
IRAK ZİYARETİ NASIL OKUNMALIDIR
Şiir
Gerçekten ‘fahiş fiyat’ var mı?
İSLAM DÜNYASI NEDEN DÜZELMEZ VE NASIL DÜZELİR? -2-
Yaz lastiği zamanı geldi
ÇANAKKALE GEÇİLDİ Mİ?
RAMAZAN AYINDA SAĞLIKLI BESLENME
Alçak gönüllülük; tevazu ile anlatılır. Ahlakın bir parçasıdır. Meyveli dalın başı öne eğik olur denir. Tevazu, ağırbaşlılıktır. Kendini, her şeyi bilir pozisyonunda görmek, halk tabiriyle ukalalık yapmak kimsenin tasvip etmediği bir tutumdur.
Alçak gönüllülük; miskinlik değildir. Alçak gönüllü olmak demek; her kötülüğe, her çirkinliğe, her olumsuzluğa; "Evet” demek değildir. Çok yanlış bir anlayışı burada söylemek gerekir; çoğunlukla alçakgönüllü oluşu, "sağ yanağa vurana sol yanağı da dönmek” şeklinde düşünenlerin, bu kavramı anlamadıklarını belirtmem lazım. Ama ne yazık ki böyle bir mantık var toplumda. "Mümin, Müslüman” denilince, sanılıyor ki bu, ne yüklersek götürür.
Sevgili peygamberimiz; "Bir kötülük gördüğünüz zaman önce elinizle değiştirmeye çalışın. Buna gücünüz yetmezse dilinizle değiştirmeye çalışın, buna da gücünüz yetmezse kalben gidermeye çalışın....” buyurur. Bu; doğru, güzel, ahlaki, ilahi emirlere ters olmayan, insanlara yararlı olan... Şeylere onay vermek anlamı taşır.
Alçak gönüllülük; kâmil insan olmanın bir boyutudur. Zaten her güzel hareket, İslam'ın da tasvip ettiği, Kur'anî davranış tarzıdır. "MEVLANA'NIN TEFEKKÜR DÜNYASI” isimli eserimde bu ve buna benzer konuları ele aldım. Alçakgönüllülük hususunda Mevlana şöyle diyor;
"Yusuf'a karşı nazlanma, güzellik iddia etme. Yakupçasına niyaz etmek ve ah eylemekten başka bir şey yapma.”
"Baharların tesiriyle taş yeşerir mi? Toprak ol ki, renk renk çiçekler bitiresin.”
"Yıllarca gönüller yırtan, kalplere elem veren taş oldun. Bir tecrübe et, bir zaman da toprak ol.”
"Hangi hoş vardır ki nahoş olmamıştır? Yahut hangi tavan vardır ki yıkılmamış, yere serilmemiştir?”
"Ululuk, zehirli bir şaraptır. O şarapla aptal kişi sarhoş olur.”
"Onun zehirli olduğuna inanmıyorsan, bak da gör; Âd kavmine o zehir neler etti?”
"Kılıç, boynu olanın boynunu keser. Gölge, yerlere döşenmiştir, o hiç yaralanmaz.”
"Ululuk; fazla ateştir a azgın! Kendini ateşe nasıl atıyorsun?”
"Yerle bir olan, bak hele, oklara hedef olur mu hiç?”
"Fakat yerden başkaldırdı mı, o zaman hedefler gibi çaresiz yaralanır.”
TOP YEKÛN TASARRUF
SELÇUKYA OKULLARDA
HASAN UKDEM’İ GÖZYAŞIYLA DİNLEDİM
NEDEN KAYBEDİYORUZ?
TEMİZ TOPLUM, İNSANCA YAŞAMAKLA MÜMKÜN
SÜNNETULLAH’TAN BİR GÖRÜNTÜ; BAHAR
ACI HAYATLAR
YARIN BAYRAM!
DÜNYANIN EN KISA VE HÜZÜNLÜ CUMA HUTBESİ
RAMAZAN İKLİMİ BİR ÖMRE BEDEL