BAŞBAKAN’DAN MESAJ YÜKLÜ KONUŞMA!

Ve nihayet AK PARTİ olağan Kongresinde, milletin merakla beklediği, Başbakanın bir çeşit balkon konuşması niteliğindeki konuşmaları güneme oturdu! Hatta bazı yazarlar ve yorumcular, “Başbakan balkon konuşması yapacak mı? Acaba neler diyecek? Ne gibi mesajlar verecek?” soruları ve meraklı bekleyişler cevabını buldu. Konuşmayı takip ettim. Her cümlesi, her kelimesi ve her harfi seçerek, özenle hazırlanmış, herkesi kucaklayan, herkese mesajlar veren bir üslup vardı!
Salonun özenle hazırlanması, şarkıların ve türkülerin itina ile seçilmesi, hiçbir kesimi atlamadan, kırmadan, herkesi kucaklayıcı konuşma şekli herkesten alkış aldı ve takdir topladı!
Neden önce hedef 2023 derken, kongrede gençlere hedefin 2071 olduğunu söyledi? Hatırlayınız şöyle demişti; " Bizler 2023'ü, inşallah sizler de 2071'i inşa edeceksiniz. " ne demekti bu? Ne anlama geliyordu?
Biliyorsunuz; 1071 yılı; Anadolu’nun kapılarının 1071 malazgirt zaferiyle Müslüman Türklere açılmasının tarihidir. O tarihten itibaren kendini kabul ettirmiş, dünyaya adaletiyle, insan sevgisiyle, hoşgörüsüyle, değer yargılarına önem vermesiyle… tarihe şeref katmıştır! 1071 ruhu; bir fatih Sultan Mehmet’i, bir Kanuni’yi, bir mimar sinan’ı, bir Baki, bir Fuzuli, bir Nef’i, bir Yavuz sultan Selim, bir ulubatlı Hasan, bir Mehmet akif Ersoy, bir necip fazıl, bir Yunus emre, bir Mevlana, bir Şems-i tebrizi, bir Hacı bektaş-ı Veli, bir hacı bayram, bir hallacı Mansur, bir İbni Arabi, bir Sadreddin-i Konevi… ruh dünyalarını yaşatmak, aynı anlayışla, aynı şuurla gençliğin yetişmesi için çaba sarf etmenin önemi kaçınılmazdır.
Anadolu’nun kapılarının açılmasında; Bacıyan-ı Rum (Anadolu kadınları), gaziyan-ı Rum (Anadolu yiğitleri) ve Anadolu erenlerinin payı büyüktür. Bu insanlar, hiç boş durmamış, Allah’ın kendilerine verdiği görev ve sorumlulukla ev ev, mahalle mahalle, sokak sokak, cadde cadde dolaşarak; önce gönülleri fethetmenin yollarını aramışlar, insani ve ahlaki ilkeleri gönüllere nakşetmişlerdir! Bunun için gençlerin iyi yetişmesi gerekir. bu yüzden; “DİNDAR GENÇLİK”  vizyonu ele alınmıştır!        
Başbakan şöyle devam etti konuşmasına; "Bizim yolumuz Atatürk'ün yoludur, Bizim yolumuz merhum Adnan Menderes'in yoludur, bizim yolumuz merhum Turgut Özal'ın yoludur bizim yolumuz merhum Necmettin Erbakan'ın yoludur. Yani bizim yolumuz tevazunun kardeşliğin yoludur. Ne diyoruz büyük devlet büyük millet büyük güç hedef 2023. Ama bugün buradan bir şey daha hatırlatıyorum. O günleri biz göremeyeceğiz kuvvet kudret sahibi Allah'tır ama 2023 hedefinden sonra inşallah cumhuriyetimizin 100. yılının dışında bir hedefimiz daha var o da bu kuruluşun 1000. yılı olacak hedef 2071 gençler, 2071. Rabbim lütfederse bizler 2023'ü inşallah sizlerde 2071'i inşa edeceksiniz."
2071, cumhuriyet’i kuran anlayış! 2071, 1071’den gelen, dimdik ayakta durma şuuru! Hangi pencereden bakarsak bakalım, hangi açıdan ele alırsak alalım; ortada bir gerçek var; 11 yıllık AK PARTİ iktidarı ile milletçe derin bir nefes alma durumuna gelinmiştir! Milletin üstüne karabasan gibi çöken; darbeler, vesayetçi anlayış, giyim kuşamdan dolayı verilen sıkıntılar, sermayenin renklere ayırılması, dindarlar üzerinde baskı ve terör oluşturulması… hepsi ama hepsi tarihin karanlıklarında kaldı!
İşte başbakan, bu gerçekleri dile getirmeye çalıştı. Salonun gözyaşlarını tutamamasında, bütün herkesin duygu seline kapılmasında bu ruh hali yatmaktadır! Ülke rahatlama süercine girmiştir! terör belası da, yakında başımızdan def olup gidecek! Yalnız bir şartla; terör, sadece hükümetin meselesi değil. Hepimiz, özellikle de Kürt kardeşlerimizin, kendilerini istismar ettirmeyerek, Kürtler üzerinden siyaset yapanlara prim vermeyerek, terörü bitirmeleri. Başbakanımız bu konuya da detaylı biçimde değindi!
Kuzey Irak Bölgesel kürt yönetimi başkanı Barzani’nin orada bulunmasını protesto etmek kastıyla genel kurula gelmeyenlere, davetli olmalarına rağmen, sadece muhalefet olsun diye toplantıya katılmayanlara diyecek bir şeyimiz yok! Sadece şunu demekle yetineceğim; “siz olsanız nasıl bir tablo çizerdiniz? Etrafınızdaki komşularınıza düşmanlık hissini pompalayarak mı? amacınızda terörü bitirmek varsa, terörü destekleyenlere, “terörü durdurun” diyerek, gerekirse bu hususta ele ele verelim mesajlarıyla birlikte olmakla mı? veya asıl görevi istihbarat paylaşımı olan ve bu yüzden her grup, her toplantı, her kalabalık içine girmeyi meslek gereği sayan MİT müsteşarının Oslo görüşmelerine; “hayır” demekle mi? hangisi terörü bitirmeye yönelik bir tavırdır sizce?
Başbakanımızın konuşmaları ve AK PARTİ  yönetimi çekirdek kadronun çoğunun değişmesi, gelecek yıllar için iyiye alamettir! Hayırlı olsun!


Yazarın Diğer Yazıları