Başka Çözüm Var mı?

İnsanın olduğu yerde problemler, sıkıntılar, çözülmesi gereken olaylar olur. Bu, gayet normal ve olması gereken şeylerdir. Zaten toplumun güzelliği de buradan gelir. Herkes değişik düşünce, değişik görüş, çeşitli anlayış, zıt fikirler üretecek ki, bizim bunlara karşı sabrımız, metanetimiz, dayanıklılığımız test edilecek.
Aklı eren, ileri geri düşünme yeteneğine sahip olan herkes böyle bir fikir geliştirir, daha doğrusu geliştirmek zorundadır. Dostlar meclisinde oturuyorduk; mesele teröre gelip dayandı. Herkes bir şeyler söylüyor. Tabii herkesin görüşüne, fikrine saygı duyarız, saygı duyulmalıdır. Ancak bir şey söylenirken, “ben konuşayım da ne olursa olsun, konuşmuş olmak için konuşayım” anlayışı yanlış! Bunun adına, “boş konuşma, afaki laf üretme” denir. Afaki konuşmaların kime ne faydası var?
Dostlar meclisinden, dostlar meclisindeki ortaya atılan terör konusundan söz ediyordum. Bir kısmının görüşü veya bağlı olduğu siyasi partinin görüşü; “terörü bu hükümet azdırdı, bakın, bu hükümet dönemindeki şehitlerin sayısı hiçbir dönemde olmadı…”
Meseleye doğru teşhis konmazsa, doğru tedavi yapılmaz. Önce konuyu yerinde ve tam olarak tespit etmek, terörün hangi durumlarda, hangi şartlarda azdığı ve hangi durumlarda sakinlediğini anlamak zorundayız.
Koalisyon hükümeti olan MHP+DSP+ANAP hükümetlerinde ülkede hangi yatırımlar vardı? Hangi olumlu ilklere imza atıldı? Memleketin geleceği nasıldı? Piyasalar ne durumdaydı? Enflasyonun tansiyonu nasıldı? Dünya Türkiye'yi tanıyor muydu? Hükümet içinde bağlılık, sadakat, samimiyet mevcut muydu?
Bakıyoruz; o dönemde; enflasyon 3 ve 4 haneli hale gelmiş! Piyasalarda, sabah, öğle ve akşam fiyatlar değişiyor, yatırımcı ne yapacağını şaşırıyor, ekonomi alt üst olmuş vaziyetteydi! Ülkeye yatırım yerine, cebe yatırım yapılıyor, kalkınma için bir çivi bile çakılmıyordu! Mafya her tarafı kuşatmış durumdaydı! Yeni yeni bankalar türüyor, vatandaşın paralarını, “yüksek faiz vereceğiz” aldatmasıyla topluyor ve bir gecede fırlayıp gidiyordu! Okullar felç, eğitim alt üst olmuş, adalet sistemi çökmüş, şanlı ordumuzun içine; darbeciler ve cuntacılar girmiş, bir gecede döviz allak bullak olmuş, suyun başındakiler parsayı kapmış vatandaş kara kara düşünüyordu! Doğru dürüst ihaleler işlemiyor, ihalelere fesat karıştırılıyordu! Üniversite hocaları; eğitimden çok siyasetle ilgileniyor, akademik kariyer yerine; ülkeye nasıl zarar veririz? Diye hesap yapıyorlardı!...
Böyle bir ortamın olduğu yerde terör neden azsın? Çünkü bu yapılanlar, terörün ekmeğine yağ sürüyor, terörün ocağına odun taşıyordu! Terör, bunlardan hoşlanırdı!
Gelelim şimdiye yani AK PARTİ hükümetlerinin yaptıklarına; bir zaman yolların durumu hepimizin malumuydu. Ama duble yollar yapılınca hamdolsun kazaların sayısı azaldı. Yıllarca önce, “demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” marşı sadece söylem olarak söylenir fakat eyleme geçilmezdi! AK PARTİ hükümeti, YHT sayesinde Konya- Ankara arası bir vakit, “gel git Konya 6 saat denirken şimdi 2.5 saate indi! Vatandaşlar sabah Konya'dan ilk YHT'ye binerek Ankara'ya kahvaltıya gidiyor, akşama kadar geziyor ve akşam geri dönüyor! Aynı şekilde Ankara'dan da vatandaşlar aynı anlayışla Konya'ya gelip, kahvaltısını yapıp, Mevlana'yı, camileri ziyaret edip akşam evine geri dönüyor! Şimdi de Ankara- İstanbul ve ilerleyen zamanda Ankara- İzmir arası YHT'le tanışacak! Antalya- Mersin arası HYT de programa alınmış durumda!
Her il'e hava alanı yapıldı! Vatandaşlardan uçağa binmeyen kalmadı, yani uçak ucuzladı! Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerine yapılan hizmetler, aynı şekilde batıya yapılan hizmetlerle aynı istikamette! Her il'de üniversite mevcut, neden; çocuklarımız dışarıya gidip ailelerinden ayrı kalmasın, yanlışa düşmesin, hasret çekmesin, yurda, kiralık evlere kucak dolusu para vermesin, huzur içinde tahsilini tamamlasın!  
Sağlıktaki dönüşümü kim inkar edebilir? Her vatandaş sağlık sigortası kapsamındadır! Hiçbir evrak, sevk olmadan, yalnızca TC Kimlik numarasıyla istenilen hastaneye gidince muayene ve tetkikler oluyor, sonunda istediğimiz eczaneden ilaç alma şansımız var! hiç bir vatandaş, hastanelerde rehin kalmıyor!
Sosyal güvenlik kurumları birleşerek, tek elden işler yürütülüyor! Eskiden Bağ-kur, SSK ve emekli sandığı olarak üçlü bir sistem vardı. Vardı da vatandaş işini çözebilmek için zaman kaybına uğruyordu! SSK'daki yolsuzlukların haddi hesabı yoktu! SSK'lı hastalar ilaç alabilmesi için günlerce sıra bekliyordu! Eğer ilaç alabilirse ne ala, değilse git gel oluyordu! Tabii sinirlerin bozulması da çabası!
…………………………
Daha bunun gibi ne kadar ülke gerçeği varsa AK PARTİ hükümetlerince çözüldü! Şimdi sorarım size; böyle aktivite içinde olan bir hükümete mi terör kafayı takar? Yoksa kalkınma için çaba sarf etmeyen, terörün ocağına odun taşıyan bir hükümete mi? biliyorsunuz terör; kalkınmadan, ilerlemeden, barıştan, kardeşlikten haz almaz! Nerede yatırım varsa oraya sabotaj yapar! Yapmaya değil, yıkmaya çalışır!
İnceleyin geçmişteki, “faili meçhul ölümleri” hepsinin altında yatan gerçek, “terörün bitmesi, ülkenin kalkınması” na yönelik çalışmaların önüne geçmek! Menderes'in, Özal'ın, Eşref Bitlis'in, Gaffar Okkan'ın, Adnan Kahveci'nin, Muhsin Yazıcıoğlu'nun, ilim ve fikir adamları; Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu ve benzerlerinin ölümlerindeki sis perdelerini aralamak için TBMM'de araştırma komisyonu kuruldu!
Devlet yetkilileri niçin yurt dışında dolaşıyor? Spor olsun diye mi? ülkemizi çepeçevre kuşatan komşularımızdaki terör belasını halletmek, barışı tesis etmek için yoğun çaba gösteriyor! TSK bir taraftan, Emniyet güçleri diğer taraftan teröre geçit vermemenin mücadelesini veriyor! Unutmayalım ki meyveli ağacı taşlarlar!
Elbette gelen şehit haberleri kimseyi mutlu etmez! Hiçbir vatandaşımız; “ne yapalım bunlar olacak” diyerek eli kolu bağlı duramaz. Hükümete ve yetkili organlara karşı elimizde terörü bitirmeye yönelik destek paketleri veya planları varsa mutlaka paylaşmalıdır. Bunun; partiyle, siyasetle, hamasetle hiçbir ilgisi yoktur, olmamalıdır.


Yazarın Diğer Yazıları