Bir Turist Rehberinin Anıları

Yıllarca öğretmenlik yapmış, hem branşı gereği, hem de ülke severliğiyle dopdolu olduğu için turist rehberliğine devam etmiş ve emekli olduktan sonra da bu işi sürdürmüş olan TURGUT TÜR ağabey, “BİR TURİST REHBERİNİN ANILARI” adıyla kitap yayınladı. Bendenize de bir adet gönderme nezaketinde bulundu. Öncelikle teşekkürlerimi sunuyor, kendisine ve ailesine mutluluklar diliyorum.
Kitapta; Turgut Tür hakkında ve Turist rehberliği ile ilgili, zamanın yöneticileri ve yetkililerin ağzından açıklamalar, mevzuat ile ilgili yapılması gerekenler, turist rehberlerinin sorunları, çözüm yolları, turizmin siyasi açıdan tarihi… gibi konulara temas edilmektedir.
Rehberlik; insanlığa rehber olmak, yol göstermek, bilgilendirmek, çok önemli bir sorumluluk olduğu için insanların yaptığı bu görev oldukça kutsaldır. Tarihin her döneminde canlılar ve insanlık almeninderehberlere ihtiyaç duyulmuş, bundan sonra da rehberlere ihtiyaç olacaktır. Yeter ki rehberler, üstlendikleri sorumluluklarını bilsinler!
Rehberler; önce ülkemizi vatandaşlarımıza, sonra da yabancılara tanıtmakla görevli kişilerdir. Gönülden, özveriyle çalışırlar. Kendilerini sürekli yenilerler. Rehberler, mesleğin özelliği gereği, kültürlerarası iletişim, doğal, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, sürdürebilirlik, yöresel kalkınma, dünya barışına katkı konularında çok önemli rol oynamaktadırlar. Türkiye’yi yerli ve yabancı turistlere en iyi şekilde tanıtmak, onlara gezileri süresince yardımcı olmak, en doğru ve güncel bilgileri vermek, tarih ve kültürümüzü yorumlamakla görevlidirler.
Turizmin siyasi açıdan tarihçesine sadece isim olarak bir göz atacağız;
Basın ve Haber alma umum müdürlüğü; Basın yayın Umum Müdürlüğü, Basın yayın ve Turizm genel Müdürlüğü, Basın yayın ve Turizm vekaleti, Seyahat-ı seyyah, Turizm ve tanıtma Bakanlığı.
Turgut Tür’den anılar;
Yirmi iki Anadolu medeniyeti: “ol mahiler ki derya içredir, deryayı bilmezler” diyen şair, “balıklar denizde yaşarlar, denizi bilmezler” demekle acaba yirmi iki ayrı medeniyetin harmanlandığı  Anadolu’da yaşayan fakat nerede yaşadığını bilmeyen, demeye gönlüm razı olmadığı için yeni yeni farkına varan bizleri mi kast ediyor? Diye zaman zaman kendi kendime sorarım.
Hıristiyanlığın kaynağı orta doğu’da  Kudüs’tür. Anadolu, Hıristiyanların önem atfettiği, bir zamanların Doğu roması idi. İzmir’in şirin ilçsei Selçuk, antik efes ile bir zamanlar dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis tapınağı, dört İncil yazarlarından biri olan St. John ve Hz, İsa’nın annesi Hz. Meryem’e izafe edilen ev ile ün kazandı Selçuk. Ben açıklamalarımı İngilizce olarak yapıyorum. Grup liderleri bunu Hollandalıların konuştuğu, “Dutch” diline çevirerek aktarıyor. Grubun ana dilini konuşan bir rehberseniz na ala, yoksa bir sürü iletişim kopukluğunu peşinen sineye çekeceksiniz demektir. genç bir grup lideri var ki evlere şenlik! Genç bir papaz adayı! Herkesten daha saygılı, ölçülü ve anlayışlı olması gereken bu adam, Kayseri’de ölçüyü kaçırınca acente sahibi tarafından gerekli cezaya çarptırıldı.
Amerikan Cincinati, Alman Tubingen, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü uzmanları; Truva antik kentindeki kazırlına devam etmektedirler. Kazılar yedi bölgede sürdürülmektedir. Bulgular bir hayli ilgisini çekmiş! Kazı heyeti başkanı prof. Manfred Korfman, kazı alanına yakın olan Yeniköy’de mütevazı bir evde kalmaktadır. Korfman, önce adını, sonra da dilini değiştirdi. İslâm’ı seçti. Müslüman olarak öldü!
Sayın Tür’e hayırlı uzun ömürler dilerim. İsteyenlerin, kitabını; Sahilevleri Mah. Palmiye sok. No: 4 35320 Narlıdere/İZMİR adresinden istemeleri gerekmektedir.


Yazarın Diğer Yazıları