Birbirinizin Boynunu Vurmayın

Dışarıdan fitne pompalanıyor, o belli bir şey. Ama aynı davanın içinde olan, aynı kıbleye yönelen, yıllarca aynı safta durmuş olanları anlamakta zorlanıyorum! Dava adamlığı; ikilik ve fitne çıkarmakla yürümez. Hani bir sözümüz var, “kol kırılır yen içinde kalır” denir. Müslümanlar; fitne çıkarıcı, fitneye mahal olucu, töhmet mahallerinden kaçınmak zorundadır. Yüce yaratanımız; “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp ayrılmayın” buyurur.    
         Sevgililer sevgilisi Hz. Peygamber Efendimiz şunları söylüyor;
          "Allah Katında en sevimliniz; dostluk kuran ve kendisiyle dostluk kurulanlarınızdır. Allah nezdinde en sevimsiziniz de arkadaşların arasını açanlardır."
          “Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”
           “Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin. Allah'ın kulları kardeşler olunuz.”
           “İman bağlarının en sağlamı Allah için dostluk, Allah için düşmanlık, Allah için sevgidir.”
           "İki kardeş (iki arkadaş) iki el gibidir, biri ötekini yıkar.”
          "Mü'min ile mü'min (birbirine karşı) duvar gibidir, birbirini sımsıkı tutarlar"
          " Mü'minin mü'mine dayanışması, parçaları birbirine bağlayıp kuvvetlendiren bina gibidir."  
          "Sizleri zandan sakındırırım. Çünkü zanla söylenen sözler yalanı daha çok olandır. Birbirinizin eksikliğini görmeye ve işitmeye çalışmayınız, hususi ve mahrem hayatınızı da araştırmayınız. Birbirinize hased etmeyiniz, birbirinize arkanızı çevirip küsmeyiniz, birbirinize buğz ve düşmanlık da etmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, birbirinizle kardeşler (mesabesinde) olunuz!".
           "Kim dünyada bir müminin ayıbını örterse, kıyamet günü Allah da onun ayıbını örter."

Mevlana’ya kulak verelim;
Beri gel, daha beri, daha beri.
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır gür, bu savaş nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte.

Ne diye bu direnme böyle, ne diye?
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek,
ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?

Zengin yoksulu hor görür, ne diye?
Sağ soluna yan bakar, ne diye?
İkisi de senin elin, ikiside,
peki, kutlu ne, kutsuz ne?

Topumuz bir tek inciyiz, bir tek.
başımız da tek, aklımız da tek.
Ne diye iki görür olup kalmışız
iki büklüm gökkubbenin altında, ne diye?

Sen habire gevele dur bakalım,
habire 'usul boylu birlik çam ağacı' de,
sonu nereye varır bunun, nereye?



Şu beş duyudan, altı yönden
varını yoğunu birliğe çek, birliğe.
Kendine gel, benlikten çık, uzak dur,
insanlara karıl, insanlara,
insanlarla bir ol.
İnsanlarla bir oldun mu bir madensin, bir ulu deniz.
Kendinde kaldın mı bir damlasın, bir dane.

Erkek arslan dilediğini yapar, dilediğini.
Köpek köpekliğini ede durur, köpekliğini.
Tertemiz can canlığını işler, canlığını.
Beden de bedenliğini yapar, bedenliğini.

Ama sen canı da bir bil, bedeni de,
yalnız sayıda çoktur onlar, alabildiğine,
hani bademler gibi, bademler gibi.
Ama hepsindeki yağ bir.

Dünyada nice diller var, nice diller,
ama hepsin de anlam bir.
Sen kapları, testileri hele bir kır,
sular nasıl bir yol tutar, gider.
Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak,
can nasıl koşar, bunu canlara iletir.

Fitne ateşini daha fazla büyütmeden, el ele veriniz, kucaklaşınız. Eğer varsa bir kusur, bir hata-mutlaka olabilir, insan, hatadan, kusurdan salim değildir- affediverin, görmezden gelin. Safları sıkı tutun. El âlemi kendinize güldürmeyin. Kırgınlık, kızgınlık, öfke ve şiddeti bir kenara bırakın. Bir kardeşiniz olarak, bunu sizden istiyorum.


Yazarın Diğer Yazıları