Bu Ateşi Söndürelim

Fitne ateşi etrafı sarmış durumda! Her kafadan sesler yükseliyor! Hakaret edenlerin ise haddi hesabı yok. Nereye gidiyoruz? Bu gidişin sonu nereye varacak? Cemat- Hükümet tartışmalarından nemalananlar var! Devamlı beklemede olan, karanlıktan, kaostan medet uman, ortalığın karışmasından zevk alan, insanlar arasına fitne ateşini salıp ateşte ısınmak isteyen talihsizler bulunmakta! Bunlara izin vermeyelim ne olur.
Bir zaman; Alevi- Sünni, bir zaman Türk- Kürt, bir zaman sağcı- solcu… diye bizleri birbirimize düşürmediler mi? şimdi de, Cemaat- hükümet düşmanlığı diye kışkırtmak, bundan oy devşirrmek isteyen, makamını buna dayayanlar var! Halbuki ortada cemaat düşmanlığı falan yok. Ama sansasyon meydana getirmek için ellerindeki bütün argümanları kullananlar, böyle bir hava estirip, istikrarlı giden hükümeti düşürmenin çabası içindeler!
  Devlet hiyerarşisini ortadan kaldırarak gizli operasyonlar yürüten bir grup polis ve savcı, Türkiye'deki siyasi ve ekonomik istikrarı hedef alan dış güçlerin ekmeğine yağ sürdü. Hükümeti zora sokmak amacıyla birkaç milyon dolar değerinde olduğu iddia edilen bahaneleri kullanan bazı memurların gerçekleştirdiği geniş kapsamlı tutuklama operasyonu, yerli ve yabancı yatırımcıları ürkütmeye yetti. Halkbank hisselerini bir haftada 4,5 milyar TL eriten operasyonun finansal tarafı ise Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) dikkatinden kaçmadı. Halkbank'ın yanısıra Emlak Konut hisselerinin de aşırı değer kaybetmesi üzerine harekete geçen SPK, borsada bu hafta manipülatif hareketler olup olmadığını araştırmaya başladı.
EKONOMİYİ ÇÖKERTME HAREKATI
Borsa İstanbul 100 endeksinin bir haftada 7 bin puan değer kaybetmesi yerli ve yabancı yatırımcıların sadece borsada 30 milyar TL civarında zarar etmesine neden oldu. Operasyona destek veren yerli ve yabancı bazı medya organlarının özellikle yabancı yatırımcıları hedef alarak yaptıkları yayınlarda, 'Türkiye'de politik risk arttı' mesajını işlemesi sonucu ülkeye giren para akışı olumsuz etkilendi. Bunun üzerine devletin borç alma faiz oranı yüzde 8,80'den 9,60 seviyesine yükseldi. Hazine'ye milyar TL'ye varan ek yük bindiren bu operasyon, toplanan vergilerden yatırım ve sosyal harcamalar için ayrılacak paranın faize gitmesine neden oldu.
SANAYİCİ HEDEF ALINDI
Yatırımcıların tedirgin edilmesiyle dövize talep artınca dolar 2,02'den 2,09'a yükseldi, euro ise 2,79'dan 2,86'ya fırladı. Kurdaki ani hareket, dolar bazlı enerji kullanan imalat sektörünü vurdu. Yatırım mallarının satın alındığı Avrupa'nın para birimi Euro'daki yükseliş ise ülkedeki yatırımların sekteye uğramasına neden oldu.
VATANDAŞIN CEBİNİ
YAKMAK İSTEDİLER
Adi soruşturma boyutunu aşan İstanbul merkezli siyasi operasyon, vatandaşın cebini yakacak gıda ve akaryakıt gibi alanlarda sonuç almak istedi. Gezi olaylarının verdiği ekonomik zarara benzer bir kayıp oluşturmayı hedefleyen operasyon bazı kartellerin işine yaradı. Doların yükselişini bahane ederek benzine ve mazota yeni zam yapma hazırlığı başladı. Benzin fiyatının psikolojik sınır olan 5 TL'yi aşması sağlanarak bundan hükümetin sorumlu tutulacağı belirtiliyor.
MERKEZ BANKASI'NA
KARŞI İTİBAR CELLATLIĞI
Siyasi operasyonun finansal ayağında ise Merkez Bankası'na güveni sarsmaya dönük adımlar ile İran ve Irak petrol ödemelerine aracılık eden Halkbank'ın Amerikan ve İngiliz finansal endüstrisine yem edilmesi projeleri yer aldı. FED'in parasal genişlemesine 2,04-2,06 aralığında sınırlı tepki vermesine rağmen siyasi operasyon bahanesini kullanarak kurda spekülatif atak için zemin hazırlandı. Merkez Bankası Başkanı Başçı'ya yönelik itibar cellatlığına varan yayınların yapılması ile piyasaya güven sarsılmak istendi. Türkiye'nin politik riskinin öngörülemez olduğu mesajını yayan yerli ve yabancı bazı medya organları ile faiz lobiciliği yapan finansal çevreler, yatırımcı güvenini zedelemeyi başardı. Türkiye'ye olan güveni gösteren CDS (kredi risk primi) puanı bir hafta önce 180 seviyesinde iken, operasyonun ardından yapılan yayınların etkisiyle dün kritik eşik olan 200'ü aşarak 220'ye kadar yükseldi.
Bu zararları hepimiz ödeyeceğiz! Yazık değil mi? neden kendi ellerimizle, göz baka baka yurdumuzu tehlikeye atıyoruz? Bunun faturasını çok aüır öderiz! Şimdi iş başında istikrarlı bir hükümet var da, işin farkında değiliz! Ama “hükümet istifa” diyenler; bindikleri dalı kesiyorlar! Benden hatırlatması. Erdoğan ve AK PARTİ hükümeti giderse, Türkiye kaosa gider!


Yazarın Diğer Yazıları