Bu, Rastgele Bir Ölüm Değil, Şehadet

Afrin harekatında 11 şehidimiz daha var. On bir tane kınalı kuzu, al bayrağa sarılarak memleketlerinde ebediyete uğurlandı. Sevgili peygamberimize komşu oldu!

Elbette, ateş düştüğü yeri yakıyor ve yaktı. Yüreklere ateşler düştü. Kimse evladının, sevdiğinin, genç yaşta ölmesini istemez. Kimsenin gönlü sevdiğinden ayrılmayı arzulamaz. Fakat atladığımız, unuttuğumuz bir şey var. Bu şehitlerimiz askere ve göreve giderken; "bizi beklemeyin, düğüne gidiyoruz” demedi mi? Hepsini davul ve zurnalarla, halaylarla; "haydi yiğidim, git güle güle, yolun açık olsun. Bir tane terörist kalmayıncaya kadar mücadele et, sakın haine dersini vermeden gelme, bu vatanı hainlere teslim etme…” demedik mi?

Annelerimiz, yavrularını kınalayarak vatana kurban vermediler mi? Bunun tarihte örneği yok mu?

 "Eğer Allah yolunda öldürülürseniz veya ölürseniz, Allah'ın size lütfedeceği mağfiret ve rahmet onların biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de muhakkak ki Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.” (Ali İmran, 3/157-158)

"Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Aksine onlar diri olup Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar. Allah'ın lütfundan kendilerine vermiş olduklarıyla sevinç içindedirler ve arkalarından henüz onlara kavuşmamış olanları, kendilerine bir korku olmayacağı ve üzülmeyecekleri üzere müjdelerler.” (Ali İmran, 3/169-170)

"… Şüphesiz hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda kendilerine eziyet edilenlerin, çarpışanların ve öldürülenlerin kötülüklerini örtecek ve kendilerini altından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. Bu Allah katından bir karşılıktır. Karşılığın en güzel olanı Allah katındadır.” (Ali İmran, 3/195)

"Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler' demeyin. Aksine onlar diridirler ancak siz fark edemiyorsunuz.” (Bakara, 2/154)

"O halde, dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Kim Allah yolunda çarpışır sonra öldürülür veya üstün gelirse ona büyük bir ecir verecegiz.” (Nisa, 4/74)


 

 
Resulullah (s.a.s.) söyle buyurmaktadır: "Allahu Teala, yolunda cihad için çıkan kimseye kefildir. Kim sadece benim yolumda cihad etmek ve bana iman ettiği ve peygamberlerimi tasdik ettiği için evinden ayrılırsa, bu kimse onu cennete koyacağımı veya elde edeceği mükafatıyla evine çevireceğimi garanti etmiş olur.”

"Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda alınan herhangi bir yara kıyamet gününde aynı şekilde görülecek. Rengi kan renginde ve kokusu misk kokusunda olacaktır.” (Buhari, Müslim)

"Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, eğer Müslümanlar için zorluğa sebep olmasaydım, Allah yolunda cihad eden hiçbir müfrezeden geri kalmazdım.” (Buhari, Müslim)

"Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez, yeryüzünde olan her şey orada vardır. Ancak şehid böyle değil. O, mazhar olduğu ikramlar sebebiyle yeryüzüne dönüp on kere şehit olmayı temenni eder. ”

İşte bu duygu ve inançla yiğitler yola çıkmakta, vatanı, bayrağı, ezanı, dini ve imanı için şehadete koşmaktadır! Şehadete eren yiğitlere Allah'tan rahmet, aileleri ve yakınlarına baş sağlığı dilerim. Vatan sağ olsun.

Haydi Mehmet'im!

 

Tarih Mehmet konuşur, zaman Mehmet'e el eder,

Mehmetçikler destan yazar, dağı, taşı yol eder!

Haydi Mehmet'im, koş yiğit Mehmet'im,

Vur tepesine hainlerin, koç yiğit Mehmet'im!

 

Dünya seninle güzel, insan seninle mutlu,

Şehirler seninle özel, hayat seninle umutlu.

Haydi Mehmet'im, koş yiğit Mehmet'im,

Vur tepesine hainlerin, koç yiğit Mehmet'im!

 

Gözü yaşlı analar senin sayende gülüyor,

Caddeler, sokaklar senin sesinle doluyor.

Haydi Mehmet'im, koş yiğit Mehmet'im,

Vur tepesine teröristin koç yiğit Mehmet'im!

 

Nerde hain varsa, bitir, yok et hepsini,

Düşmanların kır belini, yok et hevesini.

Haydi Mehmet'im, koş yiğit Mehmet'im,

Vur kafasına kafirin, koç yiğit Mehmet'im!


Yazarın Diğer Yazıları