Dehşet Anı!

10 Ekim 2015, tarihe; “kanlı Cumartesi” olarak geçti! Evet gerçekten de kanlı! Sayısını burada vermek istemediğim kadar çok ölü ve birçok yaralı vatandaşımız var! O yüzden 3 günlük yas ilan edildi, devlet ve hükümet erkanı, bütün programlarını iptal etti.

Böylesi zamanlar, daha çok birlik, el ele, yan yana, kardeşlik sözlerinin telaffuz edildiği zamanlardır. Buradan şu anlaşılmasın; “birlik olmak için terörün mü olması lazım? Yan yana gelmek için illa patlama olup birçok insanın hayatını kaybetmesi mi gerek? Kaldı ki bu zamanlarda da konuşmaların düzeni bozuk! Konuşmalar, beyanatlar çok üzüyor, çok yaralıyor!  

Demirtaş'ın açıklamaları;

"Katliam yerindeki arkadaşlarımızın hepsi acı içinde. Yaralıları ve parçalanmış bedenleri taşımaya çalışıyorlar. Görüntüleri izleyen polis patlamanın olduğu yere gaz atıyor. Patlamanın ardından olay yerine ilk olarak ambulans değil çevik kuvvet ekipleri geliyor. Senin emrindeki polisler cenazeleri taşıyanlara gaz atıyor.

Diyarbakır'da da benzerini yaptılar. Tablo çok ağır. Canlı mıdır cansız mıdır bilmiyorum ama alçak bir bombadır. Ölü sayısı artsın diye tesiri güçlü bomba patlatılmış. İstihbaratın imkanlarının bu kadar güçlü olduğu bir devlette bunun bilgisi olmaması mümkün mü?"

Bu sözler, kışkırtıcı, bölücü, tahrik edici değil mi? Senin görevin, bir parti başkanı olarak; daha ılımlı, daha yatıştırıcı… bir üslup kullanmak değil mi? böyle bir üslubun altında, senin, terörü yapanlarla yan yana olduğun sonucu çıkmıyor mu?  

Bahçeli'nin açıklamaları;

"Canlı bombalar başkentimize kadar gelebilmeyi göze almışken, güvenlik ve istihbarat kurumlarının bundan habersiz kalmaları bir başka sorgulanması, üzerine gidilmesi gereken sorumsuzluk ve ihmalkârlıktır. Türkiye AKP'nin teröre sempatik ve sıcak bakışının, dış politikadaki tarafgir ve gayri milli yaklaşımın bedelini ödemektedir."

Bu ifadede ise, sadece karalama var, yalnızca suçlama söz konusu! Buna benzer yaklaşımlarla terör önlenemez!

Twitter'da dün gece "Pir Ozan Abdal" adlı hesaptan "Ankara'da olası bir bombalı eylem en büyük katliamlardan birine yol açabilir" ifadelerinin yer aldığı twit atıldı.

Dün gece Twitter'da Pir Ozan Abdal isimli hesaptan yapılan paylaşımda "En korkunç ihtimal de, Suruç vb olabilir. Olası bir bombalı eylem, en büyük katliamlardan birine yol açabilir, bu gayet ihtimal dahilinde. Mitingin yasal olması katliamın siyasi çıkara dönüşmesine vesile olur, bu durum bile böyle bir saldırının ihtimalini arttırıyor" ifadelerine yer verildi.

Twitter’dan atılan bu mesaj, doğrudan doğruya terörü yapanların attığı, en azından onlarlarla ortak çalışan birileri tarafından kaleme alınmış, ülkedeki huzuru sabote etmeye yönelik, seçime az bir zaman kala kaos oluşturmayı amaçlayan, moral bozucu, sinirleri gerici… insanları tedirgin edici bir ifadedir!

Daha inceleme bitmedi. Özellikle bendeniz bu yazıyı yazarken bitmemişti. Her türlü ihtimal üzerinde duruluyor, canlı bomba mı? Yoksa parça tesiri yüksek bir bomba mı?

Böyle hassas bir ortamda, halkın öfkesini çekecek, ipleri gerecek beyanatlardan kaçınmak gerekir. Başkalarını suçlamak, başkalarını karalamak çok kolay! Nasıl olsa dilin kemiği yok, nasıl olsa sırtlarında yumurta küfesi bulunmuyor! At atabildiğin, söyle söyleyebildiğin kadar! Ateş düştüğü yeri yakıyor, yanan, yine ölenlerin ve yaralananların yakınlarının ciğerleri oluyor!

İşte bu ince noktayı yakalamak feraset meselesi! Feraseti olan, birleştirme özelliğine sahip bulunan herkesin aynı tutum içinde olması şarttır! Ülkemiz kritik bir süreçten geçiyor. Bu süreci çok iyi yönetmek, yangına körükle gitmemek gerekir.

Rabbim, bu patlamada hayatını kaybedenlere rahmet eylesin, yaralılara acil şifalar versin. Kim veya kimler, hangi örgütler yapıyorsa yapsın terörün her türlüsünü kınıyorum. Milletimizin başı sağ olsun. 


Yazarın Diğer Yazıları