Derin Yapılanmanın Amacı

“Bunun sözleri beni rahatsız ediyor, yaşamaması lazım! Düşüncesi bana uymuyor, benim partime oy vermiyor, benim gibi inanmıyor, bizim cemaatten değil…”diyerek adamı öldürüyor gidiyor! Affedersiniz gitmiyor, aramızda dolaşıyor! Seninle, benimle pazarda, çarşıda, markette, berberde, belki de aynı sohbette birlikteyiz! Hatta aynı apartmanda, ola ki kapı karşı da olabiliriz! Aynı mahallenin insanı, birlikte çalıştığımız kurumun elemanı, dahası en üst düzey kişi de olabilir! Can ciğer dort olduğumuz, aslında dot değil de, bizim dost sandığımız insanlar da böylesine bir karanlık işin içinde olabilirler!
Gerçekten faili meçhuller, aydınlatıldı mı? Aydınlatılabiliyor mu? Şunu deme lüksümüz var mı? “Arkadaş bırak bunları! Zaten onlar ölümü hak etmişti! Adam solcu, sağcı, şucu veya bucu!...” pekala bu tür argümanlar, insanları öldürmeyi veya pasifize etmeyi, hayat haklarının elinden alınmasını icabettirir mi?
Gazeteci Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Bahriye Üçok, Adnan Kahveci, Turgut Özal, Eşref Bitlis, Gaffar Okkan, Muhsin Yazıcıoğlu, Kazım Çillioğlu… bir emirle, tetikçilerin talimatıyla öldürüldüler! Kimisi; uçak kazası-kaza süsü verilerek-, kimisi helikopter düşmesi- düşürülmesi- kimisinin aracına bomba konularak, kimisi de değişik şekillerdeki oyunlarla ortadan kaldırıldı! Hala failleri bulunmadı!
Her olayı rahatlıkla aydınlatan, elinden uçanla kaçanın kurtulduğu güvenlik güçlerimiz o kadar mı aciz? Hayır, ama gizli bir el veya o kurum içinde bazı art niyetli insanlar, rahatlıkla bu işi tezgahlayabiliyor! O kadar ki aynı safta namaz kılan, aynı kıbleye yönelen, aynı inancı paylaştığını söyleyen insanlar, bir bakıyorsunuz şahsi çıkarları ağır bastığı için acımadan ülkeye zarar verebiliyor!
“hayvanın alası dışında, insanın alası içinde” şeklinde güzel bir özdeyiş var! gerçekten de öyle. Devlet kurumlarına; “bu adam temiz, iş yapar, devlete ve ülkeye hizmet eder” diyerek alıyorsunuz. Bir de bakıyorsunuz ki adam, zamanla karanlık planlar yapmaya, ülkeyi zarara sürükleyecek projeler tasarlamaya başlamış! Kısa sürede foyası; “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” dedikleri gibi, hilesi, oyunu ortaya çıkıyor! O vakit de, dış güçleri devreye sokuyor! Neden? Elindeki parasal güç gitmesin, menfaatine dokunulmasın!
Artık ok yaydan çıkıyor! Elindeki her imkanı kullanıyor! Aslında bunlar, AK PARTİ  hükümeti döneminde rahat hareket etme ortamı buldular! O yüzden daha güvenle, daha huzur içinde… gelişme ve yayılma imkanına kavuştular! Yurt dışındaki okullar çok rahat biçimde hizmet yürüttülerse, gelişmelerinin önünde engeller olmadıysa, AK PARTİ ve başbakan’ın; iyi niyeti, “bu insanlar hile yapmazla, ülkeye ihanet etmezler”… anlayışı sebebiyledir!
Ama gelinen nokta hiç de öyle değildir! Bu, Başbakana resmen kazık atma dediğimiz bir pozisyona geldi! Ama adeta bumerang gibi, bütün hileleri, bütün oyunları bozulup kendini vurmaya başlıyor!
Star yazarı Ahmet Taşgetiren asıl hedefin önce AK Parti sonra cemaat olduğunu söyledi. Taşgetiren'e göre asıl plan da bu!
'Önce cemaatle AK Parti'yi çökertelim. Sonra cemaati bitirmek bizim için çocuk oyuncağı' Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren'e göre operasyonun asıl amacı bu!
Taşgetiren içerde ve dışarda AK Parti muhalifleriyle cemaat muhaliflerinin aynı odaklar olduğunun altını çizerek AK Parti bittikten sonra cemaati de bitireceklerini söyledi.
 Cemaat’le işbirliği yaparak, Ak Parti’nin tabanında çatlama gerçekleştirmek ve onu sandıkta bitirmek hesabı yapılıyor. Cemaat’le işbirliği yaparak gerçekleştirebileceklerini düşünüyorlar.
Ak Parti iktidardan düştükten sonra ise Cemaat’in tasfiyesi işten bile değildir.
Cemaat, Türkiye’deki belli güç odaklarının o şizofrenik hallerini çok iyi bilir.
Yine Cemaatin, Ak Parti iktidarı döneminde nasıl bir özgür hizmet ortamı bulduğunu biliyor olması lazım.
Farklı güç odaklarının Cemaat’e nasıl bir taahhütte bulunmuş olmaları lazım ki, Cemaat, gönüllülerini, sandığı, onlar lehine dönüştürme sürecine soksun.


Yazarın Diğer Yazıları