Dersimde Baraj İstemiyoruz

Ülkenin her yerinde büyük çalışmalar var. Bakan göz, gören göz bunları rahatlıkla anlar. Ama gözler kör olursa, kalpler katılaşır ve duygusuzlaşırsa yapacak bir şey yoktur! Şimdiye kadar böylesine bir hizmet görmedi ülkemiz!  
Hükümet her yere olduğu gibi Tunceli (DERSİM)’ye de Baraj yapmak istiyor! Yudun hiçbir yerini ayırmıyor! Şöyle demiyor; “Tunceli bana oy vermedi, ben oralara hizmet götürmem! Bunlar tarihte isyan çıkaran millet. O halde Dersim’e hiçbir yatırım yapmam…”
Yapılan gösteride, başta CHP Tunceli Milletvekli Kamer Genç olmak üzere birçok Tuncelili tepki gösteriyor! Açılan pankartlarda en çok dikkatimi çeken; “Dersim’e baraj istemiyoruz” yazısıdır!
Alevi Dedesi, grubun en önüne çıkarak ellerini göğe açıp Zazaca, kısa bir konuşma yaptıktan sonra, baraj yapılmaması için dua etti.
Daha sonra çevre aktivisti Haydar Çetinkaya yaptığı kısa konuşmada, "Dersim halkı, gerek Munzur ve gerekse Pülümür Vadisi'nde baraj yapılmasına izin vermeyecektir" dedi.
Tunceli Belediye Başkanı Edibe Şahin ise baraj karşıtı eylemlerin Türkiye'ye model ve örnek olduğunu belirterek, "Bugün burada bir gerçek ortaya çıkmıştır, topraklarında baraj istemeyen bütün Dersimliler, hep birlikte ve omuz omuza alanlardadır, kenetlenmiş durumdalar. Şu unutulmasın ki Dersim'deki çevre mücadelesi bütün Türkiye'de örnek olacak, model olacak bir çevre mücadelesidir" dedi.
Sık sık karşılaşıyoruz; “HES (Hidro Elektrik Santralı) istemiyoruz.” “HES’e hayır”… bir ülke düşünün; suyu boşa akıyor, madenleri değerlendirilmiyor, petrolü olduğu halde dışa bağımlılıktan veya her nasıl yapılmışsa anlaşmalar sebebiyle bir türlü işletemiyor!
Hatta şöyle bir söz söylenirdi; “su akar Türk bakar”. Suya perçin vurulmaz mı? Vurulmamalı mı? her hangi önlem almadan, öylesine, deli deli akmasına, önüne set yani baraj yapmamak şartıyla her yıl binlerce ekili arazinin sular altında kalmasına, evlerin, işyerlerinin sele teslim olmasına, daha önemlisi sudan yeterince yararlanmamaya göz mü yumulmalı?
“elim hamur, karnım aç” diye bir atasözümüz var. Aynen bunun durumuna düşmüyor muyuz? “Dersim’e baraj istemiyoruz” derken!
Aslında en önce Belediye Başkanı buna öncülük etmeli. Şehrinin daha güzelleşmesi, daha yaşanabilir bir kent olması için.    
"Bugün burada bir gerçek ortaya çıkmıştır, topraklarında baraj istemeyen bütün Dersimliler, hep birlikte ve omuz omuza alanlardadır, kenetlenmiş durumdalar. Şu unutulmasın ki Dersim'deki çevre mücadelesi bütün Türkiye'de örnek olacak, model olacak bir çevre mücadelesidir" demesini aklı şında bir insan yakıştıramaz doğrusu!
Ve bir gerçek ortaya çıkmıştır ki; halkımız bu tür eylemlere, böylesine kışkırtıcı sözlere karşıdır. Tunceli’deki eylemde vatandaşlarla Kamer genç arasında yaşananlar, Genç’i konuşturmamak… gibi.  
Acaba; “Genç’i konuşturmamak demokratik değil” diyenler çıkabilir. O zaman, çeşitli yerlerde konuşma yapan, ülkeye hizmeti anlatmaya çalışanlara karşı yapılan yumurtalı protestolara; her şeye; “istemezzük” mantığıyla yaklaşanlar; “ne var bunda gayet demokratik bir durum sergileniyor” demişlerdi! Eğer o demokratik ise, bu da demokratiktir.
Milletimiz, kimin, ülkeyi kalkındırmak için canla başla çalıştığını net olarak görüyor! Zamanı gelince de cevabını veriyor!


Yazarın Diğer Yazıları