DÜNYA MÜSLÜMANLARININ SORUNLARI (2)

Konu önemli olduğu ve tüm Müslümanları, aklını terletenleri ilgilendirdiği için bugün ve yarın da aynı konuya devam etme zarureti hasıl oldu. Aslında bu konuların sık sık gündemde tutulması ve unutulmaması bakımından tekrar edilmesinde yarar görüyorum.

Sayın Argun'un parmak bastığı ve yetkili bir kişi olarak ele aldığı mesele hakikaten göz ardı edilmeyecek önemde. Her birimizin kafasını ellerinin arasına alarak düşünmesi gerekir. Argun, konuşmasına şu ifadelerle devam etti:

 

İSLÂM KARŞITLIĞI

 

Tarihte İslâm'ın varlığına kasteden büyük meydan okumalar olmuş; Haçlı savaşları Moğol istilaları, 19. yüzyıl sömürge dönemi gibi. Bunların hepsine karşı İslâm medeniyeti bir duruş ortaya koymak suretiyle, ulemanın bu problemleri iyi okuyabilmesi, algılaması neticesinde varlığına kasteden fizikî olarak İslâm medeniyetini ortadan kaldırmak isteyen her türlü saldırıya cevap verebilmiş. Bugün de aynı şey geçerlidir. Günümüzde Müslümanların yaşadıkları meydan okumaları bir gözden geçirelim; bunların bir kısmı medeniyet içi meydan okumalar, bir kısmı da medeniyet dışı meydan okumalardır. Yani bir kısmı hariçten gelen tehlikeler, bir kısmı da bizim kendi içimizdeki problemlerdir. En önemlisi İslâm karşıtlığı problemidir. İslâmofobi ifadesi tam olarak İslâm karşıtlığını ifade etmiyor. Çünkü İslâmofobi ifadesi, korkulması normalmiş gibi görünen fobilerden üretilmiştir.

 

İSLÂM KARŞITLIĞINDAN KİMLER BESLENİYOR?

 

Amerika'da Cair Amerika adlı bir düşünce kuruluşu var. Bu kuruluş, geçen yıl Amerika'da bine yakın kuruluşun İslâm karşıtlığı faaliyeti yaptığını tespit etmiş. Bunların arasında Üniversiteler, büyük medya outletleri, düşünce kuruluşları, görsel medya şirketleri ve sosyal medya şirketleri de var. Peki, bu kuruluşların bütçesi ne kadar? 100 milyar dolar. Peki, bu fonu kim neden İslâm aleyhine faaliyet yapmak üzere fonluyor? Bu önemli bir sorudur. Bunların ürettikleri işlem hacmi de bir buçuk milyar dolar. Sadece Amerika'dan bahsediyorum; bin tane kuruluş varlığını İslâm karşıtlığına adamış ve her türlü faaliyetinde Müslümanları şeytanlaştırmak üzere çalışıyorlar. Neden ve kimler İslâm karşıtlığından besleniyor? Bu işten kim istifade ediyor?

 

İSLÂM ÜLKELERİNDE BİLE İSLÂM KARŞITLIĞI VAR

 

İslâm karşıtlığı, maalesef bundan 20 yıl önce olduğu gibi Batı ülkelerine hasredilen bir kavram olmaktan çok öteye geçti. Sadece Batı Avrupa'da değil, İslâm karşıtlığı artık İslâm ülkelerinde de var. İslâmofobi Müslüman ülkelerde de var. Bakın bu yakın tarihimizde müşahede etmediğimiz bir meydan okuma ve bir büyük problemdir. Avrupa'daki İslâm karşıtlığı ve islâmofobiyi özel olarak ele almamız gerekiyor. Çünkü bu işten en çok zarar gören kurum Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Avrupa'da bizim aleyhimize gece gündüz haberler yapılıyor. Sadece Alman medyasında bir haftada 600 haber tespit ettik. Çok büyük bir sektör var; medya, Diyanet aleyhine fonlanıyor. Türkiye aleyhine Türkiye'deki İslâm telakkisi ve tasavvuf karşıtı yayınlar yapılıyor. Türkiye'deki İslâm anlayışından Avrupa'daki bir mahfil çok rahatsız.

 

TÜRKİYE'NİN DURUŞUNDAN KORKUYORLAR

 

Avrupa'da Fransa DEAŞ'e en fazla militan gönderen ülke ve Fransa'da 10 milyon Müslüman var. Yani Avrupa'da bir numaralı ülke. "DİB Avrupa'ya İmam göndermesin!..” diye bize açık açık söylüyorlar. "Bizim sadece Almanya'da bin tane camimiz var. Bu camilere Türkiye'den imam göndermezsek buralarda kim imamlık yapacak? İşte selefî ve Vahhabî çizgideki insanlar gelecek, oradaki gençlerin aklına girecek; bunlardan bir kısmı Fransa'da olduğu gibi şiddeti referans alan terör örgütlerine katılacak. Bu sizin iç güvenliğinize halel getirecek. Diyanetin varlığı sizin din güvenliğinizin ve toplumsal güvenliğinizin bir sigortası, bunu neden görmek istemiyorsunuz?” diyoruz. "Biz bunu görüyoruz, ama sizin İslâm yorumunuz, sizin siyasî duruşunuz bize göre daha tehlikeli!..” diyorlar. "Siz iddia sahibi bir ülkesiniz. O iddianızdan dolayı bize göre DEAŞ'a katılanlardan daha tehlikelisiniz…” diyorlar.

 

İMAMLARIMIZI İSTEMİYORLAR

 

Oryantalizmin literatüre iki yeni katkısı oldu. İki kavram ihsas ettiler. Birincisi Konsüler İslâm, yani konsolosluk İslâm'ı. Buna karşılar. "Bir Müslüman ülkenin Maliye Bakanlığı bordrosunda ismi olan, maaşı olan bir imam gelip bizim ülkemizdeki vatandaşlarımıza imamlık yapmasın!..” diyorlar. Nitekim Fransa 2023'ten sonra Türkiye'den imam almayacağını açıkladı ve bizim Fransa'da 256 tane camimiz var. Avusturya geçen sene iptal etti, Almanya ile görüşmelerimiz devam ediyor. Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde bir ortak kararın olduğunu görüyoruz. Konsolosluk İslâmı olarak ifade ettikleri din görevlilerimizin bay ve bayan olmak üzere oralarda görev yapmalarını istemiyorlar.

Oryantalizmin geliştirdiği ikinci kavram da Avrupa İslâm'ı kavramı... Bundan kasıt ne?.. "İslâm'ın farklı yorumları var. Bizim de bir İslâm yorumumuz var; Fransa İslâm'ı, Alman İslâm'ı, Avusturya, Belçika İslâm'ı…” diye; İslâm'ın evrensel ruhuna ve özelliklerine taban tabana zıt bir İslâm anlayışını yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. (12 AĞUSTOS 2022)

 


Yazarın Diğer Yazıları