Eli Boş Gidilmez Gidilen Yere

Kur’an ayı’na 15 gün kaldı! Geçirdiğimiz 2 aylık –ki adına üç aylar diyoruz- zaman diliminde Mübarek ramazan ayına hazırlıklar yaptık! Kur’an ayında, Kur’anca hayat yaşamak, Kur’anı hayatımıza uygulamak, insanlığımızı bulmak, tahrip olmuş, yıpranmış, pörsümüş olan hayat çizgimizdeki kırıklıkları gidermek için bu güzel zamanı değerlendirmenin bir yolu da geçtiğimiz akşam idrak ettiğimiz, “BERAT KANDİLİ” idi.
Allah, bizlere o kadar çok merhamet ediyor ki; hergün işlediğimiz günahların, aklımızın sınırlarını aşacak kadar haddi zorlayan suçların, gözü dönmüşçesine yapılan insanlık dışı hareketlerin sıfırlanması, yok sayılmsaı, işlenmemiş, hataya düşülmemiş, günahtan uzak olunmuş kabul edilmek için; bir adım atmayı, bir karış kendisine varmayı, iyi niyetle, samimiyetle, içten gelerek pişmanlığımızı ortaya koymayı istemektedir! Allah bizden; günah işlememeyi değil, günahta ısrar etmemeyi, hata yapmamayı değil, hatada devamlı olmamayı istiyor.
Hayat, insanı evire çevire terbiye ediyor. Bu, Allah’ın; “RAB” sıfatının tecellisidir. Rab; terbiye eden demektir. o yüce yaratıcı, hergün önümüze fırsatlar koyuyor; sabah öğleye kadar, öğle ikindiye kadar, ikindi akşama kadar, akşam yatsıya kadar, yatsı sabaha kadar fırsattır…onun için sabah namazı öğleye kadar işlenen günahlara kefarettir. Diğer namazlar da o vakte kadar yapılan olumsuzlukların silinmesine kefarettir.
Şunu asla unutmayalım, unutamayız; kim ne yapar kendine yapar, kendi düşen ağlamaz, herkes kendi kazdığı kuyuya kendisi düşer…Kur’ana baktığımız zaman, her şeyin insanın kendi iradesine bağlı olduğunu, iraedsini kullanmak zorunda olduğunu görürüz. Şöyle der; “ey iman edenler!”, “namazı kılınız”, “orucu tutunuz”, zekatı veriniz”… diyerek etken olarak ele alır. Bunu; “ey iman edilenler”, “namazınız kılınsın”, “orucunuz tutulsun”, “zekatınız verilsin”… olarak edilgen biçimde söylemez. Yani Kur’an, aksiyoner olmayı telkin eder. Sessiz, hiçbir şeye karışmayan, suya sabuna dokunmayan, bana ne, ne haliniz varsa görün, kıl beşi kurtar başı, gelen ağam giden paşam… anlayışıyla hareket eden Müminleri benimsemez. Şunu rahatlıkla diyebiliriz; pasif iyi, aktif kötüden daha kötüdür.
Her sene Berat kandillerini kutluyoruz. Her sene mübarek gün ce geceler gelip geçiyor. Nitekim öyle olmadı mı? geçen sene de aynı kandilleri kutlamadık mı? geçen sene de Ramazan gelip geçmedi mi? pekala bu durumda şu soruyu sormamız gerekmez mi kendimize; “kandillerde, ramazanlarda durumumuzda ne değişti? Okuduğumuz Kur’an’dan ne kadar yararlandık? Yararlanıyoruz? İnşallah bu kandil ve bu ramazan hayatımızda milat oluşturur! Herkesin kandilini tebrik ederim.
“eli boş gidilmez gidilen yere,
Rabbim boş gelmedim suç getirdim.
Dünyalar çekemezken bu ağır yükü,
İki büklüm sırtımda pek güç getirdim.”
AT ÜSTÜNDEN MESKENETİ!
Güç sende, akıl sende,
Yap, işle, kaldır yükleri,
Güçlüğü aş, aşılacak istemesen de.
Yatmakla bir yere varılmaz,
Elini taş altına sokman gerek,
Tembel bedenler çabuk çürür,
Armudun sapı, üzümün çöpü deme,
Beni bekleyen ne? Ne yapmalıyım?
At üstündeki meskeneti de...
Bak o zaman ne güzellikler olacak,
İşleyen zeka, çalışan beyin,
Bütün insanlar güzel, huzurlu her şeyin..


Yazarın Diğer Yazıları