GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ!

Hamdolsun bir seçimi daha kazasız atlattık. Tam anlamıyla demokratik bir seçim oldu. "Görünen köy kılavuz istemez” şeklinde güzel bir deyişimiz var. Bilinen, hakkında belge olan, herkesin malumu olan şeylerde rehbere gerek olmaz. Bunu halk içinde şu şekilde de anlatırlar;

"Körün yolu, kösenin sakalı”.

  1. istenen de böyle huzur içinde bir seçimdi. Katılım yoğundu. Demek ki insanımız; spekülasyona, halkı aldatmaya, anketlerin çarpıtmasına, parayı veren düdüğü çalar dedikleri gibi değil, aksine gerçeklere, doğruya, hakikate, vicdana, adaba uygun olana…gönül veriyor.

Aklı eren, birazcık düşünme yeteneği olan, sağduyu sahibi, irfan ve iz'an ehli herkes şu sözü söylüyor:

"Mızrak çuvala girmiyor”, "Millet her şeyi görüyor”, "Kimse bu milleti aptal yerine koymasın”, "halkımız, hizmete, yapılan işe bakıyor, reklama, göz boyamaya itibar etmiyor”…

Milletimizin hizmete oy verdiğinin açık örneği deprem bölgesinde kendini gösterdi. Deprem bölgesindeki kardeşlerimiz dezenformasyona itibar etmedi.

Seçim akşamı bütün Tv. Kanallarını gezindim. Bütün kanallarda Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan önde görünüyordu. Ancak bazı marjinal kanallar ve o kanallara uygun yorumcular, AA'nın verileri çarpıttığı, doğru söylemediği, aslında Kılıçdaroğlu'nun önde olduğu, Millet ittifakının önde gittiği şeklinde açıklama ve yorum yapıyordu. Onlarda bir anlayış var; "eğer bizi kazanırsak verilen karar doğru, seçimler adil yapıldı, tam demokratik bir seçim oldu. Aksi çıkarsa yani bizi kaybedersek oylar çalındı, veriler çarpıtıldı, YSK yanlış yaptı…” gibi yenilgiyi örtbas etmenin yollarını ararlar. Aradılar da nitekim, sayım devam ederken daha sandıkların tamamı açılmamışken, YSK resmi sonucu belirtmemişken İmamoğlu'nun, adeta bir sözcü gibi açıklamalar yapması, hiçbir aklı eren siyasinin yapacağı iş değildi.

Daha sayın devam ederken Konya'da bayram havası estirildi. Araçlar caddelerde konvoy oluşturup geç saatlere kadar gürültü kirliliği yaptılar. Hiç düşünmediler, hasta mı var? Yaşlı mı var? Elbette zaferi sayın Erdoğan'ın kazanacağı belli ama milleti gürültü kirliliği ile rahatsız etmenin manası yoktu. Sevinmenin de bir raconu var. Konya'mız AK PARTİ'nin kalesi. Sayın Erdoğan'ı en çok seven illerden birisi. Daha sonuç netleşmedi. Yurt dışı oyların sayımı bitmedi. Resmi sonuç açıklanmadı. Bütün sandıklar açılsın, her şey netleşsin, resmi açıklamalar yapılsın hep birlikte sevinelim. Sevinmeye tabii ki hakkımız var. Ama böyle değil. Gece geç saat olmadan, insanlarımızı rahatsız etmeden bir veya iki saat caddeler, meydanlar cıvıl cıvıl olsun, bağrılsın, çağırılsın, nihayetinde insanlarımızın deşarja ihtiyacı var.

Yazımı yazdığım şu an itibariyle seçimin ikinci tura kalacağı da net değil. Zira yurt dışı sandıkların sayımı yavaş gidiyor, yani çok hassas işliyor. En geç Salı güne kadar her şey ortaya çıkar. Ondan sonra Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalıp kalmayacağı belirir. Bekleyip göreceğiz.

Seçim bittiğine göre artık milletimiz derin bir nefes alacak, geçimin peşine düşecek. Hayat devam ediyor. Kaldığımız yerden işimize, gücümüze bakacağız. Zira ülkemizin büyümesi, ilerlemesi, milli ve yerlileşmesi için hep birlikte çalışmaya, aklımızı, alnımızı terletmeye, elimizi taşın altına sokmaya devam edeceğiz.

Daha çok işimiz var. Çünkü Müslümana ölünceye kadar durmak yok. Müslüman için hayat; çalışmaktan, hizmetten, veren el olmaktan, imardan, kardeşlikten, barıştan, huzurdan ibaret. Rabbimiz:

"Ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et” diyor. Biz de bu emir doğrultusunda bu ilkeye sadık kalarak durmadan, dinlenmeden, gecemizi gündüzümüze katarak emek vermek, yorulmak zorundayız. Zira bu tür gayret bir ibadettir.

Türkiye Yüzyılı hayırlı olsun.

Yazarın Diğer Yazıları