Haçlılar Durmuyor, Ya Biz?

Uyan Ey Ümmeti Merhume!

Dünya yanıyor, Müslümanlara zulüm var,

"Müslümanım” diyenler, bu zulme sağırlar!

Hani nerde kaldı; "Müslüman kardeşliği?”

Katliam, cinayet, batının kalleşliği!

Uyan artık ey ümmeti merhume!

Yıllarca; batı hayranlığıyla kavruldun,

Her şeyini verdin, kimliğinden savruldun,

Özünü kaybettin, benliğinden savruldun!

Müslümanı bıraktın, gavura sarıldın,

Uyan artık ey ümmeti merhume!

Batı'da medeniyet yok, bunu bilesin,

Haçlıya gönül verirsen şunu bilesin;

İmanı satacaksın, irfanı atacaksın,

Irzı ve namusu pazarda satacaksın.

Uyan artık ey ümmeti merhume!

Batı; gözü kanlı, ruhu kanlı canavar,

Kardeşi kardeşe vurdurur ve yaralar,

İftira atar, yalan söyler ve karalar…

Fitne için, terör için bahane arar.

Uyan artık ey ümmeti merhume!

 

 

 

Haçlılar, durmuyor! Misyonerler, Siyonistler… bizim özümüzü çürütmek, İslami hassasiyetlerimizi yok etmek, bizi Kur'an'dan uzaklaştırmak için her türlü hileye başvuruyor! Onların hilelerini biliyoruz! Biliyoruz da ne gibi tedbir alıyoruz? Neler yapıyoruz? Nasıl bir yol izliyoruz?

Kur'an; "Müslümanlar ancak kardeştir, Müslümanların arasını düzeltin”, "bir fasık haber getirdiği zaman araştırın”, "gıybet etmeyin, iftira atmayın, birbirinizin ayağını kaydırmayın….” Diyor. Biz ne yapıyoruz?

Düşmanın hilelerini bildiğimiz, şeytanın aldatmasından haberdar olduğumuz halde onun kucağına oturuyor, ocağına odun taşıyoruz! Birbirimizi gammazlamaktan, birbirimizin boynunu vurmaktan zevk alıyoruz! "kahrolsun düşman” diyor, düşmanla işbirliği içine giriyoruz!

Sevgili peygamberimiz; "kişinin namazı size aldatmasın” buyuruyor. Ama biz; namaz kılıyor, her yıl hacca gidiyor…” diyerek, uygulamalarına, insani ilişkilerine bakmadan körü körüne o kimselere iş, makam ve mevki teslim ediyoruz!

Akıllı hareket etmez, ferasetli davranmazsak bindiğimiz vatan gemisinin batması haktır! Eğer Türkiye, ayaklarımızın altından kayar da, düşman eline geçerse yandığımızın resmidir! Akıllı olalım, Âdem'i ağlatmayalım, elimizdeki güzellikleri çirkinleştirmeyelim. Gül bahçesine kangal dikenleri dikmeyelim!

Mevlana'ya atfedilen, aslında İranlı şair; Ebu Said Ebu'l Hayr'a ait olan;

"Gel, ne olursan ol, yine gel.

Kâfir, Mecusi, putperest olsan da gel,

Bizim dergâhımız ümitsizlik dergahı değildir,

Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da gel.”

Sözünde; gel ama geldiğin gibi kalma. Bozuk gelirsen buradan düzgün çıkarsın.

İslâm'ın huzur, mutluluk, sevgi diyarına girersen değişime uğrarsın anlamı vardır.

Kendimizi, âdetlerimizi, nefsimizin isteklerini değiştirmemiz, değişime uğramamız şarttır.

Kenya'nın kurucu devlet başkanı Jomo Kenyata, Batı ülkelerinin Afrika'ya gelişini bu sözlerle dile getirir:

"Misyonerler Afrika'ya geldiğinde bizim topraklarımız, onların İncilleri vardı. Dua edelim dediler. Gözlerimizi kapattık. Açtığımızda, bizim incilimiz, onların toprakları vardı”


Yazarın Diğer Yazıları