12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
Tekstil patronları her şeyi devletten beklemek yerine biraz özeleştiri yapmalı
Konyaspor için avantajlı fikstür
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
1 Ekim 1949 Unutulmuşların Çığlığı Doğu Türkistan 76 Yıldır Zulüm altında
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
Doğa’dan Allah’a…
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
“Bedr’in Arslanları” kadar şanlı idiniz!!!
Kazanmak İçin Mücadele Gerek
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
İKİ DEYİM
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Konya Kitap Günleri; başka deyişle; Kitap Fuarları fuara gelen yazar kardeşlerimizle, yazdıkları kitapları incelemek, fikir teatisinde bulunmak, düşünce geliştirmek, sohbet etme imkânı bulmak açısından bulunmaz bir fırsattır. Böyle bir fırsatı vermelerinden dolayı Büyükşehir Belediyesine şükranlarımı sunarım.
Küçük yaşlarda başlayan çalışmalarını, mahalli gazetelerde köşe yazarlığıyla sürdürdü. Türk Edebiyatı Dergisi’nin düzenlediği; “Ömer Seyfettin Hikâye Yarışması”nda; 1997-2000 ve 2001 yılında ödül aldı.
2002 yılında Beyan Yayınları’nın açtığı; “İlk Romanlar Yarışması”nda; “Sinderella’nın Pabucu” romanıyla üçüncü oldu.
Pakistan’da 2002 yılında Mesut Akhtar shaikh tarafından Urduca yayınlanan; “Türkiye’nin En Güzel Hikâyeleri” isimli antolojide; “Hayriye’nin Düğünü” ile 2005 yılında İngilizce hazırlanan, “TurkishcDelight” isimli kısa hikâye antolojisinde de; “Yoksulların Annesi” hikâyesiyle yer aldı.
Yedi İklim, Edebistan.com, 40ikindi.com, sanatalemi.net, Edebiyat Otağı, Bilgi yolu, Sarmaşık, berceste, Barem, Gözyaşı gibi dergilerde ve bazı gazetelerde öykü ve çeşitli yazıları yayınlandı.
Evet, değerli yazar Hüzeyme Yeşim Koçak’tan söz ediyorum. Bu kardeşimizin de değişik üslubu, değişik anlatım şekli var. Akıcı, insanı sıkmayan, bıktırmayan bir kaleme sahip değerli yazarımız. Bendenize imzalayarak takdim ettikleri; “Havva Hanımın Gamzesi”ndeki Havva, özelde; Hz. Havva’yı, genelde bütün kadınları anlatır. Kadınların sıkıntılarını, çektiği eziyetleri, ezilmişliği, hor görülmüşlüğü…
Kadının “ikinci sınıf” insan oluşunu, hatta adam yerine konulmayışını son derece tatlı ve ironik bir tarzda ele alır. Aslında bu kitapta, kadına değer vermeyişin alaylı ve erkekleri eleştiren bir yön de mevcut!
“Her gün Âdem’in düdüğü öter. Gözeneklerinden aşkı tüter. Toprakta aşkının meyveleri biter.
……
Havva ise, sarmaşıktır, sırnaşıktır, silme âşıktır. Bulduğu her kapıdan, pencereden içeri süzülür. Mutfakta aşk yoğurur, adamın sevdiği, kendisininse benimsemediği yemekleri yapmaya koyulur; çocuk doğurur. Aşk havaları tutturur, dünyayı unutturur.
Adam, borazan çalar, kadın mızıka. Kimi zaman yalnızların ıslığı ya da kendini koyuvermişlerin, boş vermişlerin çığlığı..
………..
Havva boş bir defterdi, Âdem onu yazıyla doldurmak isterdi. Daha doğrusu Havva’nın hatt-ı hududunu çizmek isterdi. Nihai şeklini vermek, tasarlamak, kendi kadınını yaratmak… Havva’daki mevcut Havva’ları bulup, ortaya çıkarmak…
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
SÖZÜN BİTTİĞİ YERLER
OLAYLARDAN DERS ÇIKARMAK
GAZZE, DÜNYAYA BARIŞI ÖĞRETECEK!
HEP YALAN SÖYLEDİLER
SUMUD, UMUT OLDU!
MAHALLEMİZİN ÇOCUĞU; “MAHALLE MEKTEBİ DERGİSİ”
GÜNDEMİMİZ GAZZE
YAŞADIKÇA
HAYDİ AKLIMIZI TERLETELİM