HAYATA HAKİKAT PENCERESİNDEN BAKABİLMEK

Doğduğumuz andan, öleceğimiz ana kadar hayatın içindeyiz. Bu süreç içinde her türlü sıkıntı, her türlü problem, her türlü dünyevi gaileler bizi bekler. Aslında hayatı anlamlandıran da bunlardır.

Hayat boyu, bütün sıkıntılara göğüs germek için; İman, sabır, kararlılık, dik duruş, azim ve gayret silahına sarılmamız, bizi hayatta yarı yolda bırakacak, herkesin diline düşecek, rezil edecek, aşağılık hale getirecek, esfel-i safilin derekesinin gayya kuyusunda zakkum yiyip içirecek olan şeytanî tuzaklara, Tagut uşaklarına, Firavun nesline, nemrut soyuna, Ebu cehil, ebu lehep karakterine…eyvallah etmemek için elzemdir.

Hayata hakikat penceresinden bakabilmek için; Kur'an ve Peygamber izini takip etmek, İlahi ilkeleri ilke olarak benimsemek; İslam'ın ve insan olabilmenin olmazsa olmazlarıdır.

"Yaşadığmız sürece dünyadan kâm almak”, "Yaşıyorum, yaşadım” diyebilmenin yolu; Müslüman olmak, Mümin kalmak, adam görünmek değil adam kalmaktan başka alternatif bulunmamaktadır.

"Ama bakınız adamların dünyası ne güzel. Bir elleri yağda, bir elleri balda. Geziyor, tozuyor, eğleniyorlar. Altlarında son model arabalar, şatolar, villalar, dünya seyahatleri, paraya para demiyorlar…” gibi düşünen ve bulunduğu hale şükretmeyen, her durumda şikayette bulunan kardeşlerimiz olabilir-ki sayısı epeyce var- Aynı lafları iravun döneminin zengini olan Karun ile ilgili de demişlerdi.

Mesele dünyada; manasız, şuursuz, fikirsiz, düşüncesiz, mankurtvari hayat sürmek değil, Allah'ın kurallarına uygun, tertemiz, dürüst, yalansız, riyasız, gösterişsiz, ülkelere, insanlığa hizmeti ibadet telakki eden bir ruhi yapıya sahip olmaktır. Rabbimizin verdiği her nimete şükürden uzak kalmamak, daima yapıcı olmak, elimizi taş altına sokmak, "benim bu ülke ve insanlık için neler yapabilirim?” "Bugün Allah için ne yaptım?” diye daima sorgulamamaı gerekir. Hayat bu duygularla anlam kazanır.

Hakikatın olduğu yerde; yalan, yapmacık hareketler, talan, yıkıcılık ve teröre, dünyayı yangın yerine çeviren kötü niyetlilere destek olamaz.

 

 

Hakkın Emrini Neden Dinlemeyiz?

Çok okuryazarız düşüncesizce,
Hakkın emrini neden dinlemeyiz?
Beyhude gezeriz hep gayesizce,
Hakkın emrini neden dinlemeyiz?

 

 

 

 

 

İnsan felakette, fikirler öldü,
Bilgi sefalette, harabe oldu,
Kur'an vekâlette, ilgisiz kaldı,
Hakkın emrini neden dinlemeyiz?

 

Rafta kaldı kitap, anlayış sönük,
Rab'ten gelen hitap, adeta bir yük!
Çekilmez bu azap, veballer büyük,
Hakkın emrini neden dinlemeyiz?

 

Ezelden ebede, seslenen haber,
İlahi aşk ile süslenen haber,
Nebi hayatıyla, beslenen haber,
Hakkın emrini neden dinlemeyiz?

 

Mezarlıklar bize hiç ders vermiyor,

Ölüm hakikati gönle girmiyor,

Mananın iklimi ruhu sarmıyor,

Hakkın emrini neden dinlemeyiz?

 

 

Sevgi Böyle Oluşur

 

İstikametimizde Hak yerini buldukça,

"Oku" emri canları nezaketli kıldıkça

"Müslümanlar kardeştir" ilkesinde kaldıkça,

Fikir eden insanla sevgi böyle oluşur!

 

Her zaman her mekânda Kur'an'dır rehberimiz,

Kıyamdayız daima Furkan'dır rehberimiz,

Apaçık belgelerle Rahman'dır rehberimiz,

Sarsılmaz iman varsa sevgi böyle oluşur!

 

Ezelden ebede dek tek bir Allah'ımız var,

Kâinata yön verir tüm gönüllere sığar,

Emirleri boş değil canlara rahmet sunar,

Akıl veren irfanla sevgi böyle oluşur!

 

Söz verince müminler hepsi eylemle biter,

Dünyadaki herkesin her an elinden tutar,

Dertlere derman olur kalbi onunla atar,

İkramlarla ihsanla sevgi böyle oluşur!

 

Gönüller yapmak için samimi olmak gerek,

Vefayı ilke edip dostlarla kalmak gerek,

Ölümün olduğunu her zaman bilmek gerek,

Hiç susmayan vicdanla sevgi böyle oluşur!

Yazarın Diğer Yazıları