Dolar uluslararası ödemeler sisteminde güvenilmez bir para birimi haline gelmiştir
Konya’nın Dün Kimyon, Bugün Lavanta Kokan Tarım Hikâyesi
UNUT
Postmodern Dönemin Müslümanlara Sunduğu Fırsatlar
AH SAMİMİYET!
Dijital Çıplaklık
İSRAİL-İRAN SAVAŞI, ÇIKARILACAK DERSLER VE ÖNERİLER
ASIL HİCRET; ALLAH’IN YASAKLARINI TERK EDEREK EMİRLERİNİ YAPMAKTIR
Sınavları kaldırma gücümüz yok mu?
12 günlük savaş kime ne öğretti?
BASIN DİLİ
İSRAİL İRAN ÇATIŞMASINA DAİR BİRKAÇ SÖZ
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Yaptığımız her işte, konuştuğumuz her sözde, yaşadığımız sürece "keşke” kılıfına sığınır ve derin bir ah çekeriz. Çekeriz de yine eski tas eski hamam yolumuza devam ederiz.
Sevgili Peygamberimiz: "Keşke demeyin” buyurur. Niçin bu kelimeyi kullanırız? Hatamızdan, kusurumuzdan ve pişmanlığımızdan dolayı.
Bizleri keşkelere iten dilimizdir. Eğer dilimizi iyi kullanırsak, kimse incinmez, kimse konuşmalarımızdan rahatsız olmaz. Hz. Ali şöyle der:
"Söz senin esirindir. Ağzından çıktıktan sonra sen onun esiri olursun”. "Dilim, etti beni dilim dilim”, "Dilim, senden çektiğim zulüm”, "Ağzından çıkanı kulağın duysun”… şeklinde güzel deyişlerimiz var. Hepsi denenmiş hayat veren prensiplerdendir.
Keşke dememek için, adımlarımızı dikkatli atmak zorundayız. Son pişmanlık fayda vermez deriz. Pişman olmamak, insanların yüzüne bakabilmek için yaşadığımız sürece ihsan anlayışına sahip olmak zorundayız.
"Keşke”lerle Kavruluyoruz!
O yandan bu yana savruluyoruz,
Her an "Keşke”lerle kavruluyoruz,
Nere gidiyoruz ne oluyoruz?
Niçin "Keşke”lerle kavruluyoruz?
Nedamet rüzgârı başta esiyor,
Gönüller öldürüp nefes kesiyor,
Her gün binlerce kez ipe asıyor,
Hala "Keşke”lerle kavruluyoruz!
Mevsim hazan oldu yaprak düşüyor,
Havalar soğudu her yan üşüyor,
Gözler kan ağlıyor yaşlar taşıyor,
Hala "Keşke”lerle kavruluyoruz!
Bak iki kere iki dört etmiyor,
Ellerde derman yok ayak tutmuyor,
Yediğimiz yemek lezzet katmıyor,
Niçin "Keşke”lerle kavruluyoruz?
Zamanın kadrini hiç bilemedik,
Ömür boşa gitti ders alamadık,
Yaşları silecek el bulamadık,
Her gün "Keşke”lerle kavruluyoruz!
Sık sık ölenleri görüyor muyuz?
Allah kelamına varıyor muyuz?
Aklımız "Oku”ya yoruyor muyuz?
Neden "Keşke”lerle kavruluyoruz?
Yaşadıkça
Kıldan ince kılıçtan keskin, hayat imtihan,
Doğan girer, ölen çıkar iki kapılı han,
Değiştiremez asla el ele verse cihan,
Yaşadıkça her zaman ellerine dikkat et!
Aldatmasın kimseyi menfaati dünyanın,
Canlara zehir olur şatafatı dünyanın,
Sabun köpüğü gibi, saltanatı dünyanın,
Yaşadıkça her daim, hallerine dikkat et!
Yalan yanlış konuşma, karşına çıkar her an,
Sen kimseyi incitme, incinmesin tek insan,
Kalp gözünle iyi bak, üzülmesin hiç bir can,
Yaşadıkça dünyada dillerine dikkat et!
İyi yapış şaşırma sırat-ı müstakimden,
İntikama uğrama, Hüda-i müntekimden,
Ne gelirse yanlıştır, Allah dışında kimden,
Yaşadıkça alemde yollarına dikkat et!
AH SAMİMİYET!
HICRETİ ANLAYABİLMEK
ATEŞ KES MUAMMASI!
BU KAVGA NEREYE KADAR?
40 YIL, 40 DAVA
BU SAVAŞ, SADECE İRAN VE İSRAİL SAVAŞI MI?
YAŞLANIYOR MUYUZ? YOKSA ZAMAN MI BİTİYOR?
KENDİMİZ OLALIM!
KAFALARDAKİ PUTLAR!
YIKIK ŞEHİRLERDEN HATIRALAR