İMAM HATİP HATIRALARIM GÖZÜMDE CANLANDI

Arşimi karıştırırken elime; "1969-1970 KONYA İMAM HATİP OKULU MEZUNLARI ALBÜMÜ” geçti. Sayfalarını itina ile açtım. Sayfalarını; hocalarım, arkadaşlarım yıpranmasın, dünkü hatıralarıma halel gelmesin, vefasızlık etmeyeyim diyerek son derece dikkatli ve gözyaşları içinde açmaya başladım. İlk sayfada şeref levhası gibi duran; İmam Hatip Okulu kurucusu; Hacı Veyiszade hocamın resmini görünce duygulanmamak, iç geçirmemek, sol yanımda bir ağrının belirmemesine hâkim olamadım.

Diğer sayfada Okul müdürüm ve hocalarıma bir göz attım; En başta; Okul Müdürümüz Rıfkı Baydur, Milli Güvenlik hocası Albay Sadreddin Karakoyun, Kur'an-ı Kerim Hocamız Durmuş Sert, Felsefe Hocamız Sabri Özen, Tefsir Hocamız İsmail Uca, Beden Eğitimi Hocamız Yüzbaşı Mehmet Yılmaz, Psikoloji Hocamız Orhan Sert, ıkıh Hocamız Süleyman Korkmaz, Felsefe Hocamız Şahin Duran, Fransızca Hocamız Havva Ersoy, Edebiyat Hocamız Muammer Kiraz, Dinler Tarihi Hocamız Mustafa Ben, Coğraya Hocamız Mehmet Karaoğlu, Tarih Hocamız Akın Koçtekin, Astronomi Hocamız Hüseyin Eteke…Hocalarımız bunlardan ibaret değildi. Ancak albüme bunlar resim vermişti.

Aslında resimleri olmayan ama bu fakirde unutulmaz anı bırakan; Prof. Dr. Celal Tarakçı'yı, Enver Etik'i, Mehmet Ulucan'ı, Ali Rıza Işın'ı, İzzet Nihat Orlu (Öğrenci tabiriyle Akbaba)'yu, Abdullah Uzuncan'ı (Öğrencilerin taktığı lakapla; Lefter), Arif Etik'i, Fikri Yazıcıoğlu ( Bahçıvan)'nu, Sabahat Küçükezber'i, Akay Yıldırım'ı, Süha Budak'ı, Aysel Hanım'ı…hatırlamamak doğrusu vefasızlık olurdu.

Hocalarımızdan bir kısmı vefat etmiş, sadece resimlerde ve hafızalarımızda hatıraları kalmıştı. Hocalarımızla ilgili unutulmayan anılarım mevcut. Bunları bir başka yazımda sizlerle paylaşacağım.

Öğrenci arkadaşların yer aldığı sayfalarda gezindikçe bir çok arkadaşımızın ahirete göç ettiklerini, fani alemden baki aleme hicret ettiklerini hüzünle takip ettim.

Sevdiklerimiz, yakından tanıdıklarımız vefat edip, dünyadan elini ayağını çekince insan kendini yalnız hissediyor.

Merhım Abdullah Gencer kardeşimin başlattığı, "1969-1970 yılı Mezunlar Buluşması”, bir gelenek haline geldi ve dostlarımızla sık olmasa da görüşüp, hasretimizi gidermiş oluyoruz.

Okul yıllıkları bu yönüyle, hasret gidermemize vesile oluyor. Bizzat göremesek de sayfalarda kalan resim ve yazılarını okudukça geçmişe yolculuk yapıyoruz. İyi ki arşivler var.

Bunun için hayatta; para kazanmaktan daha çok, dost kazanmanın yolunu aramak lazım. Dost olmadıktan, dost biriktirmedikten sonra paran olmuş, mal sahibi, makam sahibi olmuşsun bir anlamı var mı? Rabbim dostlarımızın sayısını artırsın.

 

 

 

 

 

İmam Hatip!

 

Ezelden ebede bitmeyen sevda,

Hak yolun rehberi şan İmam Hatip,

Dünyaya barışı getiren dava,

İstikamet veren yön İmam Hatip!


Kur'an ırmağında akıyor arkı,

İnsana hizmettir yegane farkı,

Dillerden dillere söylenen şarkı,

Tarihe şan veren ün İmam Hatip!

 

Bayrağa saygıda kusur etmiyor,

Ezana hürmette emsal tutmuyor,

Vatan hainini yurda katmıyor,

Ülkesine kurban can İmam Hatip!

 

"La”lardan "illa”ya hızı vuslatta,

Hasreti bitiren gözü vuslatta,

Dostluğu getiren özü vuslatta,

Gönüller fetheden an İmam Hatip!

 

İmam Hatip Günlerim!

Altmış iki yılı bir mutlu gündü,

Ne hayaller kurduk İmam Hatip'te.

Yurdun her yerinden dostlar göründü,

Yaranları sorduk İmam Hatip'te!

 

Hepimiz köylüydü, yoksul canlardı,

Ayakkabısızdık, muhtaç anlardı,

Sıcak yemek pişmez, zor zamanlardı,

Fakir canlar gördük İmam Hatip'te!

 

Harçlıklar paralar gelmezdi köyden,

Himmet istemedik ağadan beyden,

Haberimiz yoktu haftadan aydan,

Çetin sınav verdik İmam Hatip'te!

 

Dolmuş otobüs yok yaya giderdik,

İmkânımız olsa aya giderdik,

Karlı yolu saya saya giderdik,

Zihnimizi yorduk İmam Hatip'te!

 

Okullar içinde önde giderdi,

Başarılı olmak yegâne derdi,

Edep ahlakta şehre liderdi,

Çok ödüller derdik İmam Hatip'te!

 

Çoklu yetiştirdi hocalar bizi,

Ayırt etmediler hiç birimizi,

Fark etti hepsi de değerimizi,

İtibarlar gördük İmam Hatip'te!

 

Sabahlar sırayla derse girerdik,

Şapkalı idik hep öyle giderdik,

Kravatsız isek veda ederdik,

İntizama girdik İmam Hatip'te!

 

Allah'a hamdolsun o günler geçti,

Sabreden kuluna kapılar açtı,

Sayısız lütuflar nimetler saçtı,

Güzelliğe erdik İmam Hatip'te!

 

 

Bizim Devre!

 

Ayağında yırtık pabuç,

Fakir idi bizim devre.

Değişmedi asla sonuç,

Yoksul idi bizim devre!

 

Bir göz oda loş pencere,

Yemek pişmez boş tencere,

Hiçbir şey yok ne becere,

Naçar idi bizim devre!

 

Rutubetli eve girdi,

Perde yoktu kâğıt gerdi,

Şilte diye kilim serdi,

Mahrum idi bizim devre!

 

Yüksünmedi ahvalinden,

Tiksinmedi bu halinden,

Kaybetmedi kemalinden,

Özden idi bizim devre!

Yazarın Diğer Yazıları