İmsak, ‘La’dan, ‘İlla’ya Yükseliştir

Güzel bir imsak zamanı. Tam anlamıyla "La” lara, "İlla” balyozu indirme vakti. Fırsat bu fırsat, içimizdeki putları, beynimizdeki cehalet kırıntılarını, tagutları, nemrutları, Firavunları, Ebu cehilleri…saf dışı etme, def etme zamanı.

Ramazan iklimine has olan, daha doğrusu Ramazanda başlayıp, sonrasında da devam etmesi gereken "İmsak” şuuruna sahip olmak için şimdi iyi bir fırsat. Bu yönüyle Ramazan, insana çok güzellikler katıyor. Bize diyor ki; "Benim gelişimi değerlendir. Şeytanların bağlanmasını, Cennet kapılarının açılmasını iyi anla. Sahurda uyguladığımız "imsak” vaktini, hayatının ilkesi kıl. Ben gittikten sonra da imsakta kal.”

"la”dan, "İlla”ya çıkabilmek, "La”lara darbe vurmak, yere sermek için sadece ramazana mı muhtacız? Yalnız, Ramazanlarda imsakı uygulayacağız da, diğer zamanlarda imsaka gözümüzü, kulağımızı ve bütün organlarımızı kapatacak mıyız?

"La” ile mücadele bütün peygamberlerin, bütün Mümin ve Müslümanların imani görevidir. Kur'an, "La”larla mücadeleyi emreder. "Yat yat uyu” demez kitabımız. "Kalk, topluma karış, insanlara anlat, her kesime imsakı yaygınlaştır, Hakkı, sıratı Müstakimi öğret ve önce sen uygula…” diyerek bize dinamik olmayı, kararlılığı, azmi, umutsuz olmamayı… en birinci ilke kabul eder.

İmsak, bir kararlılıktır. İmsak; "La”lara darbe vurarak, "İlla” kapısını aralamaktır. Ne mi imsak? İmsak; tutmaktır. Kendimizi her türlü olumsuzluklara karşı durmak, şeytani vesveseler karşısında şeytana yönelmemektir. İmsakı, sadece, oruca başlama vakti olarak öğrendik. Şimdiye kadar böyle lanse edildi. Halbuki İmsak, aynı zamanda Hicretle, fetihle eş değerdir.

Nefsini tutan, kötülüklere prim vermeyen bir insan, kötülükten iyiliğe hicret etmiş oluyor. Kötülükten iyiliğe hicret eden kimse, gönülleri fethetmiş oluyor. Dünya, iyiliklere kapı açan, imsak şuuruna erenlerindir. Şimdi bir milat yaşıyoruz. Bu miladı, insan kalmak, adam olmaya vesile bilerek yerli yerince kullanmak durumundayız.

 

Ne Güzel!

"La"lardan, "illa"ya uruç edip,

Esfelden, batıldan huruç edip,

Gayyadan, semaya buruç edip,

Aşk ateşinde yanmak ne güzel!

 

Hamlıktan çıkıp, pişmeye doğru,

Zulmü ve cehli aşmaya doğru,

Kabından dışa taşmaya doğru,

Hak kelamını almak ne güzel!

 

Dünya seninle çok hoş olacak,

İnsan, imanla hep hoş kalacak,

Dostluk, sevgiyle sefa bulacak,

Sevilen insan olmak ne güzel!

 

Her yerde, her zaman var olan O,

Her demde, yarlara yar olan O,

Her anda "illa” ya kâr olan O,

Hu deryasına dalmak ne güzel!

Güvenme

Güvenme hiç malına, sağlığına,

Sabun köpüğü gibi uçar gider.

Aldanma şu dünyanın varlığına,

Zaman gelir, elinden kaçar gider.

İki kapılı bu hana gelenler,

Öbür kapıdan, göçüp gitmedi mi?

Gençliğin bugün yerinde maşallah,

Nice, mezara uçup gitmedi mi?

"Şeytana uyma" diyor, sana Allah,

Şeytan huylular, kaçıp gitmedi mi?

"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol”,

Kur'an'a sarıl, işte dosdoğru yol!

Yazarın Diğer Yazıları