12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
Tekstil patronları her şeyi devletten beklemek yerine biraz özeleştiri yapmalı
Konyaspor için avantajlı fikstür
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
1 Ekim 1949 Unutulmuşların Çığlığı Doğu Türkistan 76 Yıldır Zulüm altında
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
Doğa’dan Allah’a…
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
“Bedr’in Arslanları” kadar şanlı idiniz!!!
Kazanmak İçin Mücadele Gerek
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
İKİ DEYİM
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
“insanlık,” insan olmak”, “adam olmak ve adam kalmak”, “sevgide zirveye oturmak”, “ya olduğu gibi görünmek ya da göründüğü gibi olmak”, “kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmamak”, “niçin yapmadığınızı söylüyorsunuz?”, “emir olunduğun gibi dosdoğru ol”…
Bunlar, güzelliklere yol açan iksir niteliğindeki söz ve uygulamalardır! Her birimiz bu tür sözleri hep söyleriz. Arkadaş sohbetlerinde eş dost muhabbetlerinde… durmadan dile getiririz. İyi de söylemek mi önemli, yapmak mı? Konuşmak, ahkam kesmek mi daha etkili? Yoksa uygulamak, icraat mı?
Atalarımız, “lafla peynir gemisi yürümez” derler. Bazen çok konuşmak yerine, küçük bir davranış çok etkili olur ve iz bırakır. Onun için, “örnekler göze hitap eder”, “üzüm üzüme baka baka kararır” denir. Dilin anlatamadığını çoğu zaman beden ve tavırlarımız anlatır. “beden dili” budur.
Her insan; iyiye koşar, kötüden kaçar. Sevgiden haz alır, kaba, çirkin, kötü, hoşa gitmeyen söz ve tavırlardan nefret eder. Bu özellik her insanda vardır. Daha genişletirsek, her canlıda vardır bu duygular. Bir hayvana, sevgiyle, merhametle yaklaşırsak, o da bize aynı şekilde karşılık verir.
Yaratıkların en şereflisi, en değerlisi insandır. Allah, en kutsal görevi yani peygamberliği insanlara vermiştir. İnsan, yalnız, tek başına yapamaz. Sosyal olmak, başkalarıyla el ele gönül gönüle hareket etmek, ihtiyaçlarını birlikte gidermek zorundadır. Bu açıdan baktığımız zaman, dağ başında, tek başına kalan bir insana, “ahlaklı, ahlaksız, iyi veya kötü” diyemeyiz. Zira onunla irtibata geçmedik. Bunun için dağ başındaki velilikten, şehirdeki velilik daha önemlidir.
Mevlana şöyle seslenir;
“ Beri gel, daha beri, daha beri
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır-gür, bu kavga nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte
Ne diye bu direnme böyle?
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek
Ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?
Zengin yoksulu hor görür, ne diye?
Sağ soluna yan bakar, ne diye?
İkisi de senin elin, ikisi de
Peki kutlu ne, kutsuz ne?
.....
Dünyada nice diller var, nice diller
Ama hepsinde de anlam bir
Sen kapları, testileri hele bir kır
Sular nasıl bir yol tutar gider
Hele birliğe ulaş, kavgayı, hır-gürü bırak
Can nasıl koşar, bunu canlara iletir.”
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
SÖZÜN BİTTİĞİ YERLER
OLAYLARDAN DERS ÇIKARMAK
GAZZE, DÜNYAYA BARIŞI ÖĞRETECEK!
HEP YALAN SÖYLEDİLER
SUMUD, UMUT OLDU!
MAHALLEMİZİN ÇOCUĞU; “MAHALLE MEKTEBİ DERGİSİ”
GÜNDEMİMİZ GAZZE
YAŞADIKÇA
HAYDİ AKLIMIZI TERLETELİM