İnsanlığı Yakalamak; İslam’a Bağlılıktan Geçer

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, “ancak Müslümanlar kardeştir” ifadesi vardır. Bu, ne anlama gelir? Müslümanın kardeş olması ne demektir?
Nasıl ki; aynı anne ve babadan doğan insanlar kardeş oluyor, her şeylerini paylaşıyor, sevinçte, kederde, iyi günde, kötü günde… birbirlerine destek oluyorlarsa, aynı kıbleye dönen, aynı Allah’a inanan, aynı peygamberin yolunda giden, aynı kitabı okuyup içindekileri eksiksiz uygulayanlar da aynen kan kardeşliği gibi kopmaz bir duyguya sahip olurlar! Hatta, din kardeşliği, kan kardeşliğinden de ötedir! Eğer kan kardeşliği kuvvetli olsaydı, terör olaylarında iki kardeş birbirine kurşun atmazdı! Eğer aynı anne ve babadan dünyaya gelmek meseleyi çözseydi, Bedir savaşında, baba ile oğul, kardeşle kardeş, amca ile yeğen… karşı karşıya gelmez ve birbirinin kanını dökmezdi!


Mekkeli Müslümanlarla, Medineli Müslümanların kardeş olmalarını normal şekilde, akılla ve dünyevi mülahazalarla izah mümkün değildir! Düşünebiliyor musnuz? Birbirlerini tanımayan, huylarını bilmedikleri, akrabalık bağları bulunmayan insanlar kardeş oluyor!      
Hz. Peygamberin doğumunu kutladığımız şu günlerde birbirimize daha çok kenetlenmeye, birbirimize daha fazla yakınlaşmaya ve dertlerine çözüm bulmaya ihtiyacımız var! böylesine ihtiyaç her zaman söz konusu ama şu günler hassas günler! Bu günler, ülkemizin özgürlüğe adım atmaya çalıştığı, bahar rüzgârlarının esmeye başladığı müstesna günlerdir! Bu fırsatları değerlendirelim. Kur’an’a inanan, Resulü seven her mümin ve Müslüman, bu önemli zaman dilimlerini değerlendirmesini bilir. Arif Nihat Asya’nın şu şiiri, bize bir şeyler söylemeli;  

Yüreklerden taşsın
Yine, imanlar!
Itrî, bestelesin Tekbîr'ini;
Evliyâ, okusun Kur'ân'lar!
Ve Kur'ân-ı göz nûruyla çoğaltsın
Kayışzâde Osman'lar
Na'tını Galip yazsın,
Mevlid'ini Süleyman'lar!
Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin Sinan'lar!
Çarpılsın, hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!
Gel, ey Muhammed, bahardır...
Dudaklar ardında saklı
Âminlerimiz vardır...
Hacdan döner gibi gel;
Mi'râc'dan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır!
Bulutlar kanat, rüzgâr kanat;
Hızır kanad, Cibril kanad;
Nisan kanad, bahar kanad;
Âyetlerini ezber bilen
Yapraklar kanad...
Açılsın göklerin kapıları,
Açılsın perdeler, kat kat!
Çöllere dökülsün yıldızlar;
Dizilsin yollarına
Yetimler, günahsızlar!
Çöl gecelerinden, yanık
Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilâl-i Habeşî sustuysa
Ezânlarını Dâvûd okusun!
Konsun -yine- pervazlara güvercinler,
"Hû hû"lara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!"


Yazarın Diğer Yazıları