İslam’ı Kapitalizm Boyasıyla Boyadık

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İHVANI MÜSLİMİN) kurucusu Hasan el- Benna'nın torunu ünlü İslam düşünürü Tarık Ramazan geçen hafta İstanbul'a geldi.

İslam dünyasının birçok problemi var. Bu konuya parmak basıyor Tarık Ramazan. Ve şu, önemli tespitlerde bulunuyor;

"İslam dünyasında sorun var. Bunun için bir türlü bir araya gelemiyoruz. O yüzden parçalanma söz konusu. Nasıl bir araya geleceğimizi de bilemiyoruz. Müslümanlarda otorite problemi var. Otorite sorunu olduğu için ortak sesimiz yok, sesler cılız çıkıyor.

Cesaretli Müslümanlara ihtiyacımız var. Belli bir topluluğa ait olarak bu topluluğun, insanlığa hizmet etme sorumluluğuna sahip olduğunu kabul etmezsek, ÜMMET kavramı tekrar canlanmayacaktır. Eğer cesaretli Müslümanlar olmazsak, ümmet kavramı canlanamaz. Vatansever olalım ama ümmeti de göz ardı etmeyelim. İslam, bir topluluktur. "

Tarık Ramazan, "İSLAM ÜLKELERİ” tabiri yerine, "MÜSLÜMANLARIN ÇOĞUNLUKTA YAŞADIĞI ÜLKELER” tabirini kullanıyor. Bunun da gerekçesini şöyle açıklıyor;

"Suriye'nin, Ortadoğu'nun hali ortada. Ortada bir İslam Dünyası yok. Bu sebeple; "Müslümanların Çoğunlukta Yaşadığı Ülkeler” demeyi tercih ediyorum.”

Tespitlerine şöyle devam ediyor;

"İslam dünyasında yeni alim ve mütefekkir yetişmiyor. Aslında böyle insanlar var ama sadece sistemi oluşturma noktasında sıkıntı var. Batı bize neyi dayattıysa, onun gibi düşünüyor, onun gibi fikir üretmeye çalışıyoruz. Yani İslamî düşünceyi bir kenara bıraktık, özümüzden uzaklaştık. İslam'ı Kapitalizm boyasıyla boyayarak pazarlamaya çalışıyoruz. Bu, çağımızın en büyük problemi!

SEKÜLERLEŞME ve POZİTİVİZM olgusunu çözmemiz gerekir. İslamî değerler bütünü olan; Kültür, Sanat ve İlmi üretemiyoruz! Günlük hayat içinde sıradan Müslümanlar, alışılagelmiş kültürlerini devam ettiriyor. Evrensel olarak ortaya bir şey koyamıyoruz. Bu konuda çalışan, gayret gösterenler var ama yeterli değil. Her seviyedeki akademisyen ve entellektüellerin aktif olması lazım.

Bir Müslüman olarak İslam'ın haysiyetli bir din olduğunu göstermemiz gerekiyor. Çok konuşmak yerine daha çok fiiliyata geçmemiz, daha çok amel etmemiz şart.

İslam Medeniyetinin varlığı devam ediyor. Sömürgeciliğe, emperyalizme karşı dimdik ayakta duran Müslümanlar mevcut.” Diyerek sözlerini tamamladı Tarık Ramazan. (Yeni Şafak/Pazar ilavesi/ 29 Ekim 2017, s,04, Aylin İzmir Röportajı)

 

Gerçekten de "İSLAMÎ VE KUR'ANÎ TEFEKKÜR” ü kaybettik mi ne? Fakat umutsuz değilim. DİNDAR VE ŞUURLU GENÇLER geliyor. Yani "ÂSIM'IN NESLİ” meyve verdi. Yarınki Türkiye daha güzel şeylere gebe. Ama zaman ister. Yapmak kolay değil. En az bir 10 sene gerekir.

"Doğacaktır sana vaad ettiği günler Hakkın,

Belki yarın, belki yarından da yakın.” (M.Âkif Ersoy)

 

Aydınlık yarınlar, umutlu dolu günler, sevinebileceğimiz zaman dilimi bizi bekliyor. Durmak yok, çalışmaya, gayret etmeye, aklımızı ve alnımızı terletmeye devam. Zira Kur'an, uyuşuk, mıymıntı, pısırık, etliye sütlüye karışmayan, suya sabuna dokunmayan Müslüman istemiyor.


Yazarın Diğer Yazıları