İşte Bunun İçin; Dindar Nesil!

Sayın Başbakanımız; “dindar nesil” sözünü söylediği zaman bazı kesimlerden çatlak sesler çıkmıştı hatırlarsanız. Hatta CHP’li bir vekile Spor bakanı Sayın Suat Kılıç; “pekiyi siz nasıl bir nesil istiyorsunuz?” diye sorduğunda bir cevap verememişti!

Başbakan dediği için değil, doğru olduğu, gerçeği yansıttığı için; “dindar nesil” diyoruz. İnsan olmamızın özelliği olduğundan dolayı, “dindar nesil”. Dindar nesiller; ülkeleri kalkındırır! Dindar nesiller; insanlara insan nazarıyla bakar! Dindar nesiller; çalmaz, çaldırmaz, yolsuzlukla uğraşmaz, adam kayırmaz, torpil semtine uğramaz! Dindar nesillerin tek bir amacı var; yaratılanı severiz yaratandan ötürü anlayışıyla hareket etmek.

İşte bu yüzden bazı kesimler, bundan rahatsız oluyorlar! Tabi ateş bacayı sarınca da feryat figan ediyorlar! Eğer gençlerimizin; Hıristiyan, Yahudi, Mecusi, Ateist, Mason, Sabataist… olmasını istemiyorsak onlara İslâm dinini en iyi öğretmeye, onun güzelliklerini yaşamaları için zemin hazırlamaya mecburuz. 4+4+4’lü eğitim sistemindeki amaç budur! Kur’an ve Siyer derslerinin okullara seçmeli olarak konmasının altında yatan gerçeklerdir bunlar.   

Size burada bir anekdotu paylaşmak istiyorum;

"KURTARIN! YOKSA OĞLUM CANLI BOMBA OLACAK"

Bu feryat, oğlu yasadışı sol örgüt tarafından kandırılan babaya ait...

İsmail Ercan, oğlundan 9 aydır haber alamıyor. Ercan, 2 yıl önce yaz kampında yasa dışı sol örgüt tarafından aklı çelinen oğlunun canlı bomba olarak kullanılabileceği korkusunu yaşıyor.

Baba İsmail Ercan, "Hergün ölüp ölüp diriliyorum. Acaba çocuğumdan kötü bir haber mi gelecek?" diyor.

Baba Ercan, Örgüt Üyelerinden Dayak Yedi

Baba uzun süre çocuğunu takip etti. İstanbul'da çocuğunun kaldığı eve giden İsmail Ercan, orada örgüt üyelerinden dayak yedi.

İsmail Ercan, "Bunlar bana hakaretler küfürler, ağza gelmeyecek şeyler ve ite kaka beni oradan, mahalleden atmaya çalıştılar. Ben de buna direnince aramızdaki arbedede tansiyon ve şeker hastası olduğum için kalp hastası olduğum için orda rahatsızlık geçirmişim ve gözlerimi hastanede açtım" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, yurt dışında sahipsiz kalan 4 bin Türk çocuğunun, gençlik daireleri aracılığıyla Hristiyan ailelere verildiğini söyledi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, kendisine bağlı kurumların 2013 yılı bütçesi üzerine sunum yapan Bozdağ, ''Bu çocuklar adeta Hristiyanlaştırılıyor. Büyük bir dramla büyük bir asimilasyonla karşı karşıyayız'' dedi.

Bozdağ, bu konuda bilincin artırılması ve duyarlık oluşturulması için Ankara'da bir çalıştay gerçekleştirdiklerini anlattı.

Evet şimdi bu sözler üzerine derin derin düşünmemiz ve eğitim sistemine yeni giren; Kur’an ve siyer” derslerinin ne kadar önemli olduğunu idrak etmemiz gerekir. Yine bazılarının bu derslere tepki gösterme sebebini de yavaş yavaş anlamamız lazım.

Sık sık gündeme getirdiğim, “gençliğe din eğitimi verilmeli” sözümün ne kadar geçerli olduğu ve Başbakanın da, “dindar gençlik” diyerek üstüne basa basa konuştuğu ve de savunduğu meselenin ne kadar yerinde olduğu ortaya çıkmaktadır.

Yine diyorum ve durmadan da diyeceğim; gençliğimizi kaybetmek istemiyorsak, canavarlaşmış nesillere sahip olmaktan uzak kalmak istiyorsak mutlaka ama mutlaka “DİNDAR NESİLLER” yetiştirmek zorundayız. Bunun yolu, sadece İmam hatip okulları açarak ve sayılarını artırarak olmaz. Elbette İmam hatiplere de ihtiyaç var. Onların da olması gerekli, hem de çok gerekli. Ama asıl olan, diğer okullarda okuyan gençlerimizin de; dinini, imanını, Kur’anın, Allah’ını, Peygamberlerini bilmesi, ahlaklı, topluma, ülkeye ve bütün insanlara yararlı işler yapacak gençlerin yetişmesinin yollarını aramak mecburidir.


Yazarın Diğer Yazıları