Kadın

Kadın, toplumumuzda hep yanlış anlaşılmıştır. Tarihte kadınlar üzerinde çeşitli spekülasyonlar yapılmış, kadın, alınıp satılan bir meta halinde algılanmıştır. Kadına gerçek değerini, şahsiyetini İslam vermiştir. Kur'anın kadına bakış açısını tefsir kaynakları iyi bir biçimde yorumlamıştır. Bu cümleden olmak üzere  

Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Betül Oruç, TYB Konya Şubesi'nde  kadınla ilgili meseleleri ele aldı;

 "Müslüman toplumun gündeminde olan ve pek çok tartışmanın yaşandığı konulardan biri de hiç kuşkusuz kadınla ilgili meselelerdir. Modernleşmeyle kadının toplumsal hayatta değişen rolünün Müslüman toplumları da etkileyecek şekilde yaygınlaşarak devam ettiği görülmektedir. Bu süreçte Müslüman dünyanın farklı yönelimler içinde olduğu; bir taraftan savunmacı, var olanı korumayı önceleyen, diğer yandan modern anlayışa eğilimli bir hareketlenmenin söz konusu olduğu bilinen bir gerçektir. Toplumda bir grup ise, modern dünyanın bize yenilik olarak sunduğu pek çok konuda olduğu gibi kadın konusunda da İslâm'ın asıl kaynaklarının bugün gelinen durumdan çok daha ileri hedefleri bize sunduğunu ispat etmeye yönelmiştir. 

Elbette bu farklı söylemler kendi görüşlerini ispatlamak için Kur'ân ve Sünnet'ten delilleri öne sürmekten kaçınmamışlardır. "Tefsir Kaynaklarında Kadın Algısı” , ilgili kaynakların değerlendirmeleri mukayeseli bir şekilde incelenmiş, bu bağlamda insanın yaratılışı ve cennetten çıkarılması sürecinde kadının konumu, aile hayatında kadının rolü ve toplumsal hayatta kadının yeri konularına detaylı biçimde değinilmiştir.

 İnsanın yaratılması ve cennetten çıkarılması, ilk var oluş sürecinden itibaren kadının da muhatap alındığı ve erkekle birlikte sorumlu tutulmuştur. Aile hayatı içerisinde belli haklar ve sorumluluklar dâhilinde kadının etkili bir rolü olmuştur. Toplumsal hayatta ise Kur'ân'ın gerek miras gerekse şahitlik konusunda ortaya koyduğu hükümlerde kadınların ekonomik hayattaki fonksiyonuna bakan bir yönü vardır.”  Diyerek konferansı bitirdi. 

Gerçekten kadın konusu, hep istismar edilmiştir. Özellikle "Müslüman” toplumlarda bu istismarın yoğun olduğunu görüyoruz. Halbuki kadınların; peygamberleri doğurduğu, insanların var olmasının kadınla mümkün olduğu göz ardı edilmemelidir. Kadın varsa, canlı vardır. Kadın varsa aile vardır. Kadın varsa toplum vardır. 

Çok garip bir durumdur ki; "kadın” deyince akla hemen cinsiyet gelmektedir! Yani her meselede aklımızı, midemize ve cinsel organlarımıza indirgiyoruz. Zaten ipler burada kopmakta, toplumuzdaki kadına şiddet, geçimsizlik, boşanmalar ve cinayetler hep kadını meta görmekten, mal gibi alınıp satılan nesne gibi algılamaktan ileri gelmektedir. 

Modernizm, islami hassasiyetleri törpüledi! Ne kadar islami değer varsa hepsini tabir yerindeyse çöpe atmak için elindeki her türlü argümanı kullandı.   

NOT: KHK ile televizyonlardaki "evlendirme programları" yayından kaldırıldı. Televizyonlar, milletin; aklıyla, değerleriyle alay ediyordu! 

Boşanmaların artmasında bir etkendi bunlar. Bu konuda Konya'da yapılan "Aile çalıştayı" ses getirdi diyebilirim. Bu programların kaldırması için çaba sarf eden, emek veren, plan proje üretenlere, gerekli raporlarla öneri sunanlara ve hükümete teşekkür ederim. 

"Bir kötülük gördüğün zaman elinle gider, buna gücün yetmezse dilinle gider, buna da gücün yetmezse kalben buğz et” ilkesine uygun hareket edilmiştir ve edilmelidir.


Yazarın Diğer Yazıları