Kadına Saygı Sözde Kalıyor!

Her yıl 8 Mart'ta tüm dünyada kutlanan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, bilinçlendirme amacıyla ortaya çıktı. Kadının siyasi, sosyal ve ekonomik hayatta daha fazla var olabilmeleri amacıyla, başarılarının kutlanmasıyla hayat buldu. Fakat bu özel günün bir de yürekleri burkan hikâyesi var;
1857'de ABD'nin New York kentinde bir tekstil fabrikasında çalışan 40 bin dokuma işçisi, kendilerine daha iyi şartlar sağlanması için greve başladı. Ancak grev bir felaketle sonuçlandı
Fakat fabrika önüne kurulan barikatlar yüzünden işçiler yangından kaçamadı.
129 kadın işçi hayatını kaybetti. Ölen işçilerin cenazesine 10 bini aşkın kişi katıldı.
1910 yılı Ağustos ayında Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda, Almanya Sosyal Demokrat Partisinden Clara Zetkin, tekstil fabrikasında ölen kadın işçilerin anısına Dünya Kadınlar Günü kutlamasını önerdi ve öneri kabul edildi.
Böylece Dünya Kadınlar Günü belirli bir günü olmaksızın her bahar kutlanmaya başlandı.
17 Aralık 1977 tarifinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını kabul etti.
Dikkatinizi çekerim; dünya kadınlar günü, “Sosyalist” bir zihniyetin ortaya attığı husus! Yani İslâmî hiçbir yönü yok! Yine dikkatinize sunarım; mesele sadece maddi bazda ele alınıyor! Kadınlar, bir köle gibi fabrikalarda çalıştırılıyor. Evet köle gibi! Eğer köle gibi çalıştırılmasaydılar, “daha iyi şartlar sağlanması için grev” yapmazlardı!
Cahiliye döneminde kadınların köle muamelesi görmesiyle, 1857’de köle muamelesi görmesi arasında ne fark var? Bu gün de köle muamelesi görmüyorlar mı? Kadınlarımız; reklam malzemesi, şehvet esiri, erkeklerin dayak attığı, işkence yaptığı, “elinin kiri” kabul ettiği bir meta’ değil mi? kadınları; saçı uzun aklı kıt, kadının dediğini yapma, kadın arkadan gider, kadın kaşık düşmanı, kadının sırtından sopayı, karınından sıpayı eksik etmeyeceksin…anlayışı varlığını sürdürmüyor mu?
Kadınlara gerçek değeri, 1400 sene önce İslâm dini verdi. İslâm’dan uzaklaştıkça, ne kadının, ne erkeğin, ne çocuğun, ne gencin, ne yaşlının, ne hayvanın ve ne de hiçbir canlının değeri kaldı!
İslâm’ın özünden uzaklaşınca, artık Batı’dan medet ummaya başladık! Zaten öteden beri İslâm’a düşman olanların da arayıp bulamadığı bir zemin hazırlanmış oldu! Bugün yeryüzünde kutlanan bütün gün ve haftalar, içi boş, hamasi nutukların atıldığı, samimiyetten uzak, edebiyat ve felsefe malzemesi yapılmaktan öteye geçmiyor! Samimiyet olsaydı, kadına şiddet son bulması lazımdı! Gerçekten kadın; “baş tacı”, “cennet anaların ayakları altındadır”… diye söyleniyorsa, bu kadına şiddet, kadına mobing, kadın hakkı ihlalleri… ne oluyor? demek ki; her kavramda olduğu gibi bunda da bir ciddiyetsizlik var!
“Dünya Kadınlar Günü” Kutlu Olsun demeyeceğim. Ancak, kadına saygı, kadına hürmet, kadını insan olduğu ve Allah yarattığı için sevip saymak gerektiğini söyleyeceğim. Kadına saygının olduğu yerde; insanlık vardır, inanç vardır, medeniyet vardır, huzur vardır, aile bağlarında sadakat vardır!             
Kadınlar Günü
Günler boş değil,
Her günün bir adı var,
Bu ne, öğretmenler günü,
Bu, sigarayı bırakma günü,
Ya şu, çölleşmeyi önleme,
Veya sevgililer günü,
Bu da dünya kadınlar günü....
Kadını bir gün mü anarsın?
İnsanı bir gün mü ararsın?
Çiçeklerle, maskeli gözlerle,
Onu mutlu edecek sahte sözlerle,
Kadın, bedenen mi değerli?
Kadın olduğu için mi önemli?
Yoksa ruhu, aklı, fikri, düşüncesi,
İnancı ve anneliği bulduğu,
Dünyaya düzen sunduğu,
İnsan olduğu için mi?
Fatihler doğurduğu için mi? .....


Yazarın Diğer Yazıları