Kim Tarafsız

Yıllardır; "tarafsızlık" üzerine sözler söylenir. Şayet kendi fikir ve düşüncelerinde olmayan birisi iş başına gelirse, "bu tarafsız değil" diyerek tepki gösterilir. Gerçekten de tarafsız olunabilir mi? Hiçbir şeyi desteklemeden, hiç bir sisteme bağlı kalmadan iş yürütülebilir mi?
Bakıyoruz insanlara; "Şeytanın tarafı", veya "Allah'ın tarafı" olarak ikiye ayrılıyorlar! Hiçbir peygamber; "Ben tarafsızım, kimseyi desteklemiyorum" dememiştir. Bütün peygamberler; Tevhid inancını, Hakk'ı, Allah'ın var ve bir olduğunu savunmuş, bu uğrurda mücadele vermiştir!
Nemrut, Firavun, Şeddad, Karun, Samiri, Ebrehe, Ebucehil, Ebu Leheb...hepsi şeytanın yanında yer almışlardır! Savaşların altındaki gerçek budur. Tarih boyunca hep din savaşları yapılmış ve yapılmaktadır!
Bugün dünyaya nizamat vermeye çalışan devletler; ABD, AB, Almanya, Fransa, İngiltere, İsrail... tamamen kendi inançlarının yeryüzüne ikame edilmesi için çaba göstermektedirler! Siyonizm'in amacı budur. Masonlar bunun için çalışır! Komünizm ve diğer bütün "izm"ler Şeytanın yolunda mücadele eder! Yani tarafsız değillerdir!
Bütün şer güçler; Türkiye'yi nasıl dize getiririz? Nasıl olur da Osmanlı'nın torunlarını yok ederiz? İslam'ı yeryüzünden silebilmek için nasıl bir tedbir almalıyız? Bütün çabalar bunun üzerine! Bugün israil'in Gazze'de yaptıkları, dün Bosna'da yapılan katliamlar, Haçlı seferlerinin yapılması, 1. dünya savaşı, 2. dünya savaşı, Çanakkale savaşları... tamamen; Haçlı, Hilal mücadelesinin sonucudur!
Pekiyi bu durumda hala, "tarafsızım" demek mümkün olabilir mi? Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP+MHP'nin ortaya attığı tepeden inme bir aday! Yani CHP fikrinden yana! Ne kadar, "Ben tarafsızım" dese de bunun inandırıcılığı yoktur! Durum böyle oulnca Tayyip Erdoğan'ın; "Ben tarafsız değilim, milletin tarafındayım" demesi yanlış mı?
“Suya sabuna dokunma”, “Aman ha gittiğin yer eğer İslam’a karşıysa “Müslümanım” deme, rengini belli etme”…. Şeklinde, yanlış, mantıksız, anlamsız öğütlerde bulunurlardı büyüklerimiz, biz çocukken! Tamam da, adamın ağzından efir nefir çıkıyor inancımla ilgili, İslami konularda olmadık hakaretler edecek!...o zaman ben, sessiz bir şekilde duracak, ne de güzel söylüyorsunuz! Tamamen haklısınız mı diyeceğim? Allah’a, kitaba, peygambere, kutsal değerlere karşı her türlü saldırıyı yapacak Müslümanım diyenler de, süt dökmüş kedi gibi aymazlık içinde duracaklar öyle mi? İsrail, Gazze’deki masumları öldürecek, hamile kadınları hedefe koyacak; “bir vuruş, iki düşüş” diyerek katliam yapacak…biz rengimizi, tarafımızı belli etmeyeceğiz! Adama sormazlar mı, “sen kimsin? Kimliğin nedir?” diye?   
“Bî taraf olan, bertaraf olur” mutlaka, ama mutlaka herkesin bir tarafı vardır ve olmalıdır! durmunu gizlemek, münafıklıktır! “niçin yapmadıüınızı söylersiniz?” “ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol”, “emir olunduğun gibi dosdoğru ol”…     
YA KUR’ÂN, YA HÜSRÂN
Yakuttan, zümrütten medet boşuna,
Hepsi bir gün döner, çakıl taşına.
Geç kalma.. Bakıp da o genç yaşına,
Sanma ki; önünde seçenekler çok;
Ya ÎMÂN, ya İSYÂN, üçüncüsü yok..

Dünyanın serveti, şehveti sahte;
Bir kefen kadardır, vefâsı ahde.
Boğma vicdânını, meyde, kadehte,
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya AHLÂK, ya HELÂK, üçüncüsü yok..

Sen, şerefli doğdun, şerefli yaşa,
O bencil nefsini, vur taştan taşa;
Yoksa çıkamazsın, şeytanla başa.
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya CENNET, ya CİNNET, üçüncüsü yok..

İnsanlık yanıyor, ateş bacada,
Fitneler kaynıyor, bin bir locada,
Umut kuyrukları, ‘cinci’ hocada;
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya İZZET, ya ZİLLET, üçüncüsü yok..

Bir kere baktın mı, kalkıp seherde?
Kapılar açılır, gök perde perde.
Sordun mu Kurân’a, kurtuluş nerde?
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya ŞÜKÜR, ya KÜFÜR, üçüncüsü yok..

Dağlara özenip, tepeden bakma,
Mezar taşlarına, rütbeni çakma,
Şu cennet köşkünü, kibirle yakma;
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya İHLÂS, ya İFLÂS, üçüncüsü yok..

Bırak.. O “çağdaşlar”, ne derse desin,
Hayat bir sınavdır, bu hüküm kesin,
Secde et ki; varsın, Allah’a sesin;
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya KUR’ÂN, ya HÜSRÂN, üçüncüsü yok Cengiz Numanoğlu (2009)
 


Yazarın Diğer Yazıları