Kur’an’a Kulak Verelim

“Hoştur bana Senden gelen
“Ya gonca gül, ya da diken
“Ya hil’atu ya da kefen
“Narın da hoş, nurun da hoş!”
“Doğrudan Kur’andan alarak ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı” M.Akif Ersoy
Kur’an; sakınanlar ve arınanlar için bir yol göstericidir. Kur’anın gönderiliş amacı; insanların inançlarını düzeltmek, ahlakını güzelleştirmek, dünya hayatlarını düzene koymak, ilahi irade, rıza ve düzene uygun bir dünya hayatından sonra ve bu sayede onlara ebedi mutluluklarını kazandırmaktır.
Kur’an; insan ve insaniyetle ilgili her konuya, varlığın başlangıç ve sonuna, yaratılış ve yok edilişe, ahlaki erdemlere, fert ve cemiyet olarak insanla ilgili kurallara ve kanunlara, tarihi olaylara, kıssalara temas etmekte, insanları eğitmeye yönelik öğüt ve ibret tablolarına yer vermektedir.
İnansın inanmasın düz mantıkla düşünen herkesin Kur’anı inceleyerek ulaşabileceği bu sonuç, onun Allah’tan geldiğinin reddedilemez bir delilini teşkil etmektedir.
“Ey Rabbimiz! Bizi, inkâr edenlerin zulmüne uğratma, bizi bağışla! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen, mutlak güç, hüküm ve hikmet sahibisin!” (Mümtehine/5)
   “Sakın, Allah’la beraber başka ilahlara yalvarma!” (Şuara/213)
“İnkar edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet yolu belli olduktan sonra peygamber’e karşı gelenler, hiçbir şekilde Allah’a zarar veremezler. Allah, onların amellerini boşa çıkaracaktır.” (Muhammed/32)
“Kendilerine hainlik edenleri savunma! Zira Allah, hiçbir haini, hiçbir günahkârı sevmez!” (Nisa/107)
“Ey iman edenler! Kendilerine Allah’ın gazap ettiği, kabirlerdeki kâfirlerin ümit kestikleri gibi tamamen âhiretten ümitlerini kesmiş bir toplumu dost edinmeyin.” (Mümtehine/ 13)
“Onlar, ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeselr de, Allah nurunu tamamlayacaktır!” (Saff/8)
“Tevrat’la yükümlü tutulup da, onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın ayetlerini inkâr eden topluluğun hali ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez!” ( Cum’a/ 5)
“De ki; “Eğer biliyorsanız söyleyin. Yer ve yerde bulunanlar kime aittir? “Allah’ın” diyecekler. “Öyleyse siz hiç düşünüp öğüt almaz mısınız?” (Müminun/84-85)
“Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de ancak O’nadır.” (Nur/42)
“Kim iyilik yaparak kendini Allah’a teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur. İşlerin sonu ancak Allah’a varır.” (Lokman/22)
“Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği
kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür.”
“Onlar, Allah’ı bırakıp ancak dişilere(*) tapıyorlar. Halbuki aslında azgın bir şeytana tapmaktadırlar.”
(*)Müşrik Araplar, lat, menat ve uzza putunu dişi kabul ediyorlardı.  
Evet, bunlar, Allah’ın kuralları! Acaba uyuyor muyuz? Denenleri, söylenenleri yerine getiriyor muyuz?


Yazarın Diğer Yazıları