Kur’ansız Hayat Yaşayanların Zaten Kıyameti Kopuktur

Önce şu hususu bir tespit edelim; Maya takviminin ortaya attığı bu saçma konuya gerçekten inanıyor musunuz? İnanmıyor musunuz? Eğer “inanıyoruz” derseniz, peşinen imansız olursunuz! Çünkü Kur’anda böyle bir hüküm bulunmamaktadır. Kur’anda olmayanı Hz. Muhammed(SAV)’in de söylemesi mümkün değildir.  
Maya takvimiymiş! Bilmem neymiş! Bir deli kuyuya bir taş atıyor, kırk akıllı çıkaramıyor! Ne tuhafız değil mi? Allah’ın, açıkça belirttiği ve hiç şaşmayan emir ve prensiplerine uymuyor, gidiyor Mayaların veya İslâm’a sırt dönen, gerçekle alakası olmayan şeylere dediklerine itibar ediyoruz!
Mayası Kur’an olmayanın, kıyameti 21 Aralık olur. Kur'ana inanmayanların, Kur'ansız hayat yaşayanların zaten kıyameti kopuktur!  
“o gerçekleşecek kıyamet nedir? Nedir o büyük olay? O büyük olayın ne olduğunu sen nereden bileceksin. Semud ve Âd, kapılarını çalacak felaketi yalan saymışlardı. Semud kavmi, çok şiddetli bir depremle helak edildi. Âd halkı ise, dehşetli bir kasırga ile yok ediliverdi. ….şimdi onlardan  geriye kalan bir şey görüyor musun? Firavun, ondan öncekiler ve altı üstüne getirilen şehir halkı hep o günahı işlediler. Rablerinin elçilerine karşı geldiler. O da onları amansız bir şekilde yakalayıp cezalandırdı…”(Hakkâ/1-2-3-4-5-6-7-8-9-10)
Semud ve Âd kavimleri ahreti inkar edip kendilerine gönderilen peygambere isyan ettikleri için Semud, bir depremle yok lomuştur. Âd kavmi de; inkarcılıkta ısrar ettikleri için Allah onların üzerine kasıp kavuran bir fırtına göndermiş, sonunda insanları sökülmüş hurma kütükleri gibi yerlere serivermiştir.
Altı üstüne getirilen şehirlerden birisi de; Lût peygamberin gönderildiği Sodom ve Gomore’dir. bunlar da, kendi peygamberlerine isyan etmiş, onu yalancılıkla itham etmişler ve homoseksüellik(Erkek erkeğe münasebet) yaygın bir hal aldığı için şiddetli cezalara maruz kalmışlardır.
Hz. Nuh dönemindeki kavimler de, Nuh’u ve Hak davayı benimsememişler, tufanla yok olmuşlardır.
“Kıyamette, yeryüzü ve dağlar yerlerinden sökülüp birbirine bir defa çarpılarak darmadağın edildiğinde, gök yarılır, bütün düzen bozulur.” (Hakka/ 13-14-15-16) “O gün gökyüzü erimiş maden gibi olur. Dağlar da atılmış renkli yüne döner. Dost dostu arayıp sormaz.” (Mearic/8-9-10)
“Sûra üflendiği gün, bölük bölük Allah’a gelirsiniz; gökyüzü açılır da orada pek çok kapılar oluşur. Dağlar yürütülür, serap haline gelir. Şüphesiz azgınlar için barınak olan Cehennem pusuda beklemektedir.”( Nebe’/18-19-20-21-22)
Kıyamet gününde evrendeki mevcut kozmik düzen bozulacak, Allah’tan başka var olan her şey yok olacak- Şirince de kalmayacak-
“kulakları sağır eden ses geldiğinde; o gün kişi, kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar.” (Abese/33-34-35-36)
“ Kıyamet vaktinde; güneş dürülüp kararacak,yıldızlar sönüp dökülecek, dağlar sökülüp yürütülecek…” (Tekvir/1-2-3-4)
Kıyamet günü; “denizler yükselip birbirine katılacak, kabirlerin altı üstüne getirilecek…” (İnfitar/3-4)
Kıyamet gününde; dünya su altında kalacak, volkanik patlaklar ve derin çatlaklardan çıkan lav kütleleri deniz suyunu kaynatacak, denizi taşıracaktır!
Kıyamet, evreni ilgilendirdiğine göre, “Şirince’ye seyahat, orada kıyamet kopmayacak” demek ne kadar akla, mantığa ve inanca sığar? Bu tür söylemler, iddialar… İnsanların kafasını karıştırmaktan, inançlarda sarsıntı meydana getirmekten öteye geçmez! Ama şu bir gerçek ki; sağlam imanı olanların böylesine hurafelere ayıracak vakitleri yoktur.
Kur’an, yani Allah böyle buyuruyor. Bendeniz bir Mümin ve Müslüman olarak bunlara inanırım. Kur’an dışında olacak ve olan hiçbir şey bendenizi ikna etmez. Ve Kur’ansız bir hayat da zaten hayat değildir.


Yazarın Diğer Yazıları