Muhalefette Neler Oluyor?

Ülkemizde; iktidar partisi olarak AK PARTİ ve üç tane de  (CHP, MHP, BDP) muhalefet var. CHP, solun temsilcisi, MHP milliyetçilerin temsilcisi, BDP de; hem sol ve hem de PKK’nın temsilcisidir.
CHP, iktidardan düştüğünden beri iktidar yüzü görememiş, seçimlerde aldığı oylar iktidar olma şansı vermemiştir. İktidar olduğu zaman da; halka zulmetmiş, halkın değer yargılarını bir kenara itmiş, kendini halktan üstün, halkın kendisine muhtaç olduğu vehmine kapılmış ve böylece bir daha halkın teveccühüne mashar olamamıştır. Sık sık kurultay yaparak, ismi; “kurultay partisi” adını almıştır.
Ana muhalefet partisi, iktidarla mücadele yerine, kendi içinde kavga etmeyi sürdürüyor. Öyle ki, bazı CHP’liler, Bekir Coşkun’un belirttiği gibi, AKP iktidarının ömrünü uzatmak için ellerinden geleni yapıyor.

Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, hiçbir tarihsel ve bilimsel temele dayanmayan, dahası Yunanistanlı milliyetçilerin propaganda metinlerinden alınma bir iddiayı gündeme getirerek gereksiz bir tartışma başlattı. Hatırlanacağı gibi Aygün, Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye’nin batısında Rumlara karşı “etnik temizlik” yapıldığını söylemişti. Bu ülkenin tarihinde “devrimci” ve “ilerici” olan ne varsa onlara saldırmak ya da kirletmek, solculuk değil, toplumu gericiliğe teslim etmek demektir.

Türkiye’de moda olduğu üzere, CHP’de de sınıfsal bir bakış açısıyla hareket etmek yerine, etnik ve dinsel kimlikler üzerinden siyaset yapmayı solculuk sananlar var. Oysa bu post-modern bakış sol değil, yeni gericiliktir. Dünyayı talan edenlerin geliştirdiği bir anlayıştır.

CHP’de henüz Aygün tartışması bitmeden, deyim uygunsa Birgül Ayman Güler “bombası” patladı. Güler’in “Türk ulusu ile Kürt milliyeti eşit değildir” şeklindeki sözleri, yanlışlığının yanı sıra akademinin diliyle sokağın dilini birbirine karıştırmaktır.

CHP’nin bu tavrı, parti içinde de değişik oyunların oynanmasına sebep olmaktadır. Bir başka yönden bakacak olursak, bir Mustafa Sarıgül meselesini inkar edemeyiz. Sarıgül’ün, yeni bir parti ile ortaya çıkacağı veya CHP’ye gireceği söylentileri dolaşıyor medyada. Eğer CHP’ye girerse, Melih Gökçek’in dediği gibi genel Başkanlık için her türlü argümanları dener! Bu da, Kemal Kılıçdaroğlu’nun saltanatının sarsılması ve sıfırlanması demektir. zaten içten içe CHP’de kazan kaynamaya devam ediyor! Öyle görünüyor ki böyle devam ederken, 2014’te yapılacak mahalli seçimlerde AK PARTİ, CHP’nin elinde bulunan bütün belediyeleri alacağa benziyor! Yani, CHP, Kılıçdaroğlu’nun elinde erimeye devam ediyor!     
MHP Cephesi;
Yerel seçimler için düğmeye basan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin büyük önem verdiği Mart 2014 öncesinde Konya, Sakarya, Edirne, Çankırı ve Muğla teşkilatlarının başkan ve yöneticileri görevden alınarak, parti teşkilatları kapatıldı.

MHP Tüzüğüne göre, kapatılan teşkilatlar yerine kurucu yönetim kurulları oluşturulacak. Kurucu yönetim kurulları, kendi kongrelerine kadar görev yapacak.
Genel merkez, “Yerel seçimler MHP için çok önemli. Güçlü teşkilatlara ihtiyacımız var. Yerel seçimleri kaldıramayacak durumda olan teşkilatlarla ilgili böyle tasarrufta bulunuldu. Bir nöbet değişikliği olarak görmek gerekir. Kurultay süreciyle ilgisi yok” değerlendirmesini yapıyor.
Muhalif teşkilatlar, kurultayda Koray Aydın'ı destekleyen iller ve teşkilatlarının cezalandırıldığını ileri sürerken, MHP Trabzon Milletvekili Aydın cephesi ise henüz sessiz.
MHP Genel Merkezi'nden gelen yazıyla görevden alınan Konya İl Başkanı Hasan Kaya ise, ”Beni medenice görevden al ama bu partiyi Konya gibi bir yerde kapatmak; tüm samimiyetimle söylüyorum bütün ülkücülerin gönüllerini kırdı” dedi. Kaya, görevden alınma nedenlerinin Koray Aydın'ı desteklemek olduğunu söyledi.


 MHP yeniden tartışılıyor. 12 Eylül Anayasa referandumunda tabanını kontrol edemediği gerekçesiyle “kalelerinde yenildiği, tabanının eridiği” iddia ediliyor. Genel Başkanı, “okyanus ötesinde hazırlanan bir tasfiye operasyonu”na hedef olduklarını söylüyor. Başbakan referandumda "evet" diyen "bağımsız ülkücülere" teşekkür ediyor. CHP, "hayır"daki MHP katkısını sorguluyor. Pek çok kalem,  MHP'ye "değişime uygun" yeni strateji öneriyor. Defalarca sorulan "bitti mi?" sorusu raftan bir kez daha indiriliyor.
Gelelim BDP’ye; BDP, PKK’nın partisi desek sanırım yanılmayız. Yanılmayız çünkü PKK’lılarla kucaklaşmayı marifet sayıyorlar! Yanılmayız, aklı başında hiçbir Kürt, bunların yaptığını tasvip etmiyor. Aynı zamanda da BDP Kürtlerin hakkını savunmak için Meclis’te değil!


Yazarın Diğer Yazıları