Ne Olacak Şimdi?

Ne sağlam yapısı varmış Türkiye’nin! Kimi içerden, kimi dışardan çekiştire çekiştire bitiremediler! Ne zaman bir yiğit çıksa, ne zaman bir kahraman kendini ortaya atıp; “ben, bu ülkede yatırıma, atılıma, ilerlemeye, ağır sanayiye, kendi malını üreten, fabrika yapan fabrikalar kurmaya talibim” dese; “bu adam deli, ne dediğini bilmiyor” diyerek defe koyuyorlar! Ne vakit bir lider çıksa; “boğaz’a ikinci köprüyü yapacağım, ekonomiyi canlandıracak, enflasyonu aşağılara çekeceğim, üçüncü hava alanı, üçüncü köprüyü yapacağım, denizen altından ulaşımı sağlayacağım…” dediği zaman, “git yahu, sen neden bahsediyorsun? Senden önce böyle bir şey yoktu, sen nerden çıktın?” deyip, ülkeye hiçbir çivi çakmama, Türkiye’yi ayağa kaldırmama, dünyada hatırı sayılır bir ülke pozisyonuna yükseltmeme…derekesine indirme gayreti içinde oldular! 
Tarihi bilgilerimizi yokluyorum; Adnan menrese çıkmış, CHP’nin tek parti zihniyetini, halka tepeden bakma, halkın inancıyla alay etme, halkı köleleştirmesine izin vermemiş ve halktan destek almıştır! Ama kör zihniyet, halkı adam yerine koymayan anlayış, bu hamlelerden rahatsız olmuş ve darbe yaparak, seçimle iktidara gelen, halkın teveccühünü kazanan bir siyasi anlayışı alaşağı etmiştir! Ondan sonra, sol, bir daha tek başına iktidar olamamış, halkımız, kendini hiçe sayan anlayışa geçit vermemiştir. 
Halkı iyi anlamak, iyi dinlemek lazım. Halkın dediklerine kulak tıkamamak, onun görüşlerine saygılı olmak zorunluluğu vardır. 
Ne zaman darbe, demokrasiyi rafa kaldırma, seçime itibar etmeme, seçimlerde hileye başvurma söz konusu olmuşsa, orada kaos, orada gerileme görülmüştür! 
Darbeyi, terörü dışarıdan ithal ediyorlar, içimizdeki beyinsizler de, mal bulmuş mağribi gibi dört elle sarılıyorlar! Hiç düşünmüyorlar; bindiğimiz dalı niçin kesiyoruz? Bu ülke gemisinin batmasına neden göz yumuyoruz? Niçin aymazlık içindeyiz? Diye düşünce geliştirmiyorlar! Geliştiremezler, çünkü onların; vatan, millet, devlet, inanç, bayrak, değer yargısı… gibi bir hassasiyetleri yok! Onlar, ancak; yakmak, yıkmak, kırmak, dökmek, terrorize etmek, halkı korkutmak, insanların cahil kalmasını sağlamak, yol, su, toplu taşıma araçlarını tahrip etmek, devletin malını heba etmek… gibi ihanet içindedirler! 
Terörizmin; dini, ahlakı, milliyeti, ırkı, ülkesi, cinsiyeti, kanı yoktur! Onlar, bir robot misali, nereye çeksen giden bir canlı bombadır! 
Terörle şerbetlenmişlerle; ne diyaloga girilir, ne anlaşma yapılır, ne de oturulup konuşulur! Zira daha önceleri çok denendi bunlar. Ama para etmedi! Devlet yetkilileri; “çözüm süreci” adıyla, bunların silah bırakmasını, barışı temin etmesini arzulamıştı! Acaba devreye “akil adamları” sokarsak sonuç alır mıyız? TBMM’ye girerlerse, terörden vaz geçerler mi? silahı bırakmak ve bıraktırmak için çözüm ararlar mı? Şeklinde değişik uyum yolları arandı! Belki yanlıştı, fakat kesinlikle iyi niyetle bunların yapıldığını düşünüyorum.     
O günden bugüne bir arşın yol alınmadı! Olmadı, olmuyor ve olmayacak gibi görünüyor! Demek ki; terör kafalılar, terörle şerbetlenenler, ruhlarını teröre teslim edenler, beyinlerini teröre kiralayanların böyle bir mantığı yokmuş! 
O zaman tek bir seçenek kalıyor; devlet demir yumruğunu vuracak! Nerede terösit varsa, nerede terör eylemi meydana gelmişse, oraya en sert müdahale yapılmalı, halkımızın güvenliği sağlanmalıdır! “iç Güvenlik Yasası” eksiksiz biçimde işletilmeli, halkımızın burnunun kanamasına izin verilmemelidir.
Unutmayalım ki Türkiye’den başka Türkiye yok! Eğer ülkemiz ayağımızın altından kayarsa hepimiz sıkıntı çekeriz! Aklımızı başımıza alalım. Allah, devletimize, milletimize, güvenlik güçlerimize güç kuvvet versin.   
 

Yazarın Diğer Yazıları