Ne Suriye, Ne Mısır, Tüm Senaryolar Türkiye İçin

Karadan-havadan halkına ölüm yağdırarak 100 bin kişiyi katleden, 2 milyonunun mülteci olarak komşu ülkelere kaçmasına yol açan Suriye diktatörü Beşşar Esat kırmızıçizgi denilen kimyasal silahla da kitlesel katliam yaptığı halde batı, uyduruk bahanelerin ardına saklanarak seyretmeyi sürdürüyor.
Kimyasal katliamın sıcak görüntülerinin dehşetle izlendiği ilk anlarda dünya kamuoyuna verilen mesajlarla esip gürleyen, tehditler savuran, kırmızıçizgilerinin aşılmasının hesabının sorulacağı vurgusu yapan batılı liderler giderek bu üst perdeden verdikleri tepkileri yumuşatmaya, birtakım manevralarla zamana oynamaya başladılar.


İngiltere parlamento engeli arkasına saklanırken, Fransa da tutumunu yumuşattı. ABD de olayı gerekli olmadığı halde Kongre’ye havale edip oradan karar çıkartma yoluna gitti. Beşşar Esat’a mühlet sağlamaya, yeni bir opsiyon tanımaya yönelik bu tutumlarla dünya kamuoyunu oyalayıp duruyorlar.
Daha önce de kimyasal silahlar kullanıldığı halde görmezden gelen batılı ülkeler son olay İsrail tarafından onaylanınca kabul etmekten imtina etmediler. İsrail kimyasal silah kullanılan bu son olayı hangi amaçla dünya kamuoyu önünde doğruladı, batılı ülkeler ilk başta üzerine balıklama atlayıp sonra neden tornistan ettiler; üzerinde asıl durulması, cevaplarının bulunması gereken asıl önemli sorulardır.


Batılıülkelerin ilan ettikleri kırmızıçizgisi kimyasal silahın kullanıldığını İsrail’in kabul edip açık şekilde dünya kamuoyuna kabul ettirmesinin ve üzerine balıklama atlanılmasının ardından bir ani manevra ile yön değiştirilmiş olmasıhesaplarının tutmadığının, planın başarısız kaldığının göstergesi gibi gözüküyor.
Türkiye’nin1 Mart Tezkeresi ile ortaya çıkan batıdan bağımsız politikalar izleme eğilimi, İsrail ile bozulan ilişkileri ve yaşanan Arap Baharında sergilediği tutumu ile artarak devam ediyor. Bu durumu başta İsrail, batı; çıkarları önünde engel, gelecekleri için tehlike olarak algılamaktadır.
Bu gidişe son vermenin Osmanlı Devletinin yıkılışında uygulanan Türkiye’yi gereksiz savaşlara sokarak, güçsüz, mecalsiz bıraktıktan sonra üzerine çullanıp aralarında üleşmek olduğunu çok iyi biliyorlar. Bu yüzden tüm planları ve hesapları bu doğrultudadır.
Bu amaçla, Arap Baharının Suriye’ye sıçraması üzerine sürekli Türkiye’yi kışkırtarak müdahale etmeye ve nihayet savaşmak zorunda bırakmaya yönelik bir politika izleyen batılılar bir türlü bu planlarını gerçekleştiremediler, hesaplarını tutturamadılar.
Türkiye düşürülen uçağına, sınırlarına yönelik yapılan taciz ateşlerine ve yüz binlerce mülteciye ev sahipliği yapmak durumunda kalarak harcadığı milyarlara rağmen hiçbir şekilde müdahaleyi düşünmeyerek hazırlanan tüm komploları etkisiz, sonuçsuz bırakmayı başardı, başarıyor...
 


Yazarın Diğer Yazıları